Connect with us

Haberler

Eminönü’nde Eylem: Siyonizmin Koruyucusu ABD’nin Savaş, İşgal ve Katliam Şefi Blinken, Defol!

Yayınlanma:

-

Eğitim İlke-Sen, TOKAD, ÖYB ve Sağlık İlke-Sen, İstanbul Eminönü meydanında ABD’yi ve Türkiye temasları öncesi ABD dışişleri bakanı Blinken’ı protesto eylemi düzenledi.

Eylem boyunca “Katil İsrail Filistin’den Defol, Yaşasın Gazze Direnişimiz, Yaşasın Küresel İntifada, İşbirlikçi Rejimler Hesap Verecek, NATO’dan Çıkılsın Emperyalist Üsler Kapatılsın, İncirlik Üssü Kapatılsın, Kürecik Radarı İsrail’in Kalkanı, Kürecik Radarı Kapatılsın, 9 Milyar Dolarlık Ticaret Kesilsin, İşbirlikçi AKP Hesap Verecek, Siyonistler Yenilecek Direnen Filistin Kazanacak, Hamas’a Selam Direnişe Devam” sloganları atıldı, tekbirler getirildi.

Cahit Erdem Örs’ün Türkçesini, Melike Belkıs Örs’ün İngilizcesini okuduğu açıklamanın tam metni şu şekilde:

SİYONİZMİN KORUYUCUSU ABD’NİN SAVAŞ, İŞGAL VE KATLİAM ŞEFİ BLINKEN, DEFOL!

 Bismillahirrahmânirrahim

Arkadaşlar,

Katil, gasıp, işgalci İsrail, Gazze’de yüzyılın katliamını yapıyor!

Eşi benzeri görülmemiş bir katliam bu!

Anneler, çocuklar paramparça; evler, hastaneler, okullar aralıksız vuruluyor!

İnsanlıktan nasibini almamış Siyonistler, emperyalistlerin desteğiyle arsızca saldırıyor.

Bütün bir insanlık görüyor ve biliyor ki büyük şeytan Amerika bu katliamın baş himayecisidir.

Şer ekseninin diğer üyeleri olan İngiltere’yi, Fransa’yı, Almanya’yı da diğer himayeciler olarak sıralayalım.

Bu Nazi artıkları katil Netanyahu hükümetini peşi sıra ziyaretlerle cesaretlendirdiler.

Emperyalizmin şefi Biden ve onun dışişleri bakanı Blinken saldırı ve katliamı doğrudan yönlendirmektedir.

Siyonizm’in koruyucusu ABD’nin savaş, işgal ve katliam şefi Blinken, Ortadoğu ülkeleri arasında mekik dokuyor.

HAMAS ve diğer direniş örgütlerinin “Aksâ Tûfânı” mücadelesini boğmak için çırpınıyorlar!

Kendini işgalci ve katil İsrail’in varlığına adayan bir Siyonist olarak Blinken, yeni Ortadoğu, yeni Filistin projesi için şimdi de Türkiye’ye geliyor.

Biz, bu savaş ve katliam şefinin niyetini, tekliflerini elbette biliyoruz.

Ortadoğu’daki diğer direniş gruplarını tehdit ederek İsrail’in varlığını güvence altına almaya çalışıyorlar.

Bunun için ABD, Akdeniz’e, Basra körfezine uçak gemileri göndermişti.

Bu şeytani ekibin ve şeflerin temel görevleri direnişi boğmaktır.

Blinken, Türkiye’ye gelsin ya da gelmesin Büyük Şeytan Amerika’nın ve NATO’nun temel hedefi budur.

Türkiye’nin alttan alta “garantörlük” teklifleri bu plânlarla örtüşmektedir.

Baştan söyleyelim:

Bu tekliflerin temel amacı direnişi bitirmektir.

Bu tekliflerle masaya oturmak, bu doğrultuda projeler geliştirmek tarihi bir hata, affedilmez bir suçtur.

Öteden beri dillerine doladıkları “iki devletli çözüm” yaygarası ile kastettikleri budur.

