Connect with us

Haberler

İsrail’in Gazze Saldırılarından Kâr Eden Şirketler

Yayınlanma:

-

(American Friends Service Committee sitesinin, İsrail için silah üreten küresel şirketlerle ilgili haberini ilginize sunuyoruz – YeniPencere)

Burada listelenen şirketler, Ekim 2023 ve Ocak 2024 tarihleri arasında İsrail’e Gazze, Batı Şeria, Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırılarında kullandığı silah ve diğer askeri teçhizatı temin etmiştir.

AFSC Kurumsal Hesap Verebilirlik Eylem Merkezi

Ekim 2023’ten bu yana İsrail, Gazze’ye eşi benzeri görülmemiş hava ve kara saldırıları düzenledi. Gazze’de çoğu silahsız siviller olmak üzere on binlerce Filistinli tarihi bir hızla öldürüldü ve Gazze nüfusunun çoğu yerinden edildi. Uluslararası Adalet Divanı, ABD federal mahkemesi ve onlarca BM uzmanı ve hukukçunun ön kararına göre bu saldırılar bir soykırım anlamına gelebilir. İsrail’in Gazze’deki saldırılarına işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilere karşı artan İsrail şiddeti, İsrail ordusu ile Lübnan’daki militan gruplar arasındaki çatışmalar ve İsrail’in Suriye’deki hava saldırıları eşlik ediyor.

ABD hükümeti 7 Ekim’den kısa bir süre sonra İsrail’e büyük miktarda silah transfer etmeye başladı. İsrail, 25 Aralık’a kadar ABD’den 244 kargo uçağı ve 20 gemi ile 10.000 tondan fazla silah aldı. Bu transferler sadece ilk bir buçuk ay içinde 15.000’den fazla bomba ve 50.000 top mermisi içeriyordu. Bu transferler, kamu denetiminden kaçınmak ve Kongre’nin anlamlı bir gözetim uygulamasını engellemek için kasıtlı olarak gizlilikle örtülmüştür. ABD’nin bilinen silah transferlerinin bir listesi Silah Ticareti Forumu tarafından tutulmaktadır.

Bu silahların bir kısmı Yabancı Askeri Satışlar programı aracılığıyla ABD vergi mükelleflerinin parası kullanılarak satın alınırken, diğerleri İsrail’in kendi bütçesinden satın alınan doğrudan ticari satışlardı.  Açıklanmayan bir miktar silah da İsrail’de halihazırda depolanmış olan ve War Reserves Stock Allies-Israel (WRSA-I) olarak bilinen ABD askeri stoklarından aktarılmıştır. İsrail’e silah sağlamak için WRSA-I’in kullanılması, bu stokların envanterine ilişkin kamuya açık bir kayıt bulunmadığından, ABD silah transferlerinin tam resmini daha da gizlemeye hizmet etmektedir.

ABD’den devam eden bu silah akışı olmasaydı Gazze’deki yıkım ve savaş suçlarının mevcut boyutu mümkün olmazdı. Kamuoyunun yoğun protestolarına rağmen Biden yönetimi İsrail’e daha fazla silah alması için 14 milyar dolardan fazla para vermek için çalışıyor. Bu, ABD’nin İsrail ordusuna halihazırda her yıl verdiği 3.8 milyar doların üzerine ekleniyor. İsrail’in bu parayı ABD yapımı silahları satın almak için kullanması gerekiyor. Bu sadece hisse senedi fiyatları hızla yükselen Lockheed Martin, RTX, Boeing ve General Dynamics gibi en büyük silah üreticileri için değil, aynı zamanda Caterpillar, Ford ve Toyota gibi genellikle silah endüstrisinin bir parçası olarak görülmeyen şirketler için de bir tür kurumsal refahtır (aşağıya bakınız).

Gazze de dâhil olmak üzere Filistin ve İsrail’de uzun bir çalışma geçmişi olan bir Quaker kuruluşu olarak AFSC, hem İsrailli hem de Filistinli militan gruplara tam bir silah ambargosu uygulanmasını desteklemektedir. Bu liste, İsrail tarafından kullanılan silahlara odaklanmaktadır çünkü tüm Filistinli militan gruplar zaten yaptırım altındadır ve Batılı hükümetlerden ya da şirketlerden destek almamaktadır.

Bu araştırma medya kaynaklarına, sosyal medyaya ve diğer açık kaynaklara dayanmaktadır. Bilgiler ayrıca Who Profits ve İsrailli kuruluş New Profile’ın bir projesi olan İsrail Askeri ve Güvenlik İhracatı Veritabanı tarafından da sağlanmıştır. Eklememiz gerektiğini düşündüğünüz bilgiler varsa veya ham verilere erişmesi gereken bir araştırmacı ya da gazeteciyseniz, lütfen bizimle iletişime geçin.

İsrail işgaline dâhil olan halka açık şirketlerin daha kapsamlı bir listesi ve elden çıkarma önerilerimiz için lütfen Investigate veritabanımıza bakınız.

Şirketler

AeroVironment

– Merkezi Arlington, Virginia’da bulunan bir askeri drone üreticisi.

– İsrail 30 Ekim civarında 200 adet AeroVironment Switchblade 600 Kamikaze insansız hava aracı, yani “intihar insansız hava aracı” olarak görev yapan gelişmiş bir doğrudan ateşlemeli başıboş füze sistemi satın almayı talep etti.

Agilite

İsrailli özel bir taktik teçhizat ve vücut zırhı üreticisi olan Agilite, 7 Ekim’den bu yana İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik kara harekâtında kendi teçhizatını kullandığını defalarca ilan etti. Örneğin şirket 6 Aralık’ta Agilite taktik teçhizatı giymiş İsrail askerlerinin bir fotoğrafını “Search and destroy #swordsofiron” başlığıyla yayınladı.  Şirketin ekipmanları ABD’de en az 34 perakendeci tarafından satılıyor ve ABD’nin müteahhitlik tedarik araçları aracılığıyla satın alınabiliyor.

AM General

– South Bend, Indiana merkezli bir askeri araç üreticisi. Şirketin Yüksek Hareket Kabiliyetli Çok Amaçlı Tekerlekli Aracı (HMMWV veya Humvee) İsrail ordusu tarafından Gazze’de kullanılmıştır. Bu araçların zırhı Plasan tarafından üretilmektedir (aşağıya bakınız).

– 5 Kasım’da İsrail ordusunun Gazze’ye bir “ikmal konvoyu” götürmek için tanklar ve diğer zırhlı araçlarla birlikte Humvee’leri kullandığı bildirildi. Humvee’ler 8 Kasım’da yine İsrail ordusu tarafından İsrailli medya muhabirlerini Gazze’ye taşımak için kullanıldı.

– 6 Aralık’ta bir ABD kargo uçağı İsrail’e ilave Humvee’ler teslim etti.

– Oshkosh’a (aşağıya bakınız) ek olarak AM General ayrıca Müşterek Hafif Taktik Araç da üretmektedir.

BAE Systems

– Dünyanın en büyük yedinci silah üreticisi olan İngiliz BAE Systems şirketi, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne on binlerce 155 mm’lik mermi atarak yoğun bir şekilde kullandığı 155 mm’lik bir mobil topçu sistemi olan M109 obüsünü üretmektedir.

– Bu mermilerden bazıları, sivil nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kullanımı yasak olan ve potansiyel olarak savaş suçu teşkil eden beyaz fosfor bombalarıdır.

