Connect with us

Haberler

Beşiktaş’ta Eylem: NATO’dan Çıkılsın, Üsler Sökülsün, İsrail’le Ticaret Kesilsin!

Yayınlanma:

-

Eğitim İlke-Sen, TOKAD, ÖYB, Sağlık İlke-Sen “Emperyalist-Siyonist Kuşatma ve Katliama Karşı Somut Adımlar” nöbetlerine devam ediyor.

21 Nisan 2024 pazar günü, Beşiktaş İskeleye bakan Barbaros Meydanında yapılan eylemde Eğitim İlke-Sen başkanı Ahmet Örs, emperyalistlerin desteğiyle Siyonist İsrail’in katliamlarına devam ettiğini söyledi. İsrail’le Türkiye arasında devam eden ticareti eleştiren Örs, göstermelik adımların atıldığını söyledi ve emperyalist blokta yer alan Türkiye’nin bir an önce NATO’dan çıkmasını, Kürecik ve İncirlik gibi emperyalist üslerin kapatılmasını istedi.

Eylem boyunca, “Katil İsrail Filistin’den Defol, Yaşasın Küresel İntifada, Gazze’de Çocuklar Açlıktan Ölüyor, Emperyalistler Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak, Katil ABD Ortadoğu’dan Defol, NATO’dan Çıkılsın Üsler Sökülsün, Kürecik Radarı İsrail’in Kalkanı, Yaşasın Gazze Direnişimiz, İşbirlikçi Rejimler Hesap Verecek, İhanetten Vazgeç Ticareti Kes, Kısıtlama Yetmez Ambargo Gerek, İsrail’le Ticaret Filistin’e İhanet, Vanaları Kapat Gemileri Bağla, Eli Kanlı İÇDAŞ Hesap Verecek, Eli Kanlı Zorlu Hesap Verecek, Siyonist Sermaye Hesap Verecek, İşbirlikçi AKP Hesap Verecek, Katliama Değil Direnişe Ortak Ol, Siyonistler Yenilecek Direnen Filistin Kazanacak” sloganları atıldı, Tekbir getirildi.

Eylemde okunan açıklamanın tam metni şu şekilde:

NATO’DAN ÇIKILSIN, EMPERYALİST ÜSLER  KAPATILSIN!

KISITLAMA YETMEZ AMBARGO GEREK!

İSRAİL’LE TİCARET, FİLİSTİN’E İHANET!

 Bismillahirrahmânirrahim

 Filistin dostları!

Filistin halkı aylardır, dünya tarihinde eşine az rastlanır bir katliam ve kuşatmaya maruz kalıyor.

Siyonist İsrail rejimi bir asrı aşan işgal ve katliamlarının en büyüğünü dünyanın gözü önünde, kameralara göstere göstere yapıyor!

On binlerce Filistinli bombalarla, açlıkla katledildi. Hastaneler yıkıldı, mahalle ve şehirler harap oldu. İnsanlık, bir kez daha büyük bir utancın içine sürüklendi.

Bu vahşet tablosuna itiraz eden temiz fıtratlar, pâk vicdanlar dünyanın dört bir yanında ayağa kalktı. Yemen’den Kanada’ya, Endonezya’dan İngiltere’ye, Güney Afrika’dan Norveç’e kadar yeryüzünün her bir noktası Gazze Direnişinin yükselttiği “Küresel İntifada” çağrısıyla yankılandı.

Egemen dünya düzeni Siyonist katliama gözlerini kapatırken soykırımı engellemeye çalışan çığlıkları, feryatları duymazdan geldi.

Emperyalizmin devasa savaş makinesi bir bütün hâlinde Siyonist İsrail’in arkasında durdu! Onun yaptığı her bir katliama ortak oldu! Diplomatik ve siyasi şeytanlıklarını silah sanayini Siyonistler lehine seferber ederek desteklerken katliam ve soykırıma karşı çıkan halklara gözdağı vermeyi asıl amaç olarak benimsedi.

ABD, İngiltere, Almanya başta olmak üzere NATO ile ete kemiğe bürünen emperyalist blok, Filistin halkına reva gördüğü katliam ile bütün bir insanlığı ipotek altına alma isteğini açık etti.