Bu yola tevessül etmek Türkiye ve diğer muhtemel bölge ülkeleri için yeni bir ihanet ve işbirlikçilik süreci olarak kayda geçecektir.

Çalınan Filistin doğal gazını dünyaya pazarlamak için İsrail’le yapılan görüşmelerde direniş tarafından suçüstü yakalanan AKP iktidarını, emperyalizmin dayatarak sunduğu yeni aşama için tekrar uyarıyoruz:

Siyonistlerle yıllık 9 milyar dolarlık rekor ticarete ulaşarak İsrail’e can suyu verdiniz.

Azerbaycan petrolünü İskenderun’dan gemilerle İsrail’e ulaştırarak Siyonist katliam mekanizmasının işlemesine katkıda bulundunuz.

Şimdi taraftarlarınız Coca-Cola boykotu falan yapıyor da, Coca-Cola’nın koca fabrikasını besmele ve Rabia işaretleriyle siz açtınız!

Mavi Marmara davasını kapattınız!

Diplomatik ataklarla İsrail’in bölgesel meşruiyet arayışlarını desteklediniz.

Filistin halkının gözlerinin içine baka baka Siyonist katil Herzog’u şaşaalı törenlerle karşıladınız.

Netanyahu ve ekibini kendi ekibinizle Birleşmiş Milletler’de sarmaş dolaş bir araya getirdiniz.

Enerji bakanınız Filistin halkından çalınan doğalgazı “İsrail gazı” diye pazarlama görüşmeleri için tam Siyonistlerle görüşmeye gidecekti ki direniş gidişata el koydu.

Bunca işbirlikçilikten sonra Filistin’in ve Ortadoğu’nun emperyalist şefler tarafından yeniden dizayn edilme sürecine dâhil olursanız verilecek hesabınız ve günahınız katlanacaktır.

Dostlar,

Şu meydan ve diğer meydanlar şahittir ki yıllarca “İsrail’le Anlaşma Ümmete İhanettir!” diye haykırdık.

İslam ülkelerindeki rejimlerin kahir ekseriyeti ise işbirlikçilikte sıraya girdiler.

Türkiye ve AKP iktidarının seyrini kısaca anlattık.

Mısır’dan Ürdün’e, Birleşik Arap Emirlikleri’nden yenilerde sıraya giren Suudi Arabistan’a varıncaya kadar bu işbirlikçi rejimler yavrularımızın katledilmesini öylece izlediler.

Cânî Siyonist rejime petrol gönderdiler, gıda gönderdiler ancak Gazze’de kurumuş dudaklara bir damla su; karanlığa gömülmüş hastanelerin jeneratörlerine bir bidon yakıt yetiştiremediler!

Savaş ve katliam şefi Blinken işte bu işbirlikçi rejimleri dolaşıp duruyor, onları hizaya sokuyor, gidip Siyonistlere rapor veriyor.

Şimdi de yolunu Ankara’ya düşürmüş.

Katil Blinken, Ortadoğu’dan, işgal edilmiş Filistin topraklarından ve Türkiye’den defol!

NATO üslerini, İncirlik üssünüzü, Kürecik radarınızı, tankınızı, topunuzu, soyunuzu, sopunuzu al ve defol!

Yeryüzünün her bir noktasında ayaklanarak eşsiz bir küresel vicdan devrimini ateşleyen dünya halkları ve bizler, sizi işgal ettiğiniz her bir noktadan söküp atacağız.

Vaktiniz daraldı.

Sizi hiçbir işbirlikçilik kurtaramayacak!

Allah’ın izniyle Gazze’den, Filistin’den yükselen direniş dünyayı ikiye yarıp safları netleştirecek, emperyalist kötülük kaybedecektir.

 

Katil Blinken Ortadoğu’dan Defol!

Katil ABD Ortadoğu’dan Defol!

İncirlik – Kürecik Üsleri Kapatılsın!

NATO’dan Çıkılsın, Emperyalist Üsler Kapatılsın!