– BAE ayrıca İsrail Hava Kuvvetleri’nin 2023 yılı da dahil olmak üzere Gazze’ye yönelik tüm saldırılarında yoğun olarak kullandığı F-15, F-16 ve F-35 savaş uçakları için elektronik füze fırlatma kitleri ve diğer bileşenleri de üretmektedir.

The Boeing Company

– Dünyanın en büyük beşinci silah üreticisi olan Boeing, İsrail Hava Kuvvetleri’nin 2023 yılı da dâhil olmak üzere Gazze ve Lübnan’a yönelik tüm saldırılarında yoğun olarak kullandığı F-15 savaş uçaklarını ve Apache AH-64 saldırı helikopterlerini üretmektedir.

– Boeing ayrıca çok sayıda güdümsüz küçük çaplı bomba (SDB) ve bu bombaları hassas güdümlü mühimmatlara dönüştüren Müşterek Doğrudan Saldırı Mühimmatı (JDAM) kitleri üretmektedir.

– İsrail bu bombaları, 1 Kasım ‘da Gazze’deki Jabalia mülteci kampını bombalayarak yüzlerce Filistinli sivilin ölümüne yol açan ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne göre savaş suçu sayılabilecek saldırı da dahil olmak üzere yoğun bir şekilde kullanmaktadır.

– İsrail ordusu 10 ve 22 Ekim tarihlerinde Boeing JDAM kitleriyle donatılmış bombalar kullanarak Uluslararası Af Örgütü’ nün deyimiyle “işgal altındaki Gazze Şeridi’nde sivillerin yaşadığı evlere hukuksuz hava saldırıları” düzenledi. Savaş suçu sayılabilecek bu saldırılarda El-Neccar ailesinden 24 kişi ve Ebu Mu’eile ailesinden 19 kişi hayatını kaybetti.

– Boeing, 7 Ekim’den hemen sonra İsrail’e 1.000 akıllı bomba ve 1.800 JDAM kitinin teslimatını hızlandırdı.  Her iki teslimat da İsrail’in, Gazze’ye yönelik bir önceki büyük çaplı saldırısı sırasında verdiği 2021 siparişinin bir parçasıydı.

– Merkezi Chicago’da bulunan şirketin Los Angeles, Seattle ve St. Louis dışında da önemli üretim tesisleri bulunuyor.

Caterpillar

– Caterpillar; on yıllardır İsrail’e, İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilerin evlerini ve sivil altyapıyı yıkmak ve Gazze Şeridi’ne abluka uygulamak için rutin olarak kullandığı D9 zırhlı buldozerleri tedarik ediyor.

– Zırhlı D9 buldozerler, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik kara harekâtında muharip birliklere binaları yıkıp yolları açarak eşlik ediyor.

– D9 buldozerler aynı zamanda işgal altındaki Batı Şeria’da Cenin ve Tulkarem gibi Filistin şehirlerine yapılan baskınlarda da kullanıldı ve burada bir buldozer eski Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat’ın anıtını yıkmak için kullanıldı. Silahlı bir çatışma sırasında kültürel miras alanlarının kasıtlı olarak tahrip edilmesi savaş suçu teşkil edebilir.

– İsrail son saldırılar sırasında düzinelerce D9 zırhlı buldozer için acil sipariş verdi.

– İsrail’in D9T buldozerlerinden bazıları uzaktan kumandalı ya da yarı otonom araçlara dönüştürüldü, böylece “karmaşık” ve “yüksek riskli alanlarda” sürücüsüz çalışabiliyorlar. Kasım ayında, buldozerleri dönüştüren Israel Aerospace Industries şirketi, İsrail ordusunun Gazze’deki operasyonları için daha fazla birimi modifiye etti.

Colt’s Manufacturing Company

– Colt’s Manufacturing Company, 1990’lardan 2010’ların başına kadar İsrail ordusu tarafından kullanılan standart saldırı tüfeği olan M16 da dahil olmak üzere ateşli silahlar üretmektedir. Birçok eski M16 tüfeği hâlen İsrail ordusu ve polisi tarafından kullanılmaktadır.

– İsrail, ABD’li şirketlerden toplam 24.000 saldırı tüfeği arasından Colt’tan yaklaşık 18.000 M4 ve MK18 saldırı tüfeği satın almayı talep etti. İsrail bu silahları, işgal altındaki Batı Şeria’daki yasadışı İsrail yerleşimleri de dahil olmak üzere düzinelerce şehir ve kasabada yeni kurulan sivil “güvenlik timleri” için tahsis etti.

– Otomatik tüfeklerin satışını onaylamak zorunda olan ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, bu silahların Filistinli sivilleri işgal altındaki Batı Şeria’daki topraklarından sürmek için kullanılacağına dair endişelerini dile getirdi. İsrail, tüfeklerin sadece devlet kurumları tarafından kullanılacağını garanti ederken, ABD’nin aynı siparişten 4.500 tüfeklik bir sevkiyatı ertelediği bildirildi.

– Merkezi Hartford, Connecticut’ta bulunan Colt, Çek ateşli silah üreticisi Colt CZ Group’a (CZP) aittir.

Day & Zimmermann

– Merkezi Philadelphia, Pennsylvania’da bulunan özel sektöre ait bir mühimmat üreticisi.

– 1990 yılında şirketin yan kuruluşu Mason & Hanger, İsrail Merkava tanklarının Kasım ayında Gazze’deki bir BM okuluna ateşlediği 120 mm’lik mermilerin bir kısmını üretti.

– İsrail ordusu ayrıca Day & Zimmermann’ın bir başka iştiraki olan American Ordnance tarafından işletilen Iowa Ordu Mühimmat Fabrikasında üretilen 155mm top mermilerini de rutin olarak kullanmaktadır.

DJI

– Özel sektöre ait Çinli bir ticari drone üreticisi.

– İsrail ordusu, son zamanlarda Gazze’de küçük”suikast dronları” olarak da dâhil olmak üzere dronlarını çeşitli amaçlarla kullanmaktadır.

Elbit Systems

– İsrail’in en büyük silah üreticisi olan Elbit Systems, İsrail’in büyük insansız hava aracı filosunun çoğunluğunu oluşturan ve Gazze’de yaygın olarak kullanılan Skylark ve Hermes askeri İHA’ları da dahil olmak üzere İsrail ordusunun başlıca silah ve gözetleme sistemleri tedarikçilerinden biridir.

– Elbit yapımı MPR 500 çok amaçlı bombalar İsrail tarafından Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarda kullanılıyor. “Yoğun nüfuslu şehir savaşlarında” kullanılmak üzere tasarlanan bu bombalar “yüksek öldürme olasılığı” için 26.000 kontrollü parça içeriyor. Elbit, 500 kiloluk bu bombaların ABD yapımı 2,000 kiloluk MK-84 bombaları kadar güçlü olduğunu söylüyor. Boeing (yukarıya bakınız) Müşterek Doğrudan Saldırı Mühimmatı (JDAM) gibi kitler kullanılarak güdümlü bombalara dönüştürülebilirler.

– Elbit Systems’in katil Hermes 450 ve 900 insansız hava araçları Gazze, işgal altındaki Batı Şeria ve Lübnan’da saldırı ve gözetleme görevlerinde yaygın olarak kullanılmıştır.

– Elbit’in başa takılan ekran kask teknolojisi, İsrail Hava Kuvvetleri’nin savaş uçakları ve helikopterlerinin yanı sıra ordunun Merkava 5 (Barak) savaş tankına entegre edilmiştir. Şirket aynı zamanda Lockheed Martin’in bir alt yüklenicisidir; kask teknolojisini dünya çapında F-35 savaş uçaklarına entegre etmektedir.