Ortadoğu’nun pek çok yerine yayılmış üsleri vasıtasıyla halkları, coğrafyaları kontrolü altında tutmaya çalışan emperyalistler, ileri karakol olarak kurup işlettikleri İsrail’i tahkim etmeyi her zaman olduğu gibi öncelikli sorumlulukları olarak gördüler.

Arkadaşlar,

Türkiye; 1952 yılından bu yana, emperyalizmin jandarması NATO’nun üyesidir. Başta Filistin halkı olmak üzere Ortadoğu halklarının, uzak yakın demeden dünyanın farklı coğrafyalarındaki halkların düşmanı olan ve onların coğrafyalarının işgal ve sömürüsü için faaliyet gösteren NATO bünyesinde yer almak, temel ve öncelikli itiraz maddelerimizden olmalıdır.

Ülkemizde emperyalizmin hizmetinde faaliyet gösteren çok sayıda merkezi temsil eden iki sembolik üs var. Biri İncirlik, diğeri Kürecik.

Bu üslerin birinde Ortadoğu’daki askeri hareketlilik hava yoluyla organize edilirken diğerindeki radar faaliyetleriyle ABD-NATO-İsrail bütünlüğü, cephesi korunmaktadır. 2012 yılından bu yana faaliyet gösteren Kürecik NATO Radarı, İsrail’in kalkanı olarak çalışmaktadır. Bunu bizzat, önceki NATO Genel Sekreteri söylemiştir.

Son günlerde İsrail’le İran arasında yaşanan saldırı ve misilleme sürecinde bile Türkiye hava sahasının NATO üyesi ülkelerin savaş uçakları ve bu uçakların havada yakıt ikmali için kullanıldığı görülmüştür. Kürecik Radarının İsrail’e dönük tehditleri bertaraf etmek amacıyla çalıştırıldığı su götürmez bir hakikattir.

Bu durumda, itiraz sahiplerine sormak gerekir: Bunda şaşılacak ne var! Türkiye, zaten bir NATO üyesi değil midir? Eğer bundan rahatsız olunuyorsa yapılması gereken bellidir: NATO’dan çıkmak, emperyalist üsleri sökmek!

Gazze Direnişinin Dostları!

Tarihin eşine az rastlanır direnişlerinden birine tanıklık ediyoruz. İnsanlığın yüzünü ağartan böyle bir örneklik her türlü desteği hak etmektedir.

Dünyanın pek çok yöresinde “Küresel İntifada” çağrısıyla ayağa kalkan vicdanlar, Siyonist katliam rejimini besleyen damarları kurutmak için seferber olmuşken bizi de kendi ülkemiz ve bölgemizde benzer bir sorumluluğa davet etmektedir.

Bu davete uyarak, bu sorumlulukla yola çıkarak Ortadoğu’daki işbirlikçi rejimlerin Siyonistler için hangi manevralarla nasıl güçlü bir dayanak olduklarını kavramak ve hakikatleri direniş alanlarında haykırmak durumundayız.

Ortadoğu’daki pek çok işbirlikçi rejim en son İbrahim Anlaşmaları ile Siyonist varlığın meşruiyeti için çırpınıyor, Filistin’in doğal gazını çalarak İsrail doğal gazı diye Batıya satmaya çalışan projeyi hayata geçirmeye çalışıyordu.

Aksâ Tûfânı bu oyunu bozdu, bütün taraflara suçüstü yaptı.

Biz de Siyonist rejimin Türkiye’deki dayanaklarını birer birer ortadan kaldırmalı, onu besleyen damarları parçalamalıyız.

İsrail’le Türkiye arasındaki yıllık 9 milyar dolarlık ticaret derhal kesilmelidir. Uzun süre ticaretle ilgili iddiaları savuşturmaya çalışan AKP iktidarının, gelen tepkileri dizginlemek için sözüm ona pek çok ürün için kısıtlama kararı çıkarması bir yandan itiraf, diğer yandan ise yine bir gayrı ciddilik ve aymazlıktır.

