Connect with us

Haberler

Eğitime Erişim İmkânları Arasındaki Farklar Uçuruma Dönüşüyor

Yayınlanma:

-

Eğitimciler, salgın sürecinde uygulanan uzaktan eğitimi sitemiz için değerlendirdi:

Pandemi nedeniyle internet ve televizyon aracılığıyla uzaktan verilen eğitim sürecini genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Öğrencilerin uzaktan eğitim araçlarına ulaşma imkânları çerçevesinde bir değerlendirme yapar mısınız? Eğitim-öğretim süreçlerinin tek bir merkeze bağlı olması salgın gibi kriz anlarında hangi semptomları göstermektedir? Herkes için daha iyisi nasıl mümkün olabilir?

Reha Ruhavioğlu:

Salgın başlar başlamaz bir tedbir olarak okulların kapatılmasını olumlu buluyorum, hakeza yüz yüze eğitimin başlamamış olmasını da. Hükümetin salgın yönetme performansına bakıldığında bu kararların toplumu daha büyük bir dalgadan koruduğunu söylemek mümkün. Okullar kapatıldıktan sonra EBA web sitesi ve EBA TV üzerinden derslerin telafilerinin yapılmaya çalışılması da görece hızlı bir adımdı. Ancak bu ilk tedbirlerin üzerinden yaklaşık yedi ay geçmiş olmasına rağmen görüldü ki MEB, yeni döneme pek hazırlık yapmamış. Uzaktan eğitim alt yapısı 21 Eylül’de çöktü. Bakan Ziya Selçuk bunu “aşırı ilgiden duyduğu memnuniyet” ile ifade etse de hakikat öyle değil. Öğrenci sayısı belli, öğretmen sayısı belli. MEB’in, alt yapıyı bu sayının tamamının aynı anda sisteme girebileceği ihtimali üzerinden bir hazırlık yapması beklenirdi. Ama hem bakanlığının bu yetersizliği hem Türkiye’deki internet bağlantı hızının Avrupa’daki en düşük hız olması büyük bir kaos yarattı.

Öte yandan esas büyük problem, pandeminin derinleştirdiği sınıfsal eşitsizlik meselesi ve hükümetin bunu kapatmaya yönelik hiçbir şey yapmamış olması. Teknolojik araçlar son bir yılda, özellikle de pandemi döneminde yüzde 50-150 arası zamlandı. Oysa yapılması gereken temel iki şey vardı: Teknolojik araçlardan vergileri kaldırıp erişilebilirliği arttırmak ve alım gücü olmayanlara bu araçların ücretsiz temini için gereken adımları atmak. Ama bununla da bitmiyor, interneti olmayan ailelere/mahallelere ücretsiz internet bağlantısının yapılması gerekiyor. Eğitim, Türkiye’de büyük ölçüde devletin sorumluluğunda. Yani ücretsiz. Ancak uzaktan eğitim, EBA gibi hazırlıklar dışında bir eğitim formatı olarak değerlendirilmiyor hükümet tarafından. Öyle olunca da eğitime erişim imkânları arasında sosyo-ekonomik durumdan kaynaklanan fark bir uçuruma dönüşüyor. Örgün eğitim bu farkı kısmen, bazı öğrenciler için büyük ölçüde kapatabiliyordu ama şu anda bu fark onların aleyhine açılıyor.

Eğitimin hem politika hem de program dizaynı bakımından merkezî olmasının sorunları yıllardır konuşageldiğimiz meseleler. Bu vesile ile yeniden gündeme geldi. Her öğrenci Çankaya ya da Kadıköy’de oturuyormuş gibi bir eğitim anlayışı dizayn ediliyor. Müfredatın pedagojiye aykırılığı ve insan haklarını ihlal ediyor olması bir yana, yerel ve bölgesel dokusu yok eğitimin. Çocuklar kendi kültürlerini yok sayan bir eğitimden geçiyorlar. Uzaktan eğitim de bu merkezîliğin başka bir sorununu ortaya çıkardı. Mesela %70’i köylerde yaşayan bir ilçede uzaktan eğitim internet odaklı olduğunda bu oranın dokusunu ıskalamak oluyor. Bu durum yerelin inisiyatifine bırakılsa gezici hijyen sınıfları, köylere dolaşımlı mobil internet odaları götürülme fikri ortaya çıkması muhtemeldi. Şu anda erişimi olmayan çocuklar için EBA destek noktaları kurduk, diyorlar ama hem erişilebilir değil hem de basına poz verdikten sonra bu sınıflar pek işler olmadılar.