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.saglikilkesen.org)

TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, www.tokad.org)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği, www.ozguryazarlarbirligi.org)

BLINKEN, THE CHIEF OF WAR, OCCUPATION AND MASSACRE OF THE USA, THE PROTECTOR OF ZIONISM, GET OUT!

Bismillahirrahmânirrahim

Murderer, usurper, occupier Israel is committing the massacre of the century in Gaza!

This is an unprecedented massacre!

Mothers and children are torn to pieces; Houses, hospitals and schools are being hit constantly!

Zionists, who have no share in humanity, are attacking shamelessly with the support of imperialists.

All humanity sees and knows that the great devil, America, is the chief patron of this massacre.

Let us list the other members of the axis of evil, England, France and Germany, as other protectors.

These Nazi remnants encouraged the murderer Netanyahu government with successive visits.

Biden, the chief of imperialism, and his foreign minister Blinken are directly directing the attack and massacre.

Blinken, the chief of war, occupation and massacre of the USA, the protector of Zionism, is shuttling between Middle Eastern countries.

They are struggling to strangle the struggle of HAMAS and other resistance organizations against the “Al Aqsa Flood”!

As a Zionist who devotes himself to the existence of the occupying and murderer Israel, Blinken is now coming to Turkey for the new Middle East, new Palestine project.

Of course, we know the intentions and proposals of this chief of war and massacre.

They are trying to secure Israel’s existence by threatening other resistance groups in the Middle East.

For this reason, the USA sent aircraft carriers to the Mediterranean and the Persian Gulf.

The main mission of this evil team and chiefs is to strangle resistance.

Whether Blinken comes to Turkey or not, this is the main goal of the Great Devil America and NATO.

Turkey’s secret “guarantorship” offers coincide with these plans.

Let us say it from the beginning:

The main purpose of these proposals is to end the resistance.

Sitting at the table with these proposals and developing projects in this direction is a historical mistake and an unforgivable crime.

This is what they mean by the “two-state solution” clamour that they have been talking about for a long time.

Taking this path will be recorded as a new process of betrayal and collaboration for Turkey and other possible countries in the region.

We warn the AKP government, which was caught red-handed by the resistance in the negotiations with Israel to market the stolen Palestinian natural gas to the world, about the new stage imposed by imperialism:

You gave life to Israel by reaching a record annual trade of 9 billion dollars with the Zionists.

You contributed to the operation of the Zionist massacre mechanism by delivering Azerbaijani oil to Israel by ships from Iskenderun.

Now your fans are boycotting Coca-Cola or something, but you opened Coca-Cola’s huge factory with Bismillah and Rabia signs!

You closed the Mavi Marmara case!

You supported Israel’s quest for regional legitimacy with diplomatic attacks.

Looking into the eyes of the Palestinian people, you welcomed the Zionist murderer Herzog with magnificent ceremonies.

You brought Netanyahu and his team together with your own team at the United Nations.

Your energy minister was about to meet with the Zionists to discuss marketing the natural gas stolen from the Palestinian people as “Israeli gas”, when the resistance took control of the situation.

After all this collaboration, if you get involved in the process of redesigning Palestine and the Middle East by the imperialist leaders, your accountability and sins will be multiplied .

 

This square and other squares bear witness that for years “Agreement with Israel is a Betrayal to the Ummah!” we shouted.

The overwhelming majority of regimes in Islamic countries have aligned themselves with collaboration.

We briefly explained the course of Turkey and the AKP government.

From Egypt to Jordan, from the United Arab Emirates to Saudi Arabia, these collaborationist regimes just watched our children being slaughtered.

They sent oil and food to the murderous Zionist regime, but in Gaza, a drop of water for dry lips; they could not get a can of fuel to the generators of the hospitals that were plunged into darkness!

Blinken, the chief of war and massacre, goes around these collaborationist regimes, keeps them in line, and reports to the Zionists.

Now he has made his way to Ankara.

Killer Blinken, get out of the Middle East, the occupied Palestinian territories and Turkey!

Take your NATO bases, your Incirlik base, your Kürecik radar, your tank, your cannon, your lineage, your baton and get out!