Belirsiz bir ateşkes şartına bağlı olarak ilan edilen bu karar, tümüyle samimiyetsizdir. Onca katliama ortaklık eden bütün bu ticari faaliyetler, sorumluluk taşıyan her kişi ve kurum için alınlarına kazınmış birer kara lekedir. Bunun hesabını ahirette Âlemlerin Rabbi Allah, bu dünyada ise mazlum halklar elbette soracaktır!

Aylardır meydanlarda anlatıyoruz:

İsrail’in petrol ihtiyacının yüzde 60’ı Azerbaycan ve Kazakistan’dan sağlanıyor ve Bakü-Ceyhan boru hattı marifetiyle limanlara, oradan da gemilerle İsrail’e ulaştırılıyor. İsrail de aldığı bu yakıtı Filistin halkını katletmek için kullanıyor!

İsrail’in çelik ihtiyacının yüzde 65’i Türkiye’den sağlanıyor. Buradaki aslan pay İÇDAŞ’a ait.

Zorlu Holding, kurduğu üç adet santral aracılığıyla İsrail’in elektrik ihtiyacının yüzde 7’den fazlasını karşılıyor!

İsrail’in çimento ihtiyacının tamamına yakını Türkiye’den sağlanıyor, AKÇANSA gibi firmalar başı çekiyor.

Kolin’i, Limak’ı, MNG’si derken yoğun lojistik trafiği savaşın başından itibaren aksamadan sürüyor.

Filistinli Müslümanlar girmesin diye Mescid-i Aksâ’ya çekilen dikenli teller Türkiye’den gidiyor!

AKP genel başkan yardımcısı Nihat Zeybekçi’nin açıklamaları ise, bütün bu gerçekleri kabul etmeye yanaşmayan herkesin suratına atılan bir tokat olmuştur. Zeybekçi’nin kısaca, “Katliamı kınıyoruz ama ticaretten, paradan da vaz geçmeyiz!” anlamına gelen ve arsız işbirlikçiliği alenen beyan eden ifadeleri bu mesele için esasen son söz olma makamındadır.

Burada sayılması imkânsız uzun bir listeye sahip olan bu Siyonistsever tüccarlık, katliama ortak olmanın açık beyanından başka bir şey değildir.

Sahada ve diplomaside türlü zorluklarla boğuşan Direniş öncülerine dönük göstermelik ağırlamalarla, süslü laflarla bu işbirlikçilik gizlenemez. ABD-İsrail öncülüğünde Gazze’de sözde insani yardım faaliyetleri için kurulan işgal limanı örneğinde olduğu gibi Direniş’in bertaraf edilme projesine karşı uyanık olunmalıdır.

Gıdadan enerjiye, çöp ithalatından Varlık Fonu şirketinin bor madeni satışına, bakır kablosundan askeri malzeme parçalarına kadar sayısız ürünün gemi gemi ihracı yapılmaya devam ediyorsa bize düşen de bu işbirlikçiliğe itiraz etmek olacaktır.

Kıymetli halkımız,

Emperyalizmin jandarması NATO’da üye kalarak, yetmedi bu terör şebekesinin daha da büyümesi için onaylar vererek, Irak işgalinden Gazze katliamına kadar emperyalistlere destek vererek, yine emperyalist üslere ev sahipliği yaparak mazlum halklar için adalet talep edilemez!

Siyonistlerle serbest ticareti savunarak, onca katliama rağmen paradan vazgeçmeyerek Filistin halkından yana durulamaz!

Ey egemenler; siz, kimi kandırıyorsunuz! Bu tutarsızlıklarınıza kargalar bile güler!

Ülkenin, İstanbul’un pek çok noktasından itiraz seslerimizi yükseltmeye devam edeceğiz!

Filistin halkının, Gazze Direnişinin yükselttiği “Küresel İntifada” çağrısı Filistin’in, bütün mazlum coğrafyaların, bütün mustazaf halkların, ezilenlerin, yoksulların, hürriyeti gasp edilenlerin kurtuluşuna vesile olana kadar hakikatin, Direniş’in yanında durmaya devam edeceğiz!