Eğitim yerelin dokusunu içeren, yerelin inisiyatif alabildiği, imkânları en kısıtlı öğrencinin de erişebildiği bir formatta iyileştirilebilir. Öte yandan eğitim, ideolojik bir endoktrinasyon süreci olmaktan çıkarılmadan iyileşemez.

Tıklayın, yorumlayın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Filistin Müfredatı İsraillileştirme Girişimleriyle Karşı Karşıya

Yayınlanma:

-

İşgal altındaki Kudüs’teki Ulusal ve Sivil Eylem Otoritesi üyesi Ahmed Al-Safadi, Filistin müfredatının Filistin ulusal değerlerini hedef alan İsraillileştirme girişimleriyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

PIC muhabirine konuşan El-Safadi, İsrail makamlarının işgal altındaki Kudüs’teki Filistin okullarında İbranice dilini ve Siyonist gündemleri empoze etmeyi planladığını söyledi.

Ayrıca, öğrencilerin ailelerinin bu tür İsraillileştirme planlarına şiddetle karşı çıktıklarını ve Filistin okullarını ve müfredatını korumaya kararlı olduklarını da sözlerine ekledi.

İsrail parlamentosu Knesset, geçtiğimiz günlerde, işgal altındaki Kudüs de dâhil olmak üzere İsrail’deki okullar ve öğretmenler üzerindeki denetimi artırmayı amaçlayan iki yasa tasarısını ön okumada onayladı.

Filistinli aktivistler, İsrail makamlarını, işgal altındaki Kudüs’te Filistinlilerin eğitimine savaş açmakla suçladılar.

Filistinliler, Şin Bet’in (İsrail istihbarat servisi) Filistinli öğretmenlerin faaliyetlerini incelemeye ve İsrail işgaline, onun baskıcı uygulamalarına ve apartheid politikasına karşı faaliyetlerle bağlantılı oldukları iddiasıyla görevden alınmalarını kolaylaştırarak sürece daha fazla dâhil olduğuna tanık oluyorlar.

Kaynak: english.palinfo.com

Devamını Okuyun

Haberler

Açlık ve Yoksulluk Sınırı Yükselişte

Yayınlanma:

-

TÜRK-İŞ, “Mayıs-2023 Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırmasının sonucuna göre açlık sınırı 10 bin 362 liraya, yoksulluk sınırı ise 33 bin 752 liraya yükseldi.

Konfederasyonun araştırmasında şu sonuçlara ulaşıldı:

  • Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı)  10.362,01 TL’ye,
  • Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlariçin yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı33.752,49 TL’ye,
  • Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 13.439,41 TL’ye yükseldi.

Araştırmada, on iki aylık ortalamalara göre mutfak enflasyonu değişim oranı ise % 112,13 olarak hesaplandı.

Kaynak: turkis.org.tr

Devamını Okuyun

Videolar

Nekbe’nin 75 Yılı: Dönünceye Kadar Direniş

Yayınlanma:

-

İstanbul Fatih’te Nekbe eylemi düzenledi. İlke-Sen ve TOKAD tarafından düzenlenen eylemde İsrail’in katliamları ve işbirlikçi politikalar protesto edildi.

Türkçe ve İngilizce açıklamaların okunduğu eylemde “Siyonistler Yenilecek Direnen Filistin Kazanacak, Katil İsrail Filistin’den Defol, İşbirlikçi AKP Hesap Verecek, Nekbe Sürüyor Direniş Büyüyor, Kahrolsun İsrail, Filistin’de Düşene Dövüşene Bin Selam, Yaşasın Filistin Direnişimiz, Yaşasın Küresel İntifada, İşbirlikçi Rejimler Hesap Verecek” sloganları atıldı, tekbirler getirildi.

Eğitim İlke-Sen başkanı Ahmet Örs’ün açılışında bir konuşma yaptığı eylemde okunan Türkçe ve İngilizce açıklamalar şu şekilde:

İHANET VE İŞBİRLİKÇİLİK KISKACINDA NEKBE’NİN 75 YILI:

DÖNÜNCEYE KADAR DİRENİŞ

 Bismillahirrahmânirrahim

 Arkadaşlar,

Nekbe, yani “Büyük Felâket”in üzerinden tam 75 yıl geçti.