– Ayrıca İsrail ordusuna 155mm top mermileri ve diğer birçok silah sistemi ve teknolojisi tedarik etmektedir.

– Elbit Systems, 7 Ekim’de başarısız olan Gazze Şeridi’ni çevreleyen “akıllı” sınır duvarının teknolojik yönlerine öncülük etti. Elbit Systems aynı zamanda ABD-Meksika sınırının askerileştirilmesinde de ana yüklenicidir.

– 13 Ekim’de İsrail ordusu Lübnan’ın güneyindeki gazetecilere 120 mm’lik tank mermileriyle ateş açarak Reuters muhabiri Issam Abdallah’ı öldürdü ve savaş suçu sayılabilecek bir şekilde altı kişiyi de yaraladı. Uluslararası Af Örgütü’ne göre kullanılan mühimmat büyük olasılıkla Elbit Systems tarafından üretilen M339 mermileriydi.

– Merkezi Fort Worth, Teksas’ta bulunan şirket, Alabama (Talladega), Florida (Boca Raton ve De Leon Springs), Massachusetts (Cambridge), New Hampshire (Merrimack), Pennsylvania (Birdsboro), Güney Carolina (Ladson), Virginia (Reston ve Roanoke) ve Teksas’taki (San Antonio) tesisleriyle geniş bir ABD varlığına sahiptir.

Emtan Karmiel

– Özel bir İsrailli ateşli silah üreticisi, 7 Ekim’den sonraki bir hafta içinde İsrail ordusuna ve diğer güvenlik güçlerine yaklaşık 12.000 tüfek teslim etti.

– Hepsi olmasa da bu tüfeklerin çoğu, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanlığı tarafından işgal altındaki Batı Şeria’daki yasadışı yerleşimler de dâhil olmak üzere düzinelerce şehir ve kasabadaki yeni sivil “güvenlik timlerini” silahlandırmak için satın alınan MZ4P saldırı tüfekleridir. Bu güvenlik timlerine ilişkin haberlerin ABD’nin İsrail’e binlerce ilave saldırı tüfeği sevkiyatını durdurmasına neden olduğu bildirilmektedir (Colt ile ilgili olarak yukarıya bakınız).

Flyer Defense

– Los Angeles merkezli özel bir askeri taktik araç üreticisi. Şirket, Ekim ayında İsrail’e General Dynamics (aşağıya bakınız) ile ortaklaşa geliştirdiği Flyer 72 devriye aracının ünitelerini sağladı.  Araçta General Motors (aşağıya bakınız) motoru kullanılıyor. İsrail’in bu araçları ABD vergi mükelleflerinin parasını kullanarak taktik hizmet araçları satın almak ve benzer araçların diğer tedarikçisi olan İsrailli şirket IAI’ye (aşağıya bakınız) güvenmek istemediği için test ettiği bildirildi. Ocak ayında İsrail’in ABD vergi mükelleflerinin parasıyla finanse edilen 60 adet Flyer 72 taktik araç daha sipariş ettiği bildirildi.

Ford Motor Company

– Ticari kamyonetleri AM General (yukarıya bakınız), Oshkosh (aşağıya bakınız) ve Plasan (aşağıya bakınız) tarafından İsrail ordusu için zırhlandırılan ve güçlendirilen ABD’li bir otomobil üreticisi.

– Örneğin Ford Super Duty F-350 XL kamyonet, Plasan’ın SandCat hafif zırhlı aracının temelini oluşturuyor. 6 Aralık’ta bir ABD kargo uçağı SandCat araçlarını İsrail’e teslim etti.

General Dynamics

– Dünyanın en büyük altıncı silah üreticisi General Dynamics, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında kullanılan saldırı jetleri için İsrail’e topçu mühimmatı ve bomba tedarik ediyor.

– F-16 savaş uçağı 1993 yılından bu yana Lockheed Martin tarafından üretilmesine rağmen şirket tarafından geliştirilmiştir.

– General Dynamics, İsrail’in Gazze’yi bombalamak için kullandığı başlıca silah türü olan MK-80 bomba serisinin metal gövdelerini üreten ABD’deki tek şirkettir. Bombaların gövdeleri ABD ordusu tarafından patlayıcılarla doldurulmakta ve daha sonra Boeing’in JDAM kitleri kullanılarak güdümlü bir bomba haline getirilebilmektedir.

– Boeing aynı zamanda ABD’de Gazze’ye saldırmak için yaygın olarak kullanılan 155 mm kalibrelik top mermilerini üreten tek şirket. Bir kaynak, 25 Kasım’a kadar bir İsrail tugayının BAE’nin M109 obüsünü kullanarak bu türden 10.000 kadar mermi ateşlediğini bildirdi.

– 155 mm’lik top mermileri ABD’nin İsrail’e yaptığı son silah sevkiyatlarının bir parçası…  ABD, “Ukrayna’ya gönderilmesi plânlanan on binlerce 155 mm top mermisini” İsrail’e göndermeyi planlıyor. Oxfam’a göre bunların İsrail tarafından kullanımı “Gazze’deki siviller için ayrım gözetmeyen, hukuka aykırı ve yıkıcı olacağı neredeyse kesin”. 13 Kasım’da 30’dan fazla kuruluş transfere karşı çıkan bir mektup yayınladı.

– General Dynamics ayrıca İsrail’in test ettiği bir zırhlı devriye aracı geliştirmek için Flyer Defense (yukarıya bakınız) ile ortaklık kurdu.

– General Dynamics CFO’su Jason Aiken 25 Ekim’de yatırımcılarla yaptığı bir görüşmede şunları söyledi: “[Gazze’ye yönelik saldırılar] sonucunda artan talep potansiyeline bakacak olursak, öne çıkan en büyük potansiyelin topçu silahları olduğunu düşünüyorum.”

General Electric

– Dünyanın en büyük 25. silah üreticisi olan General Electric, Boeing’in Apache helikopterleri için T700 Turboşaft motorları üretmektedir.

– GE’nin merkezi Fairfield, Connecticut’ta bulunmaktadır.

General Motors

– Flyer 72 (yukarıya bakınız) ve IAI tarafından üretilen Z serisi arazi araçları (aşağıya bakınız) dâhil olmak üzere İsrail ordusu tarafından kullanılan çok sayıda araç için motor ve şanzıman üniteleri sağlamaktadır. İsrail, İsrail’de üretilen araçlar için bile ABD vergi mükelleflerinin parasını kullanarak GM parçaları satın almaktadır.

The Hoplite Group

Florida merkezli bir şirket… Yabancı Askeri Satışlar programı da dahil olmak üzere çok sayıda ABD devlet kurumu için yüklenici olarak hizmet vermektedir. Şirket, 7 Ekim’den sonra “İsrail’e silah ihracatını hızlandırmak” amacıyla kurulan ABD Savunma Bakanlığı’nın “Kaplan Takımı” için çalışacak elemanları işe aldı.

HD Hyundai Heavy Industries (Hyundai)

– Dünyanın en büyük gemi inşa şirketi ve önemli bir ağır ekipman üreticisi olan Hyundai, işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilerin evlerini yıkmak için kullanılan paletli ekskavatörler ve diğer makineleri üretiyor.

– Örneğin 3 Ocak’ta bir Hyundai ekskavatör, işgal altındaki Doğu Kudüs’te Filistinlilerin çoğunlukta olduğu bir mahalle olan Jabel Mukaber’de Filistinli bir ailenin evini yıkmak için kullanıldı.