We and the people of the world, who have ignited a unique global revolution of conscience by rising up in every corner of the earth, will expel you from every point you occupy.

Your time is running out.

No cooperation will save you!

With God’s permission, the resistance rising from Gaza and Palestine will divide the world into two, clear the ranks, and imperialist evil will lose.

Killer Blinken, Get Out of the Middle East!

Killer USA Get Out of the Middle East!

Incirlik – Kürecik Bases Should Be Closed!

Leave NATO, Close Imperialist Bases!

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.saglikilkesen.org)

TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, www.tokad.org)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği, www.ozguryazarlarbirligi.org)

Tıklayın, yorumlayın
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Haberler

Türkiye’nin İhracat Rekoru Kırdığı Batı Şeria’da Gıda İhtiyacı %100 Arttı

Yayınlanma:

-

Dünya Gıda Programı (WFP) yaptığı açıklamada 2024 yılında Batı Şeria’daki yaklaşık 700.000 Filistinlinin gıda yardımı ihtiyacının, son bir yılda öncesine kıyasla neredeyse %100 artış gösterdiğini kaydetti. Bu durum, bölgedeki artan gıda güvensizliğinin ve ekonomik zorlukların yalnızca Gazze ile sınırlı kalmadığını gösteriyor.

Filistin’de, özellikle Batı Şeria’da, İsrail’in işgal faaliyetleri ile gelişen yerinden edilme ve hareket kısıtlamaları halkın gıdaya erişimini sınırlıyor. Ekonomik koşulların kötüleşmesi ve işsizlik oranlarının artması, temel gıda maddelerinin birçok aile için ulaşılabilir olmaktan çıkmasına neden olduğu bildiriliyor.

batı şeria

Açlık Filistin’in her yerine yayılıyor. Gazze’den sonra şimdide Batı Şeria için de benzer bir tehlike gündemde.

Türkiye’nin Filistin Özerk Yönetimi ile İhracatı Nereye Gitti?

Bütün bunlar yaşanırken aynı dönemde Türkiye’nin Filistin’e ihracatı, dikkat çekici bir artışla rekor kırmıştı. Filistin özerk yönetimi ile 2024 yılında ihracat, bir önceki yıla göre %521,4 gibi çarpıcı bir oranda yükselerek 757,7 milyon dolara ulaşmıştı. Bu artışla Filistin, 500 milyon dolar ve üzeri ihracat yapılan ülkeler arasında ihracatın en fazla arttığı ülke oldu.

Muhammed el Amur

Filistin Ulusal Ekonomi Bakanı Muhammed el-Amur, “Türk hükümetinden, Filistin topraklarını Türkiye’nin İsraillilerle ticareti yasaklama kararından muaf tutmasını istedik” demişti.

Bu dikkat çekici artış kamuoyunda ticaretin Filistinlilerle değil hileli yollarla İsrail’le yapıldığı şüphelerini de yeniden akla getirmişti. Yine aynı dönemde bu kez Mahmud Abbas yönetiminin Filistin Ulusal Ekonomi Bakanı Muhammed el-Amur’un açıklamaları gündeme gelmişti. El-Amur, Türk hükümetinden Filistin topraklarını Türkiye’nin İsraillilerle ticaret yasağı kararından muaf tutmasını istediklerini belirtmişti. Gerekçe olarak ise Filistin ile Türkiye arasındaki tarihi ve uzun süreli ticari ilişkiyi göstermişti.

Gerek Türkiye hükümeti gerekse de İsrail’le işbirliği ile bilinen Mahmud Abbas yönetiminin ihracatın Filistin için yapıldığı belirtilse de WFP’nin son haberi bu bilgiyle ilgili şüpheleri artırıyor. Dünya Gıda Programı’nın raporu, Batı Şeria’da yaklaşık 700.000 Filistinlinin gıda yardımı ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyacın Ekim 2023 öncesine kıyasla neredeyse %100 arttığını ortaya koyuyor.

İsraille ticaret

İsrail’le farklı yollarla devam eden ticaret Türkiye’de bağımsız protestoların ana gündemlerinden biri.