Emperyalizmin ileri karakolu olarak tasarlanan İsrail’in 14 Mayıs 1948’deki bağımsızlık ilanının hemen ertesi günü olan 15 Mayıs, Filistin halkı tarafından “Nekbe Günü” olarak adlandırılmıştır.

Nekbe’yle beraber yüz binlerce Filistinli yerlerinden kopartılıp göç yollarına sürülmüştür.

Emperyalistlerin korumasındaki Siyonistlerin terör yöntemleri tarihi Filistin’in şehir ve köylerini hedef almış, sayısız Filistinli katledilmiştir.

Filistin dostları,

Nekbe, tüm yakıcılığı ile sürmektedir.

75 yıllık işgal, tehcir ve katliam düzeni hız kazanarak devam etmektedir.

Ülkelerinden çok uzaklarda hayata tutunmaya çalışan Filistin halkı; mülteci kamplarında en zor koşullarda vâr olmaya çalışan Filistin halkı; Gazze açık hava hapishanesinde nefes almaya çalışan Filistin halkı; Batı Şeria’da duvarların, kontrol noktalarının, yerleşimci terörünün ve uluslararası yalnızlaştırmanın kıskacında büyük bir direniş gösteren Filistin halkı bütün ezilen halkların umudu, emperyalistlerin ve Siyonistlerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor!

Kardeşler,

Bütün boyutlarıyla Ortadoğu’yu baştanbaşa etkileyen ve “Arap Baharı” olarak isimlendirilen süreci müteakiben İsrail işgali ve Filistin direnişi önemsizleştirilmiştir.

Özellikle Siyonist rejimin ABD önderliğindeki emperyalist kampın koruması ve yardımıyla bölge ülkeleriyle “normalleşme” adı altında münasebetler kurması, İslam coğrafyasındaki gâsıp rejimlerin işbirlikçiliğe olan derin arzuları bu sonuca sebebiyet vermiştir.

İşbirlikçi düzenlerin bu tutumu bize yabancı değildir.

Bizler biliyoruz ki Filistin direnişi, kardeş halkların yardım ve duasıyla ihanet ve işbirlikçilik kıskacını elbette aşacaktır.

Direniş yüz akı, işbirlikçilik utançtır!

Her kim işbirlikçilik utancını şeref levhası olarak taşımaya azmederse tarihin, halkların ve Allah’ın karşısında kaybedenlerden olacaktır!

Siyonist işgal şeflerini yüksek protokollerle ülkelerinde ağırlayanların, rekor üstüne rekor kıran ticaretleri devam ettirenlerin, uluslararası pozisyon ve anlaşmalarda emperyalistlerden ve Siyonistlerden yana saf tutanların inanıyoruz ki hesapları pek çetin olacaktır.

Direnişin yoldaşları!

Katil İsrail, Filistin halkının her gün evlerini yıkıyor.

İşgalci İsrail, Filistin halkının kökleri ve coğrafyasıyla bütünlüğünü sembolize eden zeytin ağaçlarını söküyor.

Siyonist İsrail, Filistinli yavruları, gençleri, kadınları her ama her gün katlediyor!

Bu vahşi ırkçı rejim yeni yerleşim yerleri açıyor, yerleşimci terörünü teşvik ediyor.

En aşağılık hırsızlar olarak yerleşimciler, Filistin halkının bütün varlıklarını dünyanın gözünün önünde çalıyor, yağmalıyor.

Dâimî enkaz ve yıkım rejimi İsrail fiili savaş olmaksızın yıl boyunca yüzlerce Filistinliyi öldürürken yüzlercesini tutukluyor, sayısız binayı yıkıyor!

Siyonistlerin son Gazze saldırısında 33 Filistinli şehit olurken 150’si de yaralanmıştır. En az 60 bina ağır hasar görmüş ve 400’e yakın Filistinli evsiz bırakılmıştır.

Filistin dostları,

Ortadoğu’nun kalbine saplanan bir bıçak olan emperyalist ileri karakol Siyonist İsrail’e ve bütün işbirlikçiliklere karşı Nekbe günü vesilesiyle meydanlara çıktık.

Filistin özgürleşene, Filistin’e geri dönüş gerçekleşene, İsrail denen habis ur Filistin’den sökülüp atılana kadar direnişin yanında durmaya ahdettik!

AKP iktidarı boyunca rekor seviyelerde seyreden İsrail-Türkiye ticaretini, Siyonist katillerin Ankara’da en üst düzey protokollerle ağırlanmasını her zaman reddettik, yine güçlü bir şekilde reddediyoruz!