InfiniDome

– İnsansız hava araçları için GPS koruma ve navigasyon sistemleri üreten özel bir İsrailli üretici… Şirkete göre, teknolojisini Gazze’de kullanılmak üzere İsrail ordusuna sağlamak için “özellikle 7 Ekim’den bu yana gece gündüz çalışıyor”. Şirket, teknolojisini ABD Ulaştırma Bakanlığı’na sunmuş ve 2018’den bu yana “Gazze sınırında devriye gezen İsrail Savunma Kuvvetleri insansız hava araçlarının navigasyon sistemlerini korumak” için kullanıldığını övünerek belirtmiştir.

Israel Aerospace Industries (IAI)

– İsrail devletine ait büyük bir silah üreticisi olan Israel Aerospace Industries, özellikle İsrail ordusu için Heron TP katil insansız hava aracı da dahil olmak üzere çok sayıda silah sistemi üretmektedir.

– IAI CEO’su Boaz Levy 22 Kasım’da yatırımcılarla yaptığı bir görüşmede Heron insansız hava araçlarının İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında “çok önemli bir rol oynadığını” söyledi. Ekim ayı başında Almanya, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında IAI tarafından üretilen iki adet Heron TP insansız hava aracını kullanma talebini onayladı.

– IAI ayrıca İsrail ordusuna Zibar taktik hizmet aracını da sağlıyor. İsrail ordusu 2022 yılında seçkin birlikleri için yaklaşık 27 milyon dolar değerinde ZD ve daha büyük Z-MAG olmak üzere iki model sipariş etti. Bu sipariş, İsrail’in Mısır sınırında devriye gezen diğer Zibar araçlarına ek olarak verildi. Aracın General Motors motoru da dahil olmak üzere bazı parçaları ABD’de üretiliyor ve ABD vergi mükelleflerinin parasıyla satın alınıyor.

J.C. Bamford Excavators Limited (JCB)

– JCB iş makineleri yıllardır Filistinlilerin evlerini, tarım arazilerini ve altyapılarını yıkmak ve işgal altındaki Batı Şeria’da yasadışı İsrail yerleşimleri inşa etmek için kullanılıyor. 1 Ocak’ta bir JCB buldozer, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bir Filistin mahallesi olan Beit Safafa’da zeytin ağaçlarını sökmek ve Filistinli bir aileye ait araziyi yok etmek için kullanıldı.

L3Harris Technologies

– Dünyanın dokuzuncu büyük silah üreticisi olan L3Harris, Boeing’in JDAM kitleri (yukarıya bakınız), Lockheed Martin’in F-35 savaş uçağı (aşağıya bakınız), Northrop Grumman’ın Sa’ar 5 savaş gemileri (aşağıya bakınız), ThyssenKrupp’un Sa’ar 6 savaş gemileri (aşağıya bakınız) ve İsrail’in Merkava savaş tankları dahil olmak üzere İsrail ordusu tarafından Gazze’de kullanılan çok sayıda silah sistemine entegre edilen bileşenler üretmektedir.

Leonardo

– İtalya’nın en büyük silah üreticisi Leonardo, İsrail donanmasının Sa’ar savaş gemilerine yerleştirilen Oto Melara 76/62 Super Rapid 76mm deniz toplarını üretiyor. İsrail’in en yeni savaş gemisi Sa’ar 6, 16 Ekim 2023’te ilk kez operasyonel olarak kullanıldı ve Leonardo’nun silahı kullanılarak Gazze’deki hedeflere ateş edildi.

– Louis’de bulunan Leonardo iştiraki DRS Sustainment Systems, 27 Aralık’ta İsrail için ağır hizmet tipi tank römorkları üretmek üzere 15,4 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı.  Sözleşme, ABD vergi mükelleflerinin parasıyla finanse ediliyor ve Aralık 2026’da tamamlanması öngörülüyor.

Leupold & Stevens

– ABD merkezli bir nişangâh ve dürbün üreticisi. Teleskopik tüfek dürbünleri İsrail keskin nişancı birlikleri tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır.

Lockheed Martin

– Dünyanın en büyük silah üreticisi Lockheed Martin; İsrail’e, Gazze’yi bombalamak için yoğun olarak kullandığı F-16 ve F-35 savaş uçaklarını tedarik ediyor. İsrail ayrıca Gazze’nin karadan işgalini desteklemek için şirketin C-130 Hercules nakliye uçaklarını da kullanıyor.

– Lockheed Martin, İsrail’in Apache helikopterleri için AGM-114 Hellfire füzeleri üretmektedir. Gazze’ye yönelik hava saldırılarında kullanılan ana silah türlerinden biri olan bu füzeler 2023’te yoğun olarak kullanıldı. Yaklaşık 2.000 Hellfire füzesi 7 Ekim ve 14 Kasım tarihleri arasında İsrail’e teslim edildi.

– Lockheed Martin’in yan kuruluşu Sikorsky, İsrail askerlerinin Gazze’ye girip çıkmasında kullanılan CH-53K King Stallion ağır yük helikopterini üretiyor. 8 Ocak’ta Sikorsky, İsrail’e sağladığı CH-53K uçakları üzerindeki çalışmaların devamı için ABD vergi mükelleflerinin parasından 18.3 milyon dolar kazandı.

– İsrail Hava Kuvvetleri 11 Aralık’ta Lockheed Martin C-130-J Super Hercules uçağıyla Gazze Şeridinin güneyindeki Han Yunus’ta kara saldırıları düzenleyen İsrail askerlerine yaklaşık yedi ton malzeme bıraktı. Bu, İsrail’in 2006 Lübnan Savaşı’ndan bu yana gerçekleştirdiği “ilk operasyonel hava yardımı” oldu.

– 9 Kasım’da bir İsrail füzesi Gazze Şehrindeki Şifa Hastanesi yakınlarında bulunan gazetecileri vurdu. Füzenin, Lockheed Martin yapımı bir Hellfire R9X füzesi olduğu ve CIA tarafından suikastlar için geliştirilen Hellfire’ın bir versiyonu olduğu bildirildi. Füze, patlamak yerine hedefini bıçaklarla parçalayarak ikincil hasar olmaksızın doğrudan vurulmasını sağlıyor. Bu olaydaki hedef askeri bir hedef değildi.

– 28 Aralık’ta Lockheed Martin, İsrail’in F-35 savaş uçakları filosuna devam eden destek için 10.5 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı.

– İsrail ordusu ayrıca Lockheed Martin’in M270 Çoklu Fırlatma Roket Sistemini (MLRS) de kullanıyor. Elbit Systems’in yüksek hassasiyetli AccuLAR-122’sini ateşlemek için kullanılan silah, İsrail ordusuna göre 2006’daki Lübnan savaşından bu yana ilk kez 6 Ekim’de İsrail tarafından kullanıldı.

– Lockheed Martin CEO’su Jim Taiclet 17 Ekim’de yatırımcılarla yaptığı bir görüşmede “İsrail ve Ukrayna çatışmalarının önümüzdeki yıllarda gelir artışı için potansiyel itici güçler olduğunu”vurguladı.

MDT Armor (Shladot)

– İsrailli Shladot şirketine ait MDT Armor, İsrail ordusu tarafından kullanılan ve işgal altındaki Batı Şeria’da insan hakları ihlallerinde rutin olarak kullanılan standart devriye ve keşif aracı olan David Urban Light Armored Vehicle’ı üretiyor.

– 14 Kasım’da Filistin Kızılay Derneği (PRCS), İsrail ordusunun Tulkarem Mülteci Kampında yaralı bir Filistinliyi taşıyan ambulansı engellemek için iki David zırhlı araç kullandığına dair kanıtlar yayınladı.  Aynı gün İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria’nın Nablus kenti yakınlarındaki Zaatara askeri kontrol noktasında Filistinli gençlere saldırmak için bir David aracı kullandı.

