Türk-İş araştırmasına göre 2025 Ağustos ayında açlık sınırı[1] 27 bin; yoksulluk sınırı ise 88 bin TL’ye yükseldi. Bu rakamlar, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir aile ölçü alınarak belirleniyor.
Asgarî ücret, hâl-i hazırda 22 bin104 lira 67 kuruş olarak uygulanıyor. Asgarî ücret artış periyodu, AKP hükümeti tarafından 2024’ten itibaren yıllık olarak karara bağlandığı için artık sene içerisinde herhangi bir düzenleme yapılmıyor. 2025 yılı asgarî ücreti, hak edildiği ocak ayında açlık sınırının altında kalmıştı (22 bin131 TL).
Emekçiler, yoksullar 2025 yılına başlangıcı “aç” olarak yapmıştı. Aslında pek çok sene birbirine benziyor ancak son yıllarda ivme, çok daha negatif yönde seyrediyor. Önceki yıllarda asgarî ücretin açlık sınırı altına düşmesi bir-iki ayı bulurken şimdilerde ilk hak ediş, açlık sınırının altında gerçekleşiyor.
7 milyondan fazla emekçi, asgarî ücretle çalışırken 7,6 milyon emekçi ise asgarî ücrete bile erişemiyor! Ücretlilerin asgari ücrete “komşuluğu” (asgarî ücretin yüzde 10 üstü ve altı) açısından bakıldığında 8,5 milyon emekçinin asgarî ücretin altında ve civarında ücret aldığı görülüyor. “Asgarî ücretliler, asgarî ücret bile alamayan milyonlar, asgarî ücretten az-biraz fazla kazananlar…” derken vasıflı/eğitimli çalışanlar için de asgarî ücretin genel geçer ücret olduğu[2] bir vasatta milyonlarca emekçinin açlığa gömülü hâlde vâr olma mücadelesi verdiği pekâlâ söylenebilir.
Yoksulluk-Açlık, Yetersiz Beslenme Çocukları Nasıl Etkiliyor?
Asgarî ücretle geçinmeye çalışanların pek çoğunun ailesi, çoluk çocuğu var ve bu çocukların mühim bir kısmı “çocuk yoksulluğu”ndan mustarip. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) araştırması, ülkede en az 7 milyon çocuğun yoksulluk içinde yaşadığını söylüyor. Araştırmaya göre, en düşük yüzde 20’lik gelir grubuyla en yüksek yüzde 20’lik gelir grubunun tüketim harcamaları arasında beş buçuk kat fark var ve bu makas giderek açılıyor. Bu büyük farkın yoksul çocukların öğrenim yaşamlarına, geleceklerini şekillendirme süreçlerine nasıl tesir ettiğine ise yakından bakmak gerekiyor.
OECD verilerine göre Türkiye’de çocuk yoksulluğu, toplam nüfusun yoksulluk oranından daha fazla! Türkiye’de her 100 çocuktan 22’si yoksulluk içinde büyüyor. TÜİK’in 2022 yılına ait çocuk istatiklerinde 15-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 19’u çalışma hayatında yer almaktadır. 2002-2023 yılları arasında yaklaşık 900 çocuk, iş cinayetlerinde can vermiştir. OECD ülkeleri arasında ne eğitimde ne istihdamda olan genç sıralamasında yüzde 28 ile Türkiye, birinci sıradadır. “TÜİK 2022 Türkiye Çocuk Araştırması”, ekmek veya makarna gibi yiyecekleri her gün tüketen çocuk oranını yüzde 63; her gün sebze tüketen çocuk oranını yüzde 33; her gün et, balık ya da tavuk tüketenlerin oranını ise sadece yüzde 13 olarak tespit etmiştir.[3]
Türkiye’de çocuklar ve gençlerle ilgili bu iç karartıcı tabloyu biraz daha açmalıyız. İstanbul Plânlama Ajansına (İPA)[4] göre;
– Her 3 öğrenciden 1’i okula aç gidiyor,
– Her 3 öğrenciden 1’i okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapmıyor,
– Çocukların yüzde 60’ı haftada en az 1 gün kahvaltı yapmıyor,
– Öğrencilerin yüzde 19,2’si parasızlık nedeniyle haftada en az 1 gün aç kalıyor,
– Çocukların yüzde 2’si okuldan sonra hiç akşam yemeği yiyemiyor,
– Çocukların yüzde 1,9’u ise yine ekonomik sebeplerle her gün aç kalıyor.