Her zaman bu işbirlikçiliklerin karşısında durmaya, İsrail’i meşrulaştıran politikaları kökünden hedef alıp dağıtmaya kararlıyız.

Bütün vicdanlı insanları bu çizgiye davet ediyoruz.

Yaşasın Filistin direnişimiz!

Yaşasın İntifada!

Şehitlerin yolunu sürdüreceğiz!

Kahrolsun İsrail, kahrolsun ABD!  

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.saglikilkesen.org)

TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, www.tokad.org)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği, www.ozguryazarlarbirligi.org)

(Topluluk adına, Nazlı Nesibe Kılıçoğlu)

75 YEARS OF NAKBA IN THE GRIP OF BETRAYAL AND COLLABORATION:

RESISTANCE UNTIL RETURN

Bismillahirrahmânirrahim

It has been exactly 75 years since the Nakba, the Great Catastrophe.

May 15, the day after Israel’s declaration of independence on May 14, 1948, which was designed as an outpost of imperialism, was named “Nakba Day” by the Palestinian people.

Along with the Nakba, hundreds of thousands of Palestinians were uprooted and deported to their migration routes.

The terror methods of the Zionists who are under the protection of the imperialists have targeted the cities and villages of historical Palestine, and countless Palestinians have been massacred.

Friends of Palestine,

The Nakba continues with all its burning.

The 75-year order of occupation, deportation and massacre continues by accelerating.

The Palestinian people, who are trying to hold on to life far away from their country; the Palestinian people trying to survive in the refugee camps in the most difficult conditions; The Palestinian people trying to breathe in an open-air prison in Gaza; The Palestinian people, who have shown great resistance in the West Bank under the grip of walls, checkpoints, settler terror and international isolation, continue to be the hope of all oppressed peoples and the nightmare of imperialists and Zionists!

Following the process called the “Arab Spring”, which affected the Middle East with all its dimensions, the Israeli occupation and Palestinian resistance were trivialized.

In particular, the Zionist regime’s establishment of relations with the countries of the region under the name of “normalization” with the protection and assistance of the USA-led imperialist camp, and the deep desire of the usurper regimes in the Islamic geography for collaborationism led to this result.

This attitude of collaborative regimes is not alien to us.

We know that the Palestinian resistance will surely overcome the grip of betrayal and collaboration with the help and prayers of the brotherly peoples.

Resistance is an honour, collaboration is a shame!

Whoever is determined to carry the shame of collaboration as a badge of honor will be one of the losers in the face of history, peoples and Allah!

 

We believe that those who host the Zionist occupation chiefs in their countries with high protocols, those who maintain record-breaking trade, and those who take sides with the imperialists and Zionists in international positions and agreements, will have a very tough reckoning.

Comrades of the resistance!

Killer Israel is destroying the homes of the Palestinian people every day.

Occupying Israel is uprooting olive trees, which symbolize the unity of the Palestinian people with their roots and geography.

Zionist Israel is killing Palestinian babies, young people and women every day!

This racist regime opens new settlements and encourages settler terror.

As the most despicable thieves, the settlers steal and plunder all the assets of the Palestinian people in front of the world.

In the last Gaza attack of the Zionists, 33 Palestinians were martyred and 150 were injured. At least 60 buildings were badly damaged and close to 400 Palestinians were left homeless.

Israel, the regime of perpetual regime of destruction, kills hundreds of Palestinians, demolishes countless buildings and arrests hundreds of Palestinians throughout the year without actual war.

Friends of Palestine,

We took to the streets on the occasion of the Nakba day against Zionist Israel, the imperialist outpost stuck in the heart of the Middle East, and against all collaborators.

We have vowed to stand by the resistance until Palestine is liberated, a return to Palestine is achieved, and Israel is expelled from Palestine!

We have always rejected the record levels of Israel-Turkey trade during AKP rule, and the hosting of Zionist murderers in Ankara with the highest level protocols!

We are always determined to stand against these collaborations and to root out the policies that legitimize Israel.

We invite all conscientious people to this line.

Long live our Palestinian resistance!

Long live the Intifada!

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.saglikilkesen.org)

TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, www.tokad.org)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği, www.ozguryazarlarbirligi.org)

(On behalf of the community, Melike Belkıs Örs)

Devamını Okuyun

GÜNDEM