– David araçlarından oluşan bir sevkiyat Ekim 2023’te âcilen İsrail’e gönderildi. David, Toyota’nın Hilux ve Land Cruiser kamyonetleri temel alınarak üretildi ve MDT’nin Auburn, Alabama’daki fabrikasında İsrail ordusunun ihtiyaçları için yeniden donatıldı.

Mercedes-Benz Group AG

– Kasım ayında 112 adet Arocs kamyonun İsrail ordusuna teslimatını hızlandıran Alman otomobil üreticisi, bu kamyonları Merkava tanklarının yanı sıra diğer ağır zırhlı araçları ve buldozerleri taşımak için kullanıyor. İsrail ordusu 2022 yılında tank taşıyıcıları için ana tedarikçi olarak Mercedes’i seçti ve ihtiyaçları için özelleştirilmiş toplam 460 kamyon sipariş etti.

NextVision

– Silah sistemleri için kamera üreten İsrailli bir girişim… Kameraları, Elbit Systems (yukarıya bakınız), Israel Aerospace Industries (yukarıya bakınız) ve Rafael Advanced Defense Systems (aşağıya bakınız) gibi büyük silah şirketleri tarafından üretilen ve İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında kullanılan insansız hava araçlarına takılıyor. Şirket, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sırasında satışlarında artış yaşadı ve müşterilerinin çoğu İsrail’de olmamasına rağmen İsrail siparişlerine öncelik vermeye karar verdi. Şirketin CEO’su “savaşların iş için iyi olduğunu” ifade etmiştir.

Nordic Ammunition Company (Nammo)

– İsrail ordusunun Gazze’de kullandığı omuzdan ateşlenen “sığınak delici” roket M141 Bunker Defeat Munition’ın üreticisi. Ekim ayı sonu itibariyle ABD, talep edilen 3.000 adet M141 omuzdan ateşlemeli roketatarın 1.800’ünü İsrail’e teslim etmiştir.

– Bu roketler ABD’de, Mesa, Arizona’daki Nammo Talley fabrikasında üretilmektedir. Ancak Nammo Talley’in ana şirketi Nammo’nun merkezi Norveç’tedir ve Norveç hükümeti ile Finlandiyalı Patria Oyj şirketinin ortak mülkiyetindedir. Finlandiya hükümeti (%50,1) ve Kongsberg Gruppen’in (FRA: KOZ) bir parçası olan Norveçli Kongsberg Defence & Aerospace (%49,9) şirketinin ortak mülkiyetindedir.

Northrop Grumman

– Dünyanın en büyük altıncı silah üreticisi olan Northrop Grumman, İsrail Hava Kuvvetlerine Apache saldırı helikopterleri için Longbow füze dağıtım sistemi ve savaş uçakları için lazer silah dağıtım sistemleri tedarik etmektedir.

– Ayrıca İsrail Donanması’na da Gazze’ye yönelik saldırılara katılan Sa’ar 5 savaş gemilerini tedarik etti.

– 15 Aralık’ta Northrop Grumman, İsrail ordusu için ABD vergi mükelleflerinin parasıyla finanse edilen 30mm MK44 Stretch topları için 8.9 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı. Silahlar Mesa, Arizona’da üretilecek ve beklenen tamamlanma tarihi Mart 2025. İsrail bu silahları Gazze’de yoğun olarak kullanılan Namer Zırhlı Personel Taşıyıcılarında kullanıyor.

Oshkosh

– Merkezi Oshkosh, Wisconsin’de bulunan özel bir kamyon üreticisi olan Oshkosh, Gazze’deki kara işgalinde ilk kez operasyonel olarak kullanılan İsrail’in en yeni zırhlı personel taşıyıcısı Eitan’ın gövdelerini üretiyor.

– Oshkosh ayrıca İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’da yaygın olarak kullanılan zırhlı personel taşıyıcı Panther’e dönüştürdüğü kamyonları da üretiyor.

– İsrail ordusu, 7 Aralık’ta Gazze’de onlarca Filistinliyi yakalayıp sorgulanmak üzere İsrail’e nakletti. Bu Filistinliler, iç çamaşırlarına kadar soyuldu ve saatlerce alenen aşağılandı; bu potansiyel olarak uluslararası insani hukuku ihlal ediyordu. En azından bir kısmı Oshkosh orta taktik araçlarla taşındı. İsrail medyası bu kişilerin tamamının HAMAS üyesi olduğunu iddia ederken İsrail ordusu daha sonra bu kişilerin büyük çoğunluğunun sivil olduğunu itiraf etti.

– Ayrıca İsrail, Kasım ayında, Eylül 2025’e kadar teslim edilmek üzere 75 adet Oshkosh Müşterek Hafif Taktik Araç satın aldı. İlk 208 milyon dolarlık sipariş, ABD vergi mükelleflerinin parasıyla finanse edildi. Orijinal sözleşmede sonradan yapılan değişiklik kısmen ABD vergi mükelleflerinin parasıyla finanse edilirken geri kalanı İsrail’in kendi bütçesinden finanse edildi. İsrail’in verdiği bu sipariş, Oshkosh’un JLTV’lerini şirketin başlangıçta planladığından daha uzun bir süre olan 2025 yılına kadar üretimde tutacak.

Palantir Technologies

– Yapay zekâ destekli araçlarını İsrail güvenlik güçlerinin yanı sıra ABD ordusuna, göçmenlik yetkililerine ve polis departmanlarına sağlayan Denver merkezli yüksek teknolojili bir kitlesel gözetleme şirketi…

– 7 Ekim’den bu yana “İsrail’den yeni aletlere yönelik yoğun talep” gören şirket, İsrail’e eskisinden daha fazla ürün sağlıyor. Ocak ayında İsrail Savunma Bakanlığı ile “ülkenin savaş çabalarına yardımcı olmak” için “stratejik ortaklığa” girdi. Palantir CEO’su Alex Karp, Kasım ayında şunları söyledi: “İsrail’i elimizden gelen her şekilde desteklediğimiz için gurur duyuyorum.”

Plasan

– İsrail ordusu için SandCat hafif zırhlı araç üreten özel bir İsrail askeri araç üreticisi… Bu araçların en azından bir kısmı şirketin Grand Rapids, Michigan’daki fabrikasında üretiliyor.

– Ekim ayından bu yana 7 Eylül’de Plasan, İsrail ordusuna onlarca SandCat Tigris zırhlı aracı teslim etti ve onun kullanımı için “her gün yüzlerce balistik plaka” üretti.

– Şirket aynı zamanda Oshkosh’un Müşterek Hafif Taktik Araçları (JLTV’ler) (yukarıya bakın) ve AM General’in Humvee’leri ve JLTV’leri (yukarıya bakın) için de zırh üretiyor. İsrail ordusu bu araçların tamamını 2023’te Gazze’ye yönelik saldırılarında kullandı.

– 6 Aralık’ta bir ABD kargo uçağı Plasan zırhlı Humvee’leri İsrail’e teslim etti.

Rafael Advanced Defense Systems

– İsrail devletine ait büyük bir silah üreticisi olan Rafael Advanced Defence Systems, İsrail ordusu için füzeler, insansız hava araçları ve diğer silah sistemleri üretiyor.

– İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ndeki binaların içindeki insanları yerden hedeflemek için Rafael Spike Tanksavar Güdümlü Füzelerini yoğun bir şekilde kullandı.