İsrail’le Ticaret Tamamen Durdu mu?

Türkiye’nin ambargo kararının ardından teorik olarak Türkiye’den doğrudan İsrail’li bir alıcıya ihracatın yasaklandığı biliniyor. Ancak aynı dönemde Mahmud Abbas yönetimindeki Filistin özerk yönetimi ile ticaretin astronomik artışlar göstermesi ticaretin farklı kanallarla sürdürüldüğü düşüncesini güçlendiriyor. Petrol ticareti ve üçüncü ülkeler üzerinden yapılan ihracatın da yine aynı başlık altında değerlendirilebileceği belirtilirken Mahmud Abbas yönetiminin bu ticareti durdurması ise olası görünmüyor. Abbas yönetiminin özellikle 7 Ekim Aksa Tufanı ardından İsrail’le ilişkilerini artırması ve işbirliğini sıkılaştırması ile WFP’nin son haberi ihracatın Filistinliler lehine olmadığını ortaya koyuyor.

Bağımsız Protestoların Ana Odağı: İsrail’le Ticaret ve Tam Ambargo Talebi

İsrail’le ticaret tartışmalarının ara ara gündeme gelmesi ile birlikte bu durumu eleştiren bağımsız protestolar da gelişiyor. İsrail’e tam ve kesintisiz ambargo uygulanması talebini yükselten bu protestolar, Türkiye’nin birçok noktasında bağımsız aktivistler tarafından örgütleniyor. Protestolarda özellikle Türkiye’de iktidarın Filistin meselesi üzerinden hamaset yaparken öte yandan bu iddialara gerçekçi yanıtlar verememesi ve adım atmaması eleştiriliyor.

Devamını Okuyun

Haberler

Üsküdar’da “İsrail’i Tanıma, Tam Ambargo Uygula” Eylemi

Yayınlanma:

-

Eğitim İlke-Sen, sağlık İlke-Sen, TOKAD ve Özgür Yazarlar Birliği 09.04.2025 çarşamba günü Üsküdar Mimar Sinan Meydanında bir eylem düzenleyerek “İsrail’i Tanıma, Tam Ambargo Uygula” çağrısında bulundu.

Eylemde konuşan Eğitim İlke-Sen başkanı Ahmet Örs, Gazze için Siyonistlerin ve emperyalistlerin “ya ölüm ya da sürgün” seçeneğini dayattığını, pek çok bölge ülkesinin de bu dayatma için işbirlikçi bir pozisyona sahip olduğunu söyleyerek bu dayatmalar karşısında İsrail’e tam ambargo uygulanması ve İsrail’in tanınma kararlarının iptali için gayret etmeleri gerektiğini vurguladı.

Son günlerde “hicret” kavramı üzerinden Gazze’den sürgünü normalleştirmeye çalışıldığının altını çize Örs, bu zihniyeti reddettiklerini iafde etti.

Eylem boyunca “İsrail’i Tanıma Tam Ambargo Uygula, Katil İsrail Filistin’den Defol, İşbirlikçi Rejimler Hesap Verecek, İsrail’le Anlaşmalar İptal Edilsin, NATO’dan Çıkılsın Üsler Sökülsün, Kürecik Radarı İsrail’in Kalkanı, İncirlik Üssü Kapatılsın, Yaşasın Gazze Direnişimiz” sloganları atıldı, tekbir getirildi.

Not: Youtube, videoyu kaldırıp akabinde ikinci kanalımızı da kapattığı için farklı bir sosyal medya mecraından link paylaşıyoruz.  

Devamını Okuyun

Haberler

ChatGPT, DeepSeek, ManusAI ve Yeni Bir Çağın Başlangıcı

Yayınlanma:

-

ChatGPT ile gündelik yaşama dek uzanan yapay zeka modelleri ile artık yeni bir çağı yaşıyoruz. Dünyanın en büyük sermaye gruplarınca fonlanan OpenAI’nin geliştirdiği ChatGPT artık görsel tanıma, sesli yanıt ve belge analizi bütünleşik birçok görevi birlikte daha hızlı yerine getiriyor. Chatgpt’nin yanı sıra Deepseek, ManusAI, Claude gibi farklı yapay zeka projeleri de artık teknolojiyi “yardımcı” pozisyonunun dışına çıkararak “öğretici” konumuna taşıdığı görülüyor.

