Connect with us

Haberler

Filistinlilerin Sürgünde Vâr Oluş Mücadelesi

Yayınlanma:

-

BDS Türkiye tarafından düzenlenen “Filistinlilerin Sürgünde Vâr Oluş Mücadelesi” panelinde Filistin tarihindeki sürgün aşamalarını ve sürgünde yaşananları Dr. Selim Sezer, Esra N. Kaşram ve Mazed Haliliye anlattı. Moderatörlüğünü Nicola Sa’afin’in yaptığı program konuşmaların ardından soru cevap bölümü ile sona erdi. Programdan notlar şu şekilde:

Nicola Sa’afin:

Uluslararası Filistin halkıyla Dayanışma günü vesilesiyle bu programı yapıyoruz.

1948 Nekbe sürecinde Filistin halkının üçte ikisi sürüldü ama 1967 sürecinde de ikinci bir sürgüne tanık olduk.

Filistinliler Ürdün’de yaşanan “Kara Eylül” hadisesi ile Lübnan ve Suriye iç savaşlarıyla ikinci bir sürgün yaşadılar.

Dr. Selim Sezer:

29 Kasım 1977 günü BM tarafından Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü ilan edildi. BM, 29 Kasım 1947’deki taksim kararının sebep olduğu sonuçları görmüştür, diyebiliriz.

İsrail’in bağımsızlık ilanından sonra başlayan Nekbe büyük göçün başlangıcıdır. 1948’de Mayıs-Aralık arasında 750 bin Filistinli sürgün edildi.

Bütün bunların öncesinde yerinden etmeler başlamıştı. Deir Yasin katliamı bu anlamda önemlidir. Menahem Begin, bu katliamla ilgili olarak “Eğer Deir Yasin zaferi olmasaydı, İsrail Devleti de olmazdı.” demiştir.

400 köy haritadan silinmiştir. 1 Eylül 1948’e kadar dönmeyenlerin mülkleri İsrail tarafından kamulaştırılmış, insanların evlerine dönmeleri de zaten engellenmiştir.

Filistinlilerin kuyu sularının zehirlenmesi… İki ay kadar önce Middle Eastern Studies isimli saygın bir uluslararası dergide iki akademisyenin çalışması yayımlandı. İsrail arşivlerindeki bazı şifreli yazışmaları çözmüşler. Bu durum Filistin’de biyolojik bir savaş yürütüldüğü anlamına gelir.

Filistinli mülteci sayısı 6 milyona ulaşmıştır. Suriye savaşına kadar en büyük mülteci krizi idi. Toplam nüfusun yarıdan fazlası mültecidir.

Filistin’de yerleşimci-yerli çatışması var. Yerleşimciler tarafından yerli halk yerinden ediliyor.

Bir de Filistinlilerin civar ülkelerde yaşadıkları var. Ürdün’de “Kara Eylül” olayları var. FKÖ kamplarına saldırılar var. 20 bin insan öldü. Lübnan’da Filistinli varlığını hedef alan bir saldırıda Falanjistler 13 Nisan 1975’te 27 işçiyi öldürmüştür.

Sabra ve Şatilla katliamında 3 bin Filistinli katledildi.

2011’de başlayan Suriye savaşı Yermuk kampını etkilemiştir. Ürdün’de iyi kötü normal mülteci hukukuna muhataplar. Lübnan’da en kötü koşullarda yaşıyorlar. Kamp dışında yaşayamıyor, bir işte çalışamıyorlar. Savaş öncesinde diğer ülkelere göre en iyi koşullar vardı Suriye’de Filistinliler için. Bütün hakları vardı, görece daha iyiydiler ama savaşla birlikte her şey alt üst oldu.

Suriye’den 160 bin Filistinli ayrıldı. Yermuk kampının nüfusu 150 binden birkaç bine indi. Kamp 2015’te IŞİD’in eline geçti.

Esma N. Kaşram:

Daha çok Suriyeli göçmenler çalışıldı ama Filistinliler çalışılmadı. Ben Filistinli kadınların göç hikâyelerini çalıştım.

Filistinli kadınların vatandaşlıkları yok. Suriye’de kampta yaşıyorlar. Kamplardan şehre geçmek serbest. Kimisi durumunu iyileştirip şehre geçmiş. Filistin coğrafyasına göre yakın ülkelere dağılmışlar.

Batı Şeria ve Gazze’de 1 milyon kişi kamplarda yaşıyor.