– İsrail ordusu ayrıca Gazze’de özellikle piyade askerleri tarafından binaları yerden yok etmek için Matador (RGW 90) taşınabilir omuzdan ateşlemeli tanksavar roketini kullandı. Roketler, Rafael’in bir yan kuruluşu olan Alman şirketi Dynamit Nobel Defense (DND) tarafından üretildi ve Singapur hükümetiyle birlikte geliştirildi. 2023’te Alman hükümeti, 3.000 taşınabilir tanksavar silahının da (muhtemelen Matador) dâhil olduğu yaklaşık 27 milyon dolar değerinde silahın İsrail’e ihracatını onayladı.

– Rafael’in zırhlı araçlara yönelik Trophy Aktif Koruma Sistemi, İsrail muharebe tanklarının Gazze’ye girmesine ve tanksavar silahlarından zarar görmemesine olanak tanıyor. Şirket, sistemi “savaş kuvvetlerinin ölümcüllüğünü artıran” bir sistem olarak pazarlıyor.

– Rafael, istihbarat görevlerini gerçekleştirmek, kara kuvvetlerine eskortluk yapmak ve doğrudan saldırılar gerçekleştirmek için kullanılan yeni bir insansız hava aracı olan Spark’ı geliştirmek için İsrail ordusuyla işbirliği yaptı. İlk kez Eylül ayında İsrail Hava Kuvvetleri tarafından teslim alınan Spark dronlarının, Gazze’deki İsrail savaş ekiplerine yardım ettiği ve “savaş alanında kuvvet çarpanı” görevi gördüğü bildiriliyor.

Renk Group

– Alman şanzıman, motor ve araç süspansiyon sistemleri üreticisi…

– İsrail’in Merkava 4 ve 5 (Barak) muharebe tanklarının yanı sıra Namer Zırhlı Personel Taşıyıcısının iletim ünitelerini geliştirdi. Yıllardır bu transmisyon üniteleri İsrailli Ashot Ashkelon firmasının lisansı altında üretiliyor.

– Michigan’daki bir Renk fabrikası ayrıca Rolls-Royce’un bir yan kuruluşu olan MTU tarafından geliştirilen Merkava ve Namer motorlarını da üretiyor (aşağıya bakınız).

Rheinmetall AG

– İsrail’e 10.000 mermi 120 mm hassas tank mühimmatı sağlayan Almanya’nın en büyük silah üreticisi… İsrail, bu talebi Kasım ayında yaptı ve Almanya’nın, mühimmatı kendi ordusunun mevcut stoklarından temin ederek teslimatını hızlandırmayı ve Rheinmetall’den daha fazlasını sipariş etmeyi düşündüğü bildirildi.

Rolls-Royce Holdings plc

– Rolls-Royce Holdings, dünyanın 25’inci büyük silah üreticisidir. Artık BMW tarafından 1998’den beri üretilen Rolls-Royce otomobilleriyle ilişkilendirilmiyor.

– Şirketin Alman yan kuruluşu MTU, İsrail’in Merkava 4 ve 5 (Barak) savaş tanklarının motorlarını geliştirdi. İsrail, Kasım ayında Şifa Hastanesi ve Endonezya Hastanesi’ne düzenlediği saldırılar da dâhil olmak üzere bu tankları Gazze Şeridinde yoğun bir şekilde kullandı.

– MTU’nun motorları aynı zamanda Merkava tankını temel alan İsrail’in Namer Zırhlı Personel Taşıyıcısına ve daha yeni ve daha hafif olan Eitan Zırhlı Savaş Aracına da güç veriyor; bunların her ikisi de Gazze’de yaygın olarak kullanılıyor.

– İsrail’in 2023’teki Gazze kara işgali, Merkava 5 (Barak) tankının ve Eitan AFV’nin ilk operasyonel kullanımına işaret ediyordu.

– MTU ayrıca İsrail donanması gemilerinin motorlarının çoğunu da üretiyor.

– MTU’nun genel merkezi Almanya’da olmasına rağmen İsrail ordusuna sağladığı motorlar, Alman Renk şirketi tarafından ABD vergi mükelleflerinin parası kullanılarak Michigan’da üretiliyor (yukarıya bakın).

RTX (formerly Raytheon)

– Dünyanın en büyük ikinci silah ve en büyük güdümlü füze üreticisi olan RTX, İsrail Hava Kuvvetlerine F-16 savaş uçakları için verdiği havadan karaya güdümlü füzelerin yanı sıra Gazze’nin sivil nüfusuna ve altyapısına karşı sürekli olarak kullanılan misket bombaları ve sığınak avcılarına da sahip.

– RTX’in yan kuruluşu Pratt & Whitney, F-15 ve F-16 savaş uçakları için motorlar üretiyor.

– İsrail devletine ait silah üreticisi Rafael ile ortak girişimin bir parçası olarak RTX, ABD’nin İsrail’e yakın zamanda yaptığı silah sevkiyatlarının bir parçası olan İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sistemi için önleyiciler üretiyor.

– RTX CEO’su Greg Hayes, yatırımcılarla 24 Ekim’de yaptığı görüşmede şunları söyledi: “Bence tüm Raytheon portföyünde bu yeniden stoklamanın faydasını göreceksiniz.”

Shield AI

– Merkezi San Diego, Kaliforniya’da bulunan bir drone üreticisi, “ABD ve İsrail kuvvetlerinin” otonom Nova 2 drone’sunu dünyanın “en çok görev yapabilen iç mekân drone”u olarak adlandırdığını iddia ediyor. İsrail, Gazze’de Nova 2 insansız hava aracını “kapalı alanda yakın mesafe muharebesi” olarak kullanıyor.

Sigmatech

– Yabancı Askeri Satış programı da dâhil olmak üzere birçok ABD devlet kurumu için yüklenici olarak hizmet veren Alabama merkezli bir şirket… ABD Ordusu bünyesindeki Savunma İhracat ve İşbirliği Ofisi tarafından 7 Ekim’den sonra İsrail’e silah sevkiyatını kolaylaştırmak amacıyla kurulan İsrail Önemli Girişimler Grubu’nda çalışacak kişileri işe aldı.

SK Group

Aşağıdakilere sahip özel bir İsrail şirketi:

– İsrail Silah Endüstrisi (IWI): Her ikisi de İsrail ordusunda standart silahlar olan Tavor saldırı tüfeğini ve Negev makineli tüfeğini üreten bir ateşli silah üreticisi… Ekim ortasından bu yana IWI’nin İsrail ordusunun yanı sıra yerel ticari pazar için de “her gün yüzlerce Tavor tüfeği” ürettiği bildiriliyor.

– Meprolight: Duvarların ve bariyerlerin arkasına gizlenmiş hedefleri tespit etmek için kullanılan ‘duvarın arkasını gören’ radar teknolojisi üreticisi. Teknoloji, ilk kez İsrail ordusunun 2014’te Gazze’ye düzenlediği saldırılarda kullanıldı.

– İsrail Tersaneleri: İsrail donanması ve İsrail Sınır Polisi için füze botları, savaş gemileri ve devriye botları tasarlayan ve üreten bir gemi inşa şirketi… Şirket, 5 Aralık’ta İsrail donanması için “son derece gelişmiş silahlarla donatılmış” bir gemi olan ilk Shaldag MK V devriye botunun suya indirildiğini duyurdu.

– Diğer yan kuruluşlar arasında Yunan şirketi Elvo, İsrailli emlâk geliştiricisi Oshira ve zırhlı araçlar için optik sistemler üreten Uni-Scope yer alıyor.