Herkesi bu hat üzerinde buluşmaya, bu yolda dayanışmaya davet ediyoruz!

Yaşasın Gazze Direnişimiz!

Yaşasın Küresel İntifada!

Siyonistler Yenilecek, Direnen Filistin Kazanacak!

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.saglikilkesen.org)

TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, www.tokad.org)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği, www.ozguryazarlarbirligi.org)

Tıklayın, yorumlayın

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

MESEM ve Yenidoğan Ölümlerine, Açlık ve Yoksulluğa Karşı Üsküdar’da Eylem

Yayınlanma:

-

Eğitim İlke-Sen, Sağlık İlke-Sen, TOKAD ve Özgür Yazarlar Birliği, 24 Kasım 2024 pazar günü Üsküdar’da “Çocuklarımızı Yenidoğan Ünitelerinde, MESEM’lerde Katleden; Halkımıza Açlık ve Yoksulluğu Dayatan Sömürü Düzenine Hayır!” başlıklı bir eylem düzenledi.

“Çocuklar Ölüyor Sermaye Büyüyor, Bebekler Ölüyor Sermaye Büyüyor, Sağlık Sistemi Ölüm Düzeni, MESEM Ölümdür Çıraklık Değil, Yoksulluk Sürüyor Açlık Derinleşiyor, Yoksulluk Sürüyor Çocuklar Ölüyor, İşçiler Ölüyor Sermaye Büyüyor, Asgari Ücret Köleliktir, Hakça Bölüşüm Adil Paylaşım, Katil Sermaye İşbirlikçi AKP, Sömürücü AKP Hesap verecek, Allah Adaleti Emreder” sloganları atıldı, tekbir getirildi.

Eylem, video kaydından takip edilebilir:

Devamını Okuyun

Haberler

Tokat’ta Eylem: Siyonist Gemiler Türkiye Limanlarında Cirit Atıyor!

Yayınlanma:

-

Eğitim İlke-Sen, TOKAD, Özgür Yazarlar Birliği ve Sağlık İlke-Sen’in 10 Kasım 2024 günü Tokat’ta gerçekleştirdiği eylemde Filistin ve Lübnan’da katliamlar yapan İsrail’le Türkiye’nin ticaret yapmaya devam etmesi kınandı. Eylemde, Siyonist sermaye gemilerinin Türkiye limanlarından rahatça sevkiyatları sürdürmesi, Ceyhan’dan İsrail’e petrol gönderilmesi ve emperyalist üslerin faaliyetlerini sürdürmesi protesto edildi.

Topluluk adına Sağlık İlke-Sen başkanı Emre Ulukaya’nın okuduğu açıklamanın tam metni şu şekilde:

SİYONİST KATLİAM MAKİNESİNİ BESLEYİP KORUYAN PETROL SEVKİYATI VE TİCARET SÜRÜYOR, KÜRECİK RADARI ÇALIŞIYOR!

Bismillâhirrahmânirrahîm

Kıymetli arkadaşlar!

Sadece Filistin’i, Gazze’yi ve yine sadece Siyonist işgal rejimini derinden etkilemekle kalmayıp bütün dünyayı sarsan, halkları ve rejimleri bambaşka bir sabaha ve döneme uyandıran Aksâ Tûfanı’nın üzerinden 13 ay geçti.

Yüz binlercesiyle can veren Filistin ve ona bir kez daha katılan Lübnan halkları, egemen dünya düzeninin desteğiyle benzersiz katliamlar yapan Siyonist soykırım makinesinin hedefinde eşsiz bir mücadele yürütüyor!

Siyonizm’e ve emperyalizme direnen kardeşlerimiz, önderi-takipçisi demeden birer birer şehit oluyorlar. En son Yahya Sinvar’la insanlığın onur ve haysiyet burcuna asılan şehadet sancağı, şirk, zulüm ve tuğyanın karşısına dikilme cesaretini kuşananların sarsılmaz imanlarına, azim ve kararlılıklarına emanet edilmiştir!

Filistin Direnişinin Dostları!  