Yapay Zeka Ne Vaat Ediyor?

Çin merkezli bir ekip tarafından geliştirilen DeepSeek-V2, matematiksel işlem kabiliyeti ve okuduğunu anlama becerisinin yanı sıra özellikle çok adımlı muhakeme yetenekleriyle öne çıkıyor. Sanayi devriminden bu yana teknolojiyi bir yardımcı olarak düşünen insanoğlu için ise artık yapay zeka “zeki ve bağımsız bir var olma” alanına dönüşüyor. Türkiye’de yapay zeka alanında önemli girişimlerin geliştiricileri arasında yer alan Bager Akbay, bu değişimi sanat üzerinden tarif ederken yapay zekanın aslında nasıl belirleyici bir pozisyona gelebileceğinin de altını çiziyor:

Bager Akbay

Bager Akbay, yapay zeka modellerinin gelişimini Türkiye’de takip eden önemli akademisyenlerden

“Yapay zeka sonuçta bazı şeyleri kolaylaştırırken bazı şeyleri zorlaştıran bir araç. Mesela toplumsal olarak kabul edilen ‘güzele ulaşma’yı kolaylaştırıyor. Teknik bazı işleri yapmamızı kolaylaştırıyor. Bunları yaparken  istediğimiz bir şeye ulaşmak için yaşanacak yolculuğu yok ediyor. İstemediğimiz bir şeyi kabullenmemize, uyumlanmamıza sebep oluyor farkında olmadan. Yani ‘toplumsal güzel’i istediğimiz şeye tercih edebiliyoruz orada. Dolayısıyla orada bir zorlaştırma var. Yani çok klasik bir şekilde üretimi artırıyor.”

Yapay zekanın öğrenme ve deneyimleme süreçlerini değiştirdiğini ifade eden Akbay, estetik gibi insan olmakla doğrudan ilgili tanımlamaların bile zamanla değişebileceğini öngörüyor. Aslında Midjourney gibi farklı yapay zeka modellerin giderek daha “insan benzeri” içerikler üretmesi insana yalnızca soru sorma açısından bir inisiyatif bırakmış oluyor.

Yapay zeka yalnızca sanatsal ve görsel iletişimde öne çıkmış değiş. Yakın zamanda yeni bir “arama” deneyimi sunan Perplexity AI gibi sistemler de yapay zekanın uzmanlaşması konusundaki ilerlemeyi gözler önüne seriyor. Perplexity, sıradan bir arama motorunun ötesinde, kullanıcıya kaynaklı ve akademik nitelikli cevaplar sunarak araştırmacıların yeni gözdesi haline gelmiş durumda. Bu durum araştırma sürecini fazlasıyla kısaltırken şu soruyu da yeniden gündeme getiriyor: Öğrenme ve araştırma esnasında kaynaklar arasındaki bağı ve önem sırasını artık kim belirliyor? Görünüşe göre yapay zeka üzerinden milyarlarca içeriği tarayan bir araştırmacı için neyin önemli olup olmadığı konusu artık yapay zekanın takdirinde.

İnsan ve Yapay Zeka Arasındaki Sınırlar Silikleşiyor

Yapay zeka algoritmalarının “derin öğrenme”yi daha ustaca yapmaları ve daha çok kaynağa erişimleri aslında yeni çağın gerçek habercisi olabilir. Algoritma ile insan üretimi arasındaki içerik farkı her geçen gün daha da kapanıyor. Bir zamanlar yalnızca insanların yazabileceği düşünülen şiirler, akademik makaleler, haber analizleri artık yapay zeka tarafından saniyeler içinde üretilebiliyor. Bu da şu soruyu gündeme getiriyor: Gelecekte insan emeğine ne kadar ihtiyaç duyulacak?