Skydio

– Merkezi San Mateo, California’da bulunan bir drone üreticisi… İsrail ordusuna 100’den fazla kısa menzilli keşif drone’u gönderdi ve “daha fazlası da gelecek”. Bu otonom dronlar, “karmaşık kentsel ortamlarda” gezinmek ve binaların 3 boyutlu taramalarını yapmak için kullanılıyor.

SMARTSHOOTER

– Hareketli hedefleri takip etmek için ‘akıllı görüş’ olarak pazarlanan ve İsrail ordusunun 2023’te Gazze’ye düzenlediği saldırılarda kullanılan SMASH 2000L (3000) sistemini geliştiren İsrailli bir şirket. Örneğin Kasım ayında İsrail ordusunun Maglan özel kuvvetler birimi, sistemi Gazze’nin kuzeyindeki Şati mülteci kampındaki bir okulun yakınındaki evleri ve altyapıyı hedef almak için kullandı.

SpearUAV

– “Piyade askerleri tarafından bir kapsülden veya zırhlı bir araçtan kolayca fırlatılabilen, hedeflerin yerini tespit ve takip etmek, onlara çarpıp kendi kendini yok ederek onlara saldırmak için” Viper “intihar drone’unu” geliştiren İsrailli bir drone girişimi… Şirket, İsrail’in 2023’te Gazze’ye düzenlediği saldırıların, İsrail ordusunun ihtiyaç duyduğu belirli ürünlerin geliştirilmesini hızlandırdığını belirtti.

Textron

– Bell, Beechcraft, Cessna ve Hawker uçak markalarıyla tanınan ABD merkezli bir askeri yüklenici.

– İsrail’in Gazze’deki kara birliklerini destekleyen İsrail Hava Kuvvetleri 100 Filosu, Beechcraft King Air, Queen Air, RC12-D Guardrail ve Bonanza A-36 dahil olmak üzere birden fazla Textron uçağı kullanıyor.

– Bu uçakların en azından bir kısmı ABD vergi mükelleflerinin parası kullanılarak İsrail’e verildi.

ThyssenKrupp

– İlk kez 16 Ekim’de Gazze’deki hedeflere karşı kullanılan, İsrail donanmasına ait dört Sa’ar 6 savaş gemisini inşa eden bir Alman mühendislik şirketi.

Toyota

– David Urban Hafif Zırhlı Aracın temeli olarak İsrail ordusu tarafından kullanılan kamyonetleri üreten Japon bir otomobil üreticisi (yukarıdaki MDT Zırhına bakın).

XTEND

– “Hiçbir eğitim” gerektirmeyen Wolverine savaş drone’u da dâhil olmak üzere drone üreten özel bir İsrail şirketi… Sanal gerçeklik gözlükleri ve tek elli kumanda koluyla çalıştırılan Wolverine, Gazze’deki İsrail ordusu tarafından binalar ve altyapı hakkında arama yapmak ve istihbarat toplamak için kullanılıyor. Robotik kolla donatılan drone’lar aynı zamanda “taktik operasyonlar” için de kullanılabiliyor.

Kaynak: https://afsc.org/ – American Friends Service Committee

Tıklayın, yorumlayın

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Üsküdar’da Eylem: Trump, Gazze’den Elini Çek!

Yayınlanma:

-

Filistinlileri Mısır ve Ürdün’e sürüp Gazze’yi işgal etmeyi plânlayan yeni ABD başkanı Trump’a tepkiler devam ediyor. Eğitim İlke-Sen, Sağlık İlke-Sen, TOKAD ve Özgür Yazarlar Birliği de Üsküdar Mimar Sinan Meydanında bir eylem düzenleyerek Trump’a tepki gösterdi.

Filistin’e Özgürlük Platformundan Şenol Karakaş’ın Türkiye’nin NATO’dan hemen çıkması gerektiğini vurgulayan konuşmasıyla başlayan eylem, Meryem Karayıl’ın topluluk adına okuduğu açıklamayla devam etti. Aynı açıklamanın İngilizcesini ise Melike Belkıs Örs okudu. Eğitim İlke-Sen başkanı Ahmet Örs ise “1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti çerçevesinde varılacak bir barış ” talebini eleştirdi ve bunun büyük bir emperyalist-Siyonist tuzak olduğunu söyledi.

“Siyonizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak, Trump Gazze’den Elini Çek, Katil ABD Ortadoğu’dan Defol, Katil İsrail Filistin’den Defol, Zalimler Yenilecek Direniş Kazanacak, NATO’dan Çıkılsın Üsler Sökülsün, Filistin Trump’a Mezar Olacak, Kürecik Radarı İsrail’in Kalkanı, Kahrolsun İşbirlikçi Hainler, Aaron’a Rachel’e Ayşenur’a Bin Selam, Firavunlar Yenilecek Musalar Kazanacak, Yaşasın Küresel İntifada” sloganlarının atıldığı eylemde okunan açıklamanın Türkçe ve İngilizceleri şöyle:

Kıymetli Filistin dostları,

Siyonist, işgalci İsrail, Gazze’de tarihin gördüğü en büyük soykırımlardan birini yaptı.

Yüz binlerce Filistinli kardeşimiz bu katliamda can verdi!

Milyonlarca Filistinli yaralandı; evini, mahallesini kaybetti, oradan oraya sürüldü.

15 ay boyunca benzeri görülmemiş bir vahşet yaşadı Gazze.

Gazze alt üst olurken Siyonist işgalciler Batı Şeria’da da boş durmadı!

Hem Aksâ Tûfânı sırasında hem de Gazze ateşkesinden sonra Batı Şeria yoğun bir Siyonist saldırı altında kaldı!

Filistinliler bu soykırım savaşı süresince en temel insani ihtiyaçlarından mahrum bırakıldı, açlık ve salgın hastalıklar bir halkı yok olma noktasına getirdi.

Bölgedeki işbirlikçi yönetimlerin desteği ya da suskunluğundan güç alan İsrail, katliamlarını pervasızca sürdürdü.

Ama herkes açıkça biliyor ki bu katliamcı çetenin arkasındaki asıl güç, asıl fail Amerika’dır.

ABD öncülüğündeki egemen dünya düzeni Direniş’i bastırmak, bütün ezilen halkların özgürlük mücadelesine gözdağı vermek için bütün imkânlarıyla Gazze’ye adeta çullandılar.

Biden önderliğindeki bu emperyalist hücum, Direniş’in mazlum ve mustazaflara ilham vermesinden korkarak bütün silah fabrikalarını, maddî imkânlarını Siyonistlerin katliamları için seferber ettiler!

Şimdilerde ise ABD’de yeni bir emperyalist şef iş başına geldi.

Önceki başkanlık tecrübesinden de herkesin bildiği bu çağın en büyük Firavunlarından biri olan Trump, Gazze’yi ele geçirmekten, Gazzelileri Mısır’a ve Ürdün’e sürmekten bahsetmektedir.

Sonrasında da sıranın Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilere geleceğini işaret eden çağın Firavununa ve onun temsil ettiği egemen dünya düzenine karşı işte bu meydanlardan sesleniyoruz:

Sizin hiçbir tehdidinizden korkmuyoruz!

Sizin tehditlerinize, en vahşî saldırılarınıza karşı vicdanlı dünya halkları Direniş’in yanında durmuştur!

Sizin tehditlerinize ve soykırım savaşlarınıza karşı bütün ezilen halkların kalbi Direniş’le beraber atmıştır!

Sizin tehdit ve katliamlarınıza karşı İntifada ateşi, Rabbimiz tarafından Firavun’un sarayına yerleştirilen Musa gibi kampüslerinizde, sokaklarınızda, parlamentolarınızda boy vermiştir!