Filistin’de, Gazze’de savaş, işgal, katliam yeni başlamadı. Tam yüz yıldır bu bölge emperyalizmin, Siyonizm’in muhasarası altındadır. İngilizlerin öncülüğünde Batı Asya’nın/Ortadoğu’nun kalbine bir hançer gibi saplanan, emperyalizmin ileri karakolu olarak konuşlandırılan İsrail’i püskürtmek için Filistin halkı sayısız evlâdını şehit verdi, yerinden yurdundan oldu, işbirlikçilik ve ihanet kıskacında nefessiz kaldı ancak hiçbir güçlük ve zorluğa boyun eğmedi; ilerleyen yaşına rağmen tank ve top atışlarına göğüs geren, son ânında dahî direnişten geri durmayan Yahya Sinvar örneğinde olduğu gibi zalimlere, işgalcilere teslim olmadı! Katledildi, sürüldü, aç ve açıkta kaldı lâkin yılgınlığa düşmedi!

Son bir yıl boyunca katliam ve direniş tarihinin zirvesine şahit olduk. Bütün dünyanın gözleri önünde ve kayda geçirilerek süren bir soykırım ve direniş süreci var. Küçücük bir coğrafyaya sıkıştırılan bir halk, benzersiz bir vâr oluş kavgası veriyor.

Bu vâr oluş kavgasına dünyanın her bir yanından onurlu halklar destek verdi, destek vermeye devam ediyor. Kendilerini derin bir minnet ve saygıyla andığımız bu insanlar kampüslerde, meydanlarda, cadde ve sokaklarda katliam düzenine karşı seslerini yükselttiler; işbirlikçi rejimlerinin ihanetlerine karşı hakikatin saflarında yer aldılar, hâlâ yılmadan bu mücadelelerine devam ediyorlar. Her biri bizim kardeşimiz ve yoldaşımızdır!

Biz de bu coğrafyada, Türkiye’nin dört bir yanında bu duruşa eşlik etmeye çalıştık. Siyonizm’in bölgedeki köklerini, damarlarını kurutmak için öteden beri dile getirdiğimiz hakikatleri daha bir yüksek sesle haykırmaya çalıştık.

İntifadayı Yükselten Yürekler!

Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki Siyonist rejim ve onun değişmez destekçisi emperyalizm coğrafyamıza iyice kök salmış, bütün araç ve imkânlarıyla kendilerini muhafaza ve müdafaa edecek, koruyup besleyecek bir düzen kurmuş!

Takdir edersiniz ki işgalci İsrail, bölgesel dayanakları olmadan nefes alamaz, meşruiyet devşiremez! Bütün bu dayanakların ticaretten diplomatik münasebetlere, akademiden istihbarata, savunma sanayinden bilişim teknolojilerine ve şimdi burada hepsini sıralayamayacağımız pek çok alana yayılan anlaşmalarla mümkün olabileceğini biliyoruz.

Şimdi hep birlikte İsrail’i besleyip koruyan işleyişin farklı alanlarda nasıl seyrettiğini hep beraber hatırlayalım:

Öncelikle şuradan başlayalım: Biliyorsunuz Türkiye, İslam dünyasından İsrail’i tanıyan ilk devlet olmuştur. Başta Erdoğan olmak üzere iktidara yakın çevreler İsrail’i soykırımcı, terörist olarak suçlamakta ancak İsrail’i tanıma kararını geri çekme ihtimalinden bile bahsetmemektedirler. Hâlbuki İsrail’i tanımamak önemli bir samimiyet testidir ve imkânsız değildir. Birleşmiş Milletler üyesi 28 devlet İsrail’i tanımıyor arkadaşlar ve bu nedenle o ülkelerin halkları açlıktan, yoksulluktan ölmüş değil!