10 bin Filistinli Suriye’den Türkiye’ye göç etmiş. Türkiye’de 50 bin Filistinli yaşıyor.

Filistinliler Suriye’deki kamplarda Suriyelilerle kaynaşmış durumdaydı. Devlet aynı hakları tanımıştı, diyor görüşmeci.

Kamplarda Filistin kültürünü çocuklara tanıttık ama Türkiye’de bunu tam olarak yapamıyoruz, diyorlar.

Suriyeli kimliğini kullanarak tek başına kamplardan kaçarak Türkiye’ye kaçan kadınlar var. Çünkü evli olmayan, bekar bir kadın zorla evlendirilebilir, alıkonulabilir.

Savaşmak istemeyen Suriyeliler kamplara, Filistinlilerin yanına sığınıyor. Bu zamanla sorun oluşturuyor.

Yermuk kampında, hemen yakınındaki caminin bombalanması sonucu 200 kişinin ölmesi olayına tanık olduğu gece saçları bembeyaz oluyor görüşmeci kadının. Ayrıca 70 kişinin katline tanık oluyor.

Türkiye’ye Suriyelileri direkt aldılar Filistinlileri almadılar önce, sonra yönetmelik çıktı ama uygulamada sıkıntılar hemen aşılamadı. Uyruklarına Suriyeli yazıldığı için Filistinlilerin sayısını tam bilemiyoruz.

“Filistin’i hiç görmedik, bir rüyada yaşadık Filistin’i.” diyor kadınlar. “Sıfırı iki kez yaşadık.” diyorlar ayrıca.

Programa İspanya’dan bağlanan Mazed Haliliye:

Filistin halkının 2,5 milyonu iç; 7 milyonu dış mülteci.

İsrail devlet değildir. Onu nazizme benzetmeliyiz. Filistinlileri yok etmeye odaklıdır.

Filistinliler ikiyüzlülükle karşı karşıya kaldıklarını anladılar. Rusya-Ukrayna savaş süreci ve mültecilere Avrupa’nın yaklaşımı bunu göstermektedir.

Mavi Marmara katliamına karşı dünya sessiz kaldı.

Avrupa şehirlerinde Filistin topluluklarının dernekleri var. Onlar aracılığıyla mücadele veriyoruz.

Barcelona-Kudüs belediyeleri arasında önceden yapılan kardeş belediye anlaşmasının iptali için çalışıyoruz.

Filistin yemeklerinin, kültürünün İsrail’e aitmiş gibi tanıtılmasına karşı faaliyetler yürütüyoruz.

İsrail’le bütün normalleşme süreçlerine karşıyız. Bu süreçler herkesin aleyhine olacaktır. Hükümetler ne yaparsa yapsın halklar arasında bir problem olmayacaktır.

Haber: Emre Ulukaya – Ahmet Örs

Videolar

Süreç ve Etkileriyle Aksâ Tûfânı – Dr. Talha İsmail Duman

Yayınlanma:

-

Dr. Talha İsmail Duman, 26 Kasım 2023 pazar günü Özgür Yazarlar Birliği’nde  “Süreç ve Etkileriyle Aksâ Tûfânı” başlıklı bir konuşma yaptı.

Duman, konuşmasının birinci bölümünde Hamas’ın tarihine, düşünce yapısına, süreç içerisinde değişen siyasal pozisyon ve söylemine dâir önemli bilgiler verdi, değerlendirmelerde bulundu.

Program, linkten takip edilebilir.

Devamını Okuyun

Haberler

“Emperyalist-Siyonist Kuşatma ve Katliama Karşı Somut Adımlar” Nöbetleri Devam Ediyor

Yayınlanma:

-

Eğitim İlke-Sen, TOKAD, ÖYB, Sağlık İlke-Sen “Emperyalist-Siyonist Kuşatma ve Katliama Karşı Somut Adımlar” nöbeti eylemlerinin dördüncüsünü Üsküdar’da yaptı.

Eylemin başında Burhan Kavuncu bir konuşma yaptı. Müslümanların her sahada direnişle birlikte olduğunu vurgulayan Kavuncu, Filistin direnişiyle gurur duyduklarını söyledi.

Eğitim İlke-Sen başkanı Ahmet Örs de İsrail’le yapılan bütün anlaşmaların hemen iptal edilmesini, ekonomik-diplomatik ilişkilerin kesilmesini, İsrail’i koruyan İncirlik üssüyle Kürecik NATO radarının sökülmesini istediklerini söyledi.