Açlığa maruz kalan çocukların büyüme ve eğitim süreçlerinde hangi sonuçlarla karşılaşacakları hakkında bazı araştırmalar fikir verebilir. Tam da büyüme ve eğitim çağındaki bir çocuğun yetersiz beslenmeden olumsuz etkilenmemesi elbette mümkün değildir. Öncelikle İngiltere’de yapılan bir araştırmanın[5] sonuçlarına bakalım:
Birleşik Krallık’taki en yoksul %25’lik ailelerden gelen 389 “üstün yetenekli” beş yaşındaki çocuğun ilkokul ve ortaokul eğitimleri sırasındaki sonuçları takip ediliyor. Daha sonra, 2000-2002 yılları arasında doğan çocuklardan oluşan en zengin %25’lik ailelerden gelen 1.392 yetenekli beş yaşındaki çocuk için de aynı sonuçlara bakılıyor.
5 yaşında yapılan bilişsel testlerde en yüksek %25’lik dilime giren çocuklar, aile gelirine bakılmaksızın benzer başarılar göstermişken 11-14 yaşları arasında “yüksek yetenekli ama düşük gelirli ailelere mensup çocukların sonuçlarında belirgin ve hızlı bir düşüş” tespit ediliyor. Bu düşüş; “önemli ölçüde daha kötü davranış ve zihinsel sağlık ile 17 yaşına kadar polis tarafından durdurulma, uyarılma veya tutuklanma olasılıklarının yüksek gelirli akranlarına göre daha yüksek olması” gibi diğer farklılıkların ortaya çıkmasıyla örtüşüyordu.
Düşük gelirli ailelere mensup çocukların yalnızca %40’ı 16 yaşında sınavlardan A veya daha iyi notlar alabilirken yüksek gelir grubundaki ailelere mensup çocuklarda bu oran %65’ti. Sınav sonuçlarındaki bu fark, düşük gelir grubundaki çocukların daha azının A seviyesi sınavlarına girmesine yardımcı olabildi.
Bu araştırma; çocukların zihinsel, psikolojik ve bedensel gelişiminin sınıfsal karakterini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Yukarıda bahsi geçen ATO raporunun İngiltere ile Türkiye’deki çocukların sınıfsal seviyelerinin çok farklı olduğunu ortaya koyduğu da düşünülürse nasıl bir vahametle karşı karşıya olduğumuz kolayca tahmin edilebilir.
Açlık sınırı dolayımında yaşayan ailelere mensup çocuklar, İngiltere’de yapılan araştırma sonuçlarında da görüleceği gibi yaşama açıkça yenik ve dışlanmış başlıyor.
Gereği gibi beslenemeyen çocukların akademik performansları %70 oranında düşebiliyor. Mütehassıslara göre okullarında yetersiz beslenme problemi yaşayan çocuklar; odaklanma, hatırlama ve bilgilenme becerilerinde aksaklıklarla karşı karşıya kalmakta ve dil gelişimi ile problem çözme becerilerinde sıkıntı yaşamaktadır. Yeterli beslenemeyen çocuklarda beynin bilişsel işleme yeteneği ile motor ve dil gelişim becerileri zarar görür. Beynin bazı bölümleri zamanla iyileşebilse de hipokampus, beyincik ve sinir reseptörlerinde meydana gelen hasar kalıcıdır. Bu nedenle büyüme geriliği yaşayan çocuklar genellikle potansiyellerini tam olarak gerçekleştiremezler. Yine öfke, kaygı, saldırganlık gibi davranış sorunları da yetersiz beslenmeyle yakından ilişkilidir. Bu sorunlar, çocukların derslere katılmasını veya öğretmenleri ve akranları tarafından anlaşılmasını zorlaştırmaktadır.[6]
Yoksul ailelere mensup çocuklarda yetersiz beslenme sonucu şu belirtilere rastlanmaktadır: Dikkat ve konsantrasyon zayıflığı görülür. Açlık veya düşük besin alımı, çocukların derse odaklanmasını zorlaştırır. Hafıza ve öğrenme güçlüğü olur. Vitamin-mineral eksiklikleri (özellikle demir, iyot, B12 ve çinko) bilgiyi hatırlama ve saklama becerisini azaltır. Dil ve problem çözme becerilerinde gecikme yaşanır. Yetersiz beslenen çocuklarda dil gelişimi ve mantıksal düşünme süreçleri yaşıtlarına göre geride kalır.[7]
Yeterli ve Sağlıklı Beslenme, Yoksul Çocuklar İçin Hayal
Açlık ve yoksulluk sınırı arasında hayata tutunmaya çalışan ebeveynlerin, çocuklarını yeterli ve sağlıklı gıda ile buluşturması her geçen gün daha da zorlaşıyor.