Her fırsatta İsrail’in gözünü Türkiye’ye diktiğini söyleyerek propaganda makinesini durmaksızın çalıştıran aynı merkezlere sormak gerekmez mi? “Madem öyle, peki siz bu işgal devletini neden tanıyorsunuz, tanımakla kalmayıp her türlü münasebeti kuruyorsunuz! Neden Siyonist cumhurbaşkanını, caddelerini İsrail bayraklarıyla süslediğiniz Ankara’da şaşaalı törenlerle karşılıyorsunuz? Katil Netanyahu ile New York’ta, hem de Aksâ Tûfânı’ndan 15 gün önce heyetler hâlinde buluşup Filistin halkından çalınan doğal gazı pazarlama plânlarını hangi yüzle müzakere ettiniz?”

Evet, Siyonizm’e ve emperyalizme karşı mücadele, sadece Filistin halkının değil de hepimizin yükümlülüğü ise yakıcı gerçeklerle yüzleşmek, Siyonizm’i besleyen merkezlerle kapışmak zorundayız. Bizim sorumluluğumuz öncelikle kendi ülkemizden başlamaktadır yoksa uzaktan direnişe selam göndermek elbette çok kolay ve zahmetsizdir.

Şimdi dönelim yine bir başka can alıcı hususa! Aksâ Tûfânı’ndan bugüne Türkiye ile İsrail arasındaki ticaretin kesilmesi için Filistin dostları sayısız eylem yaptı. İktidar, tepkileri savuşturmak için ticarete önce kısıtlama getirdi, sonra da ticareti tümden yasakladığını ilan etti. Hâl böyleyken zamanla ticaretin durmadığı, hileli yollarla devam ettirildiği ortaya çıktı. Önce üçüncü ülkeler aracılığıyla sürdürülen ticaretin daha sonra ve yoğunluklu olarak Filistin’in adı kullanılarak yapıldığı görüldü

Açık kaynaklardan herkesin ulaşabileceği ve her biri utanç ve ihanet vesikası olan bilgilere göre resmiyette İsrail’le kesilen ticaret birdenbire makyaj malzemelerinden tutun da çeliğe, kimyasallardan başka diğer tedariklere kadar türlü çeşit ürünlerin güya Filistin’e ihracatı yüzlerce kat artmış durumdadır!  Soykırım savaşı altındaki Filistin birden zenginleşmiş de ithalat patlaması yaşamış gibi!

İşte akıllara ziyan bu arsızlık, başta kendi arazisine yapılan özel gümrük aracılığıyla İsrail’e çelik ihraç eden ve bu yolla doğrudan katliamın destekçisi olan ama yeri geldikçe başta Mehmet Akif Ersoy gibi değerleri istismar etmekten çekinmeyen İÇDAŞ gibi işbirlikçi sermaye grupları tarafından yapılıyor!

Zaten Türkiye-İsrail ekonomik ilişkileri AKP iktidarında geçen yıllarda sürekli büyümüş ve 2002 yılında 1,41 milyar dolar olan ticaret hacmi 2022’de 9,5 milyar dolara kadar çıkmıştı. Siyonist katliam rejiminin nasıl ve kimler tarafından beslenip palazlandırıldığı bu örneğe göre son derece açık değil midir?

Kardeşlerimiz Gazze’nin kuzeyinde açlık ve Siyonist kuşatma altında direnişi sürdürmeye çalışırken bütün bu tezgâhı dağıtmak elbette boynumuzun borcudur! Bu tezgâhı dağıtmak bu coğrafyada yaşayanlar olarak temel önceliğimizdir! Bu tezgâhı dağıtmak insan ve mü’min olmanın temel şartlarındandır!

Direnişin dostları!

Peki, Siyonizm’i besleyen dayanaklar burada bitiyor mu? Elbette hayır!

Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattından İsrail’in petrol ihtiyacının yarısını karşılayan petrol, akmaya devam ediyor mu? Evet!

AKP iktidarı, binlerce eylemde dile getirilen çağrılara kulak tıkayarak yüz binlerce Filistinlinin katledilmesinde en önemli role sahip petrolün Siyonist katliam makinesine akmasına izin verdi mi? Evet!

Bir ucunu Azerbaycan devlet şirketi SOCAR’ın, diğer ucunu Türkiye Varlık Fonuna bağlı BOTAŞ’ın tuttuğu boru hattı Filistin halkına ölüm ve yıkım taşıdı mı, hâlâ taşımaya devam ediyor mu? Evet!