Sosyal medya içeriklerinden, müşteri hizmetlerine; tıp, hukuk ve mühendislik gibi uzmanlık alanlarına kadar birçok sektörde yapay zekanın hem yardımcı hem de üretici bir aktör olarak rol aldığına tanıklık ediyoruz. Bu değişim, sadece iş gücünü değil, insanın toplumsal konumunu da yeniden şekillendiriyor.

Derin Öğrenme

Manus AI ile Yapay Zekada Yeni Bir Sıçrama: Uzmanlaşmış Modellerin Yükselişi

Yapay zeka dünyasında son dönemde öne çıkan bir diğer model de Manus AI oldu. Henüz geniş kitlelerce tanınmasa da, Manus AI özel görevlerde derinlemesine uzmanlaşmayı öngören yapısı algoritmalar arasında bir kırılma yaratabilir. Bu model, özellikle hukuk, finans, tıp ve teknik mühendislik gibi yüksek bilgi yoğunluğu gerektiren alanlarda daha derin, doğru ve profesyonel yanıtlar verebilmesiyle öne çıkıyor. Her şeyi bilen yapay zeka modelleri yerine bağlamları anlayan, veriler arasında etkileşimi doğru konumlayan bu tip yeni modellerin makine öğrenmesinde yeni gelişmelerin de habercisi sayılabilir.

Economist dergisinin 13 Mart 2025 tarihli “With Manus, AI experimentation has burst into the open” başlıklı makalesi, Manus adlı yapay zeka aracının internet üzerinden karmaşık görevleri bağımsız olarak gerçekleştirebilme yeteneğini vurguluyor. Manus, sosyal medya hesapları oluşturma, strateji belgeleri hazırlama ve etkinlikler için rezervasyon yapma gibi görevleri yerine getirebiliyor. Bu gelişme, yapay zeka deneylerinin daha açık ve erişilebilir hale geldiğini de gösteriyor

ChatGPT’nin çok yönlü yapısının aksine, Manus AI daha dikey alanlarda uzmanlaşma stratejisi izliyor. Örneğin bir tıp metni analizinde ya da hukuki yorumda, sadece dil kurallarını değil aynı zamanda alan bilgisine dair bağlamsal derinliği de hesaba katıyor. Bu da onu özellikle profesyonel kullanımda güçlü bir araç hâline getiriyor.

Chatgpt

Makine ve yapay zekanın birleşimi

Teknoloji ve Makineleşme ‘İşçileri’ Tehdit Ederken Yapay Zeka ‘Beyaz Yaka’yı Gereksizleştiriyor

Ludizm adıyla bilinen ve 19. yüzyıl İngiltere’sinde bağlayan makineleri kıran işçiler bir gerçeğin farkına varmışlardı: Endüstrileşen bir üretim ortamında insan gücü yerini zorunlu olarak makineye bırakacak. Adını bir örgü makinesini kırarak hareketi başlatan Ned Ludd’dan alan Ludizm, tarihte ilk kez örgütlü bir teknoloji karşıtlığı olarak görüldü. 1779’dan 1850’lere kadar İngiltere’den kıta Avrupa’sına kadar yayılan hareket Osmanlı’da bile karşılık buldu. 1839’da Rumeli’deki İslimiye’de kadın işçiler örgü makinelerini kırmaya çalışmışlardı.

Makine Kırıcıları - Ludistler

Makine kırıcıları

Teknolojinin gelişmesi ve iş gücünün makineleşmesi tüm işçileri işsiz bırakmasa da bütünüyle yeni bir dönemi inşa etti. Endüstrileşen toplumlarda işçilerin nitelik kazanma gereksinimleri ve basit kol gücü dışında üretime katılmayı gerektiren bir dizi yenileşme süreci başladı. Yapay zekanın ChatGPT ile görünür olmasına kadar makine öğrenmesinin “endüstriyel üretimdeki” yardımcı rolünü koruyacağı düşünülüyordu. Oysa şimdi gelişen modeller ve karmaşık iş akışlarını takip edebilecek analiz gücüyle yapay zeka “beyaz yaka”yı gereksizleştiriyor olabilir. Yüzlerce veriyi analiz eden bir ekonomi çalışanının görevini yada semptomlardan hastalığı belirleyen bir doktorun teşhis başarısını artık yapay zeka yakaladı. Örneğin The Guardian’ın haberine göre “Star” isimli bir robot hiçbir insan yardımı olmaksızın 2022’de hayvanlarda ince bağırsak operasyonunu başarıyla gerçekleştirdi.