AB ülkeleri gıda enflasyonu ortalaması yıllık yüzde 3.4 iken bizde yüzde 33.1 seviyesinde!
Tarımı desteklemek sûretiyle gıda üretimine yeterli destek vermek yerine AKP iktidarı, ilk 8 ayda bütçeden harcanan her 100 liranın 16 lirasını faize ödedi. Zirai don felaketine rağmen çiftçiye ödenen ise her 100 liranın sadece 1 lirası oldu! Faize 1 trilyon 424 milyar lira aktaran iktidar, bunun sadece 16’da 1’ini -89 milyar lira- çiftçiye destek olarak ödedi.[8] Bu tablodan gıda üretimine ne kadar ehemmiyet verildiği anlaşılabilir.
Cârî ekonomi politikalarından çocukların payına herhangi bir güzelliğin düşmeyeceği ortadadır. Görünen o ki mevcut rakamlara göre çocuklar aç kalmaya, aileler yoksullaşmaya devam edecek! Aslında aileleri “yoksul” olarak tanımlamak hatalı çünkü yazının başında peşinen belirttim: 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 88 bin lira! Buna göre bu kategoride yer alan ailelerdeki her bir üye asgari ücret alırsa ancak yoksulluk sınırına ulaşabiliyor.
Okullar yeni açıldı, kantinlerde de fiyatlar yükseldi: bir tost 85 lira![9] Yukarıdaki veriler gösteriyor ki yoksul ailelerin çocukları derslere yine aç girecek, pek çoğu akşam aç yatacak. Bu da onların öğrenme kabiliyetlerini elbette olumsuz etkileyecek, bedensel gelişimleri yavaşlayıp ruhsal dengeleri bozulacak, akademik başarıları kalıcı şekilde olumsuz etkilenecek! Geniş yoksul kitlelerin çocukları böylece yoksulluğu, imkânsızlığı miras olarak devralmaya, derinleşen kölelik düzeninin kaybedenleri olmaya devam edecek!
Sonuç
Gazze’de açlık, işgalci Siyonist İsrail tarafından bir soykırım aracı olarak kullanılıyor ve Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısının 147’si çocuk olmak üzere en az 435 olduğu bildiriliyor.[10]
Egemen dünya düzeni Gazze örneğinde olduğu gibi ya doğrudan ve en vahşi usullerle ya da gizli-açık sömürü ilişkileri ile soykırım ve kötürümleştirme politikaları yürütüyor.[11] Türkiye’de son yıllarda iyice derinleşen yoksulluk ve yaygınlaşan açlık gerçeği, Turgut Uyar’ın mısralarının zamanlar aşan gücünü davet ediyor:
Gülü çiğdemi filan bırak
Sardunyayı karidesi filan bırak
Acıyı ve ölümleri bırak
Oy pusulalarını ve seçimleri bırak
Evet
Seçimleri özellikle bırak
Çünkü açlık çoğunluktadır
(…)
Her geçen gün bir öncekinden daha güçlü bir feryatla haykırılması gereken bir hakikatle yüz yüzeyiz. Sonu soykırıma varan büyük bir kötürümleştirme programı, çocuklarımızı gözüne kestirmiştir ve hoyratça ilerlemektedir. Köleci düzen çocuklarımızı sömürü çarkına alıp Yunus Emre’nin ifadesiyle “göğ ekini biçmiş gibi” yaşamlarının baharında dallarından koparıp katletmektedir. “Yaşarken kötürümleştirerek köleliği, ölürken cinayeti dayatan” bu düzen, son 12,5 yılda en az 770 çocuğumuzu çalıştırırken katletmiş ve MESEM adlı projeyle bu sömürüye yasal bir kılıf uydurmuştur.[12]
Ülkenin hemen hemen bütün alanları israfa, yolsuzluğa, talana ve yağmaya terk edilmiş; açlık ve yoksulluğun pençesine fırlatılıp atılan çocuklarımız biyopolitik bir müdahaleyle bütün bilişsel, ruhsal ve bedensel unsurları kötürümleştirilmiş olarak sermayenin sessiz ve itirazsız köleleri olarak biçimlendirilmiştir. Öncelikli itiraz alanlarımızdan biri budur ve ihmale gelmez bir karaktere sahiptir.