Şimdi can alıcı sorumuz şudur:

Ülkemiz bütün imkânlarıyla kimi desteklemelidir? Soruyoruz sizlere!

Elbette hepiniz “Tabii ki Filistin halkını!” cevabını vereceksiniz. Buna inancımız tamdır ancak gelin görün ki uygulama, tam olarak bunun aksi istikametindedir. Görüyor ve anlıyoruz ki Siyonist katilleri besleyip Filistin’le ağlayanlar tarafından idare olunuyoruz! Böyle bir iki yüzlülük ne duyuldu ne görüldü!

Bütün bunlar yetmezmiş gibi ABD’nin İncirlik üssü doğrudan bir işgal merkezi olarak İsrail’i koruyor; NATO’nun Kürecik Radarı, İsrail’e kalkan olmaya devam ediyor. Kürecik Radarının İsrail’e sağladığı koruma NATO genel sekreterleri tarafından çok daha önceleri de itiraf edilmişti. ABD öncülüğündeki emperyalist bloğun İsrail’i tahkim ve takviye etmek için nasıl canhıraş bir çaba içinde olduğunu görüyoruz. Kendi kontrollerinde bulunan Anadolu’daki üsler de elbette bu korumanın bir parçası olacaktır.

İşbirlikçiliğe ve İhanete Geçit Vermeyen Dostlar!

Türkiye, egemenlerin bütün aksi propagandalarına rağmen Siyonizm’e hizmet edenlerin elini kolunu sallayarak işlerini rahatça yapabildiği bir ülke olmuştur!

Türkiye limanları, katil İsrail’le ticareti pervasızca sürdüren, Siyonist katliam ve soykırım makinesine silah taşıyan gemiler için en güvenli sığınak olmuştur!

Herkes duyuyor ve görüyor ki başta Siyonist ZIM şirketinin gemileri, tırları olmak üzere İsrail’le ticareti sürdüren gemiler limanlarımızda, karayollarında cirit atıyor!

Bu ne büyük utanmazlık ve işbirlikçiliktir!

Gazze’ye gidecek yardım gemilerini engelleyen AKP iktidarı, Filistinli kardeşlerimizi katleden Siyonistleri her türlü tahkim ve takviye eden gemilerin, tırların önünü sınırsızca açıyor! Vicdan Gemisi, uluslararası Özgürlük Filosu kapsamında yola çıkmak isterken iktidar tarafından çıkışına izin verilmediği için 68 gündür Haydarpaşa Limanında bekletiliyor. Kardeşlerimiz iki ayı aşkın süredir orada nöbet tutuyor.

İsrail’e silah taşıdığı, dolayısıyla da soykırım ortağı olarak görüldüğü için pek çok ülke tarafından limanlarına giriş izni verilmeyen Kathrin gemisi, izin verilmediği için Haydarpaşa’da tutsak edilen Vicdan Gemisinin yanına demirleyebiliyor!

Yani katliama sevkiyat serbest, mazlum Gazze/Filistin halkına sevkiyat yasak!

Filistin dostları Kocaeli Diliskelesi’nde, İstanbul Ambarlı’da, Antalya ‘da ve pek çok başka noktada yaptıkları eylemlerle Siyonist ZIM şirketinin sevkiyatlarını ve diğer işbirlikçi ticari hareketleri engellemek için eylemler yapıyorlar. Siyasi irade ise sahte şaşkınlık gösterilerinde bulunarak bunca apaçık hakikate rağmen kendilerine iftira atıldığını iddia edebiliyor!

Herkes şunu bilsin ki biz bu gemilere, bütün bu mel’un sevkiyatlara karşı duracağız! Bu işbirlikçilik ve ihanete geçit verenlerin yakasını bırakmayacağız!

Emperyalist – Siyonist Saldırganlığın Karşısına Dikilen Kardeşler!

Sıralamaya gayret ettiğimiz bütün bu hakikatler bize ne yapmamız gerektiğini de açıkça söylemektedir!