Petrol, kimyasal ürünler ve gıda gibi temel malzemeler taşıyan gemilerin Türkiye’den İsrail’e gidip geldiğini, savaşın başından bu yana 300’den fazla geminin bu faaliyet içinde olduğunun tespit edildiğini, boykot yapılacaksa işe buradan başlanılması gerektiğini sözlerine ekleyerek AKP iktidarını eleştirdi.

İncirlik ve Kürecik üslerinin kapatılmasını, NATO’dan çıkılmasını istediklerini belirten Örs, bunları iktidarlar yapmazsa halk olarak kendilerinin yapacağını sözlerine ekledi.

Dünya halklarının ayağa kalktığını, küresel bir vicdan devriminin yaşandığını ifade eden Örs, nöbetlere devam edeceklerini, emperyalist-siyonist vahşetin bütün köklerini Ortadoğu’dan söküp atıncaya kadar herkesin mücadeleye katkı sunması gerektiğini vurguladı.

Eylem boyunca “NATO’dan Çıkılsın Emperyalist Üsler Kapatılsın, Kürecik Radarı İsrail’in Kalkanı, Kürecik Radarı Kapatılsın, İncirlik Üssü Kapatılsın, 9 Milyar Dolarlık Ticaret Kesilsin, İşbirlikçi Rejimler Hesap Verecek, Katil ABD Ortadoğu’dan Defol, İşbirlikçi AKP Hesap Verecek, Katil İsrail Filistin’den Defol, Yaşasın Gazze Direnişimiz, Hamas’a selam Direnişe Devam, Yaşasın Küresel İntifada” sloganları atıldı, tekbir getirildi.

Devamını Okuyun

Videolar

Tokat’ta “Emperyalist-Siyonist Kuşatma ve Katliama Karşı Somut Adımlar” Eylemi

Yayınlanma:

-

Eğitim İlke-Sen, TOKAD, ÖYB, Sağlık İlke-Sen “Emperyalist-Siyonist Kuşatma ve Katliama Karşı Somut Adımlar” nöbeti eylemlerinin üçüncüsünü Tokat’ta yaptı.

Şehitler Anıtı önünde yapılan eylemde konuşan Eğitim İlke-Sen başkanı Ahmet Örs İsrail’le yapılan bütün anlaşmaların hemen iptal edilmesini, ekonomik-diplomatik ilişkilerin kesilmesini, İsrail’i koruyan İncirlik üssüyle Kürecik Nato radarının sökülmesini istediklerini söyledi.

Petrol, kimyasal ürünler ve gıda gibi temel malzemeler taşıyan gemilerin Türkiye’den İsrail’e gidip geldiğini, savaşın başından bu yana 250’den fazla geminin bu faaliyet içinde olduğunun tespit edildiğini, boykot yapılacaksa işe buradan başlanılması gerektiğini sözlerine ekleyerek AKP iktidarını eleştirdi.

İncirlik gibi üslere dönük eylemlerin oldubittiye getirilerek günü kurtarmaya matuf yapılmasının meselenin ciddiyetine zarar verdiğini; haftalar ve aylar sürecek kuşatma eylemlerinin, batıda örnekleri görüldüğü üzere sendikaların, işçi sınıfının gemilerin yük indirip bindirme işlemlerini engelleme eylemlerinin tesirli olacağını belirtti.

Dünya halklarının ayağa kalktığını, küresel bir vicdan devriminin yaşandığını ifade eden Örs, nöbetlere devam edeceklerini, emperyalist-siyonist vahşetin bütün köklerini Ortadoğu’dan söküp atıncaya kadar herkesin mücadeleye katkı sunması gerektiğini vurguladı.

Eylem boyunca “NATO’dan Çıkılsın Emperyalist Üsler Kapatılsın, Kürecik Radarı İsrail’in Kalkanı, Kürecik Radarı Kapatılsın, İncirlik Üssü Kapatılsın, 9 Milyar Dolarlık Ticaret Kesilsin, İşbirlikçi Rejimler Hesap Verecek, Katil ABD Ortadoğu’dan Defol, İşbirlikçi AKP Hesap Verecek, Katil İsrail Filistin’den Defol, Yaşasın Gazze Direnişimiz, Hamas’a selam Direnişe Devam, Yaşasın Küresel İntifada” sloganları atıldı, tekbir getirildi.

Devamını Okuyun

GÜNDEM