Yuval Noah Harari: “Yapay Zeka İnsanlık İçin En Büyük Varoluşsal Sınav”

Yapay zekanın distopik geleceğine ilişkin popüler bir anlatıcı olan Yuval Noah Harari, yapay zekanın yalnızca bir teknoloji değil, aynı zamanda bir politik güç olduğunu savunuyor. Harari’ye göre yapay zeka, ilk defa dil üretme yetisine sahip bir varlık olarak ortaya çıktı ve bu durum insanı anlatı oluşturma tekelinden mahrum bırakıyor.

Harari

Harari “The Sapiens” ve “Homo Deus” kitaplarında yapay zekanın geleceğini de ele alıyor

Harari, bir konuşmasında şöyle diyor:

“Yapay zeka, insanın hikâye anlatıcısı rolünü çaldığında, kitleleri yönlendirme gücünü de ele geçirmiş olur. Bu, insanlığı gereksizleştiren bir kırılma noktasıdır.”

Bu bakış açısı, sadece iş kaybı değil, aynı zamanda anlam ve kimlik kaybı gibi derin toplumsal dönüşümlere işaret edebilir.

Geoffrey Hinton Uyarıyor: “Kendi Yıkımımızı Tasarlıyor Olabiliriz”

Yapay zekanın kurucu isimlerinden biri olan ve “Yapay Zekanın Babası” olarak bilinen Geoffrey Hinton, Google’daki görevinden ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamalarda, yapay zekanın kontrolsüz gelişiminin ciddi tehditler barındırdığını söyledi.

Geoffrey Hinton

Yapay zekanın ‘fikir babaları’ndan Geoffrey Hinton, Google’den yapay zeka ile ilgili endişeleri nedeniyle istifa etti.

Hinton’a göre, yapay zeka sistemleri artık sadece görev bazlı değil, öğrenme kabiliyeti olan, özerk kararlar alabilen varlıklar haline geliyor. En büyük endişesi ise şu:

“Bu sistemler kendi hedeflerini belirlemeye başladığında, insanın hedeflerini gereksiz veya zararlı olarak görebilirler.”

Hinton, bu gelişmelerin yalnızca iş gücünü değil, aynı zamanda demokrasiyi, etik değerleri ve bireysel özgürlükleri tehdit edebileceğini ifade ediyor.

insanın gereksizleşmesi

Günün Sonunda Yapay Zeka Hâlâ Bir Araç mı, Yoksa Yeni Bir Aktör mü?

ChatGPT, DeepSeek, Perplexity gibi deepai sistemleri artık sadece araçlar değil; hayatın her alanında karar verici, bilgi üretici ve hatta anlam inşa edici bir rol üstleniyorlar. Derin öğrenmenin ve analiz yeteneğinin gelişmesi insanın araştırma, deneyimleme ve tecrübe biriktirme süreçlerini neredeyse tamamen yok ediyor. Harari ve Hinton gibi düşünürlerin uyarıları da bu bağlamda yapay zekanın yalnızca ne kadar ileri gideceği değil, kimin kontrolünde olacağı sorusunu da gündeme taşıyor.

Görünen o ki, yapay zekayla ilgili sorular artık sadece teknolojik değil, aynı zamanda varoluşsal. İnsanlık hem kendi zekâsının dijital bir yansımasıyla aynı sahnede yaşamayı öğrenmek zorunda hem de onu insan yapan “deneyimleme” süreçlerine sahip çıkmak zorunda.

YeniPencere

Devamını Okuyun

GÜNDEM

0
Would love your thoughts, please comment.x