Filistin’den Lübnan’a, Ortadoğu’nun dört bir yanına uzanan katliam ve işgal şebekesinin dayanaklarını, damarlarını, köklerini Anadolu’dan söküp atmak öncelikli sorumluluğumuzdur.

Öteden beri mücadelemiz bunun içindir! Direnişi buradan kurmalıyız.

İbrahim sûresi 42. ayette buyurulduğu gibi, “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptığı şeylerden habersiz sanmayın!” Şüphesiz ki Allah’ın cezalandırması çok çetindir!

Duamız odur ki Rabbimiz bu amacımızda bizi muvaffak eylesin! Her dâim zalimlerin, katillerin, işbirlikçilerin karşısında olmayı nasip etsin!

Mazlum ve mustazafların, hürriyeti gasp edilenlerin yanında durma irademizden geri koymasın!

Yaşasın Küresel İntifada, Yaşasın Zulme Boyun Eğmeyen Direniş!

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikasıwww.egitimilkesen.org)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikasıwww.saglikilkesen.org)

TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneğiwww.tokad.org)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği, www.ozguryazarlarbirligi.org)

Devamını Okuyun

Haberler

ZIM, Aksâ Tûfânı Sürecinde de İsrail Ordusu Saflarında

Yayınlanma:

-

Gemileri ve tırlarıyla Türkiye limanlarında sevkiyatlarını sürdüren ZIM şirketinin, Aksâ Tûfânı başlar başlamaz İsrail’e destek açıklaması yaptığı 10 Ekim 2023 tarihli haberini ilginize sunuyoruz:

ZIM, İsrail’in ‘Ulusal İhtiyaçları’ İçin Gemi Tahsis Edecek

Gazze Şeridi’nde tırmanan son çatışmalara cevaben ZIM Integrated Shipping Services Ltd. (ZIM), Gazze ile savaş sırasında İsrail’in ulusal ihtiyaçlarına hizmet etme taahhüdüyle İsrail’e tüm gemilerini, gemilerini ve altyapısını teklif ettiğini duyurdu.

ZIM Başkanı ve CEO’su Eli Glickman, cumartesi gecesi yaptığı açıklamada İsrail ve vatandaşlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti: “Bu sabah, Şabat günü, Simchat Torah bayramı sırasında, Gazze Şeridi’nden İsrail’e karşı, ülkenin bugüne kadar karşılaştığı en şiddetli savaşlardan biri olan ani bir savaş patlak verdi. Bu olaylar son derece acı vericidir ve önemli sayıda can kaybına, çok sayıda yaralanmaya; aralarında asker ve sivillerin de bulunduğu sayılamayacak kadar çok sayıda esire yol açmıştır.

“Sivilleri, çocukları ve çaresiz bebekleri ayrım gözetmeksizin öldüren kalpsiz katillerle karşı karşıyayız. Bu olay şüphesiz hepimize büyük acılar getirecektir. Bu büyük acıya rağmen bunun üstesinden geleceğimizden eminim. Terör örgütleri bu haksız saldırının bedelini çok ağır ödeyeceklerdir.”

IDF’yi destekleme çağrısı

Glickman, ZIM çalışanlarını, güvenlikleri için İç Cephe Komutanlığı’nın talimatlarına uyarak güney sakinlerini ve İsrail Savunma Kuvvetleri’ni (IDF) desteklemeye çağırdı. Bu zorlu zamanlarda kişisel ve ailevi dayanıklılığın yanı sıra toplumsal dayanıklılığın da önemini vurguladı.

“Kalplerimiz, ülkenin içinde bulunduğu ağır durum nedeniyle saldırı altında olan güney sakinlerinin yanı sıra güney bölgesindeki sevdiklerinin akıbetinden endişe duyan tüm ülke vatandaşlarıyla birlikte. Toparlanacağımıza, düşmana ağır bir darbe indireceğimize ve yaralarımızın üstesinden geleceğimize inanıyorum. Şimdi birlik zamanıdır. Sadece birlikte güçleneceğiz.”

Kaynak: https://www.jpost.com/israel-news/article-767539 (10 Ekim, 2023)

Devamını Okuyun

GÜNDEM