Dipnotlar:
[1] TÜRK-İŞ’in bu çalışmasında, dört kişilik bir ailenin, bilimsel olarak belirlenmiş beslenme kalıbı temel alınmaktadır. Anılan beslenme kalıbı, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimler Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden sağlanmıştır. Günlük kalori ihtiyacının hesabında hem yetişkin kişiler hem de genç ve çocuk nüfus dikkate alınmaktadır. Buna göre yetişkin erkek için 3500, yetişkin kadın için 2300, 15-19 yaş grubundaki erkek çocuk için 3200 ve 4-6 yaş grubundaki çocuk için 1600 kalorilik liste temel alınmıştır:
https://www.turkis.org.tr/turk-is-agustos-2025-aclik-ve-yoksulluk-siniri/
[2] Asgari ücretli oranı yüzde 50’lerde: Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK-AR) hazırladığı Asgari Ücret Araştırması 2024 raporuna göre asgari ücret civarında bir ücretle çalışanların oranı yüzde 50’lerde. Yine rapora göre 2002’de asgari ücret altında ücret alanların oranı yüzde 18.5’ken 2022’de bu oran yüzde 33.8’e yükseldi. Asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altı ücret alanlar 2002’de yüzde 27.8’ken 2022’de yüzde 7.5’e, asgari ücretin yüzde 10 fazlası ve altı ücret alanlar ise 2002’de yüzde 30.7 iken 2022’de yüze 8.4’e düştü. Başka bir deyişle ortalama ücret giderek asgari ücrete yakınsadı:
https://gazeteoksijen.com/ekonomi/4-kisilik-asgari-ucretle-gecinen-aile-ogun-basina-69-lira-ayirabiliyor-215391
[3] “Türkiye’de Çocuk Olmak” ATO Bilgi Notu:
https://ato.org.tr/haberler/2023-haberleri/2605-turkiyede-cocuk-olmak-ato-bilgi-notu.html
[4] İPA: Her Üç Öğrenciden Biri Okul Aç Gidiyor:
https://www.indyturk.com/node/744896/haber/i%CC%87pa-her-%C3%BC%C3%A7-%C3%B6%C4%9Frenciden-biri-okul-a%C3%A7-gidiyor
[5] Poorer High-Ability UK Children Fall Behind Peers At School From Age Of 11 (İngiltere’de Daha Yoksul ve Yüksek Yetenekli Çocuklar 11 Yaşından İtibaren Okulda Akranlarının Gerisinde Kalıyor):
https://www.theguardian.com/education/article/2024/jun/24/poorer-high-ability-uk-children-fall-behind-peers-at-school-from-age-of-11
[6] How Malnutrition Affects Children’s Education? (Yetersiz Beslenme Çocukların Eğitimini Nasıl Etkiler?):
https://www.concern.org.uk/news/how-malnutrition-affects-childrens-education
[7] Özgül Öğrenme Güçlüğü Olan Çocuklarda Çinko ve B12 Vitamini Düzeyleri:
https://jpedres.org/tr/makaleler/ozgul-ogrenme-guclugu-olan-cocuklarda-cinko-ve-b12-vitamini-duzeyleri/doi/jpr.22448
[8] Avrupa’da Yıllık Gıda Enflasyonu Çift Hane Olan Ülke Yok-Neden Ucuza Gıda Tüketemiyoruz:
https://x.com/inanmutlu1
[9] Okul Kantinlerinde Fiyatlar Cep Yakıyor; Simit 25, Tost 85 Lira:
https://t24.com.tr/haber/okul-kantinlerinde-fiyatlar-cep-yakiyor-simit-25-tost-85-lira,1261741
[10] İsrail’in kıtlığı dayattığı Gazze’de son 24 saatte biri çocuk, 4 kişi daha açlıktan hayatını kaybetti:
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilin-kitligi-dayattigi-gazzede-son-24-saatte-biri-cocuk-4-kisi-daha-acliktan-hayatini-kaybetti/3691063#
[11] Dünya Çapında 5 Yaşın Altındaki 190 Milyondan Fazla Çocuk Yetersiz Beslenmeden Etkilenmektedir:
https://www.unicefusa.org/what-unicef-does/childrens-health/nutrition/fight-childhood-malnutrition
[12] Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü: 14 Yaşındaki Arda Nasıl Öldü:
https://www.bbc.com/turkce/articles/c9wgz754qjno
[…] 2020’den beri aktif olan Youtube kanalı “şiddet” gerekçe gösterilerek sansürlenmişti. Özellikle 7 Ekim’den bu yana Filistin direnişini savunan birçok haber kanalı ve içerik […]