Ne yapsanız, ne kadar tehdit etseniz boştur!

Âlemlerin Rabbine teslim olmuş ve sadece O’ndan korkan Direniş’i yıldıramayacaksınız!

Şundan emin olun ki yenileceksiniz!

Âhirete yenilmiş olarak girecek ve cehenneme sürüleceksiniz!

Bu dünyada ise çoktan yenildiniz.

İnsanlığın vicdanında çoktan mağlup oldunuz!

Çağlar boyunca kötülüğün, şeytanîliğin bir örneği olarak anılacaksınız!

Şunu unutmayın ki tankınızı, topunuzu, üssünüzü, işbirlikçilerinizi Ortadoğu’dan söküp atacağız!

Sanmayın ki katliamlarınız halklarımızın, Direniş’in iradesini kıracak!

Sanmayın ki Lübnan’dan Yemen’e, İran’dan Suriye’ye, Gazze’den Batı Şeria’ya kadar ateşe verdiğiniz Ortadoğu geri çekilecek!

Hep birlikte, silkinip yeniden ve yeniden karşınıza dikileceğiz!

Ey Trump, ey katillerin koruyucusu!

Tüccar dilini, paraya tapan zihnini, Siyonistlerini, işbirlikçilerini Gazze’den, Filistin’den, Ortadoğu’dan ve bütün mazlum coğrafyalardan çek!

Senden korkan senden beter olsun!

Siyonist işgal şebekeni Filistin’den söküp atacağımız günler yakındır.

Asıl sen, Amerikan üniversitelerinin kampüslerinde harlanan intifada ateşinden; Aaronların, Rachellerin iradesinden kork!

İşte o irade hepinizi alt edecek ve düzeniniz tepetaklak olacaktır!

Yaşasın Küresel İntifada!

Kahrolsun emperyalist-Siyonist zalimler! 

Dear friends of Palestine,

Zionist, occupying Israel committed one of the biggest genocides in history in Gaza.

Hundreds of thousands of our Palestinian brothers and sisters have been killed in this massacre!

Millions of Palestinians have been injured, lost their homes and neighborhoods, and have been driven from one place to another.

For 15 months, Gaza has experienced unprecedented brutality.

While Gaza was turned upside down, the Zionist occupiers were not idle in the West Bank!

Both during the Al-Aqsa Flood and after the Gaza ceasefire, the West Bank has been under intense Zionist attack!

Palestinians have been deprived of their most basic human needs during this genocidal war, while starvation and epidemic disease have driven a people to the point of extinction.

Empowered by the support or silence of the collaborative governments in the region, Israel continued its massacres recklessly.

But everyone clearly knows that the real power, the real perpetrator behind this murderous gang is America.

The ruling world order, led by the United States, has swooped on Gaza with all its means to suppress the Resistance and intimidate the freedom struggle of all oppressed peoples.

This imperialist offensive led by Biden, fearing that the Resistance would inspire the oppressed and the mustazaf, gave all its weapons factories and material means to the Zionists.

Now a new imperialist chief has taken over in the US.

Trump, one of the greatest Pharaohs of this age, as everyone knows from his previous presidential experience, talks about taking over Gaza and expelling Gazans to Egypt and Jordan.

We are calling out from these squares against the Pharaoh of the age and the dominant world order that he represents, which points out that the Palestinians living in the West Bank will be next:

We are not afraid of any of your threats!

Against your threats, against your most brutal attacks, the conscientious peoples of the world have stood by the Resistance!

The hearts of all oppressed peoples beat with the Resistance against your threats and genocidal wars!

The fire of Intifada against your threats and massacres has appeared on your campuses, on your streets, in your parliaments, like Moses who was placed in Pharaoh’s palace by our Lord!

No matter what you do, no matter how much you threaten!

You will not intimidate the Resistance, which has surrendered to the Lord of the Worlds and fears only Him!

Rest assured that you will be defeated!

You will enter the Afterlife defeated and you will be driven to Hell!

In this world you are already defeated.

You have already been defeated in the conscience of humanity!

You will be remembered throughout the ages as an example of evil and demonization!

Remember that we will uproot your tanks, cannons, bases and collaborators from the Middle East!

Do not think that your massacres will break the will of our peoples, of the Resistance, do not think that the Middle East that you set on fire from Lebanon to Yemen, from Iran to Syria, from Gaza to the West Bank will retreat!

Together, we will rise up and face you again and again!

O Trump, protector of murderers!

Withdraw your merchant language, your money-worshipping mind, your Zionists, your collaborators from Gaza, Palestine, the Middle East and all oppressed geographies!

May he who fears you be worse than you!

The day is coming when we will uproot the Zionist occupation network from Palestine.

You should be afraid of the fire of the intifada burning on the campuses of American universities; you should be afraid of the will of the Aarons and Rachels!

That will will defeat you all and your order will be turned upside down!

Long Live the Global Intifada!

Down with the imperialist-Zionist oppressors! 

Devamını Okuyun

Haberler

Çiftçi-Sen 2024 Tarım Raporu: Neoliberal Politikaların Ağır Sonuçları Çiftçilerin Üzerine Kâbus Gibi Çöktü

Yayınlanma:

-

Çiftçi-Sen, “2024 Yılı Tarım Raporu” yayımlayarak neoliberal politikaların çiftçileri, ülke tarımını, gıda egemenliğini nasıl etkilediğini gözler önüne serdi.

2024 yılında tarıma iklim krizinin yarattığı kuraklık, ekosistemdeki bozulmaların yarattığı hastalıklar ve zararlılar üretim maliyetlerindeki artışlar, emeğinin karşılığını alamayan üreticilerin eylemleri, tüketicilerin belini büken yüksek enflasyon-yüksek gıda fiyatları ile ithalat ve ihracat yasakları, hasat dönemine yakın bazı ürünlerin vergisiz (veya düşük vergili) ithalat izinleri, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çiftçiler/köylüler aleyhine çıkarttığı yönetmelikler damga vurdu.

Enflasyon, İstihdam, Tarımsal Destekleme ve Krediler:

  • 1980’lere kadar Türkiye’de tarımsal üretim, ithal ikameci bir ekonomi politikası çerçevesinde endüstriyel tarım temelli şekillendi. Ülkenin ihtiyacına yönelik ürünlerin ekimi ve üreticilerin devlet tarafından desteklenmesi, düşük faizli kredi verilmesi, taban fiyat uygulaması ve destekleme alımları yapılmasının sonucu olarak küçük aile tarımı yapanların da tarımsal üretim içinde kalabilmelerini mümkün kıldı. Üretilen ürünler yıllarca ülkeye döviz girdisi sağladı. Sadece Türkiye’de üretilmesi mümkün olmayan veya çok zorunlu olan ürünlerin ithalatına izin verildi. 1980’lerden sonra uygulanan liberal politikalarla beraber ithalat serbestleştirildi. 2000’li yılların başında İMF ve Dünya Bankası dayatmalarıyla taban fiyat uygulamalarından ve destekleme alımlarından vazgeçilmeye başlandı. Emperyalist ülkelerin sübvansiyonlarla destekleyerek düşük maliyetle ürettirdikleri tarım ürünlerinin ithalatı kolaylaştırıldı. Böylelikle ülkemizde üretimde bulunan üreticilerle uluslararası şirketlerin haksız rekabeti söz konusu oldu. Üreticiler ürettikçe zarar etmeye başladılar ve giderek daha fazla çiftçi toprağından koptu.
  • AKP, uygulamaya koyduğu tarım politikalarıyla ülkemizin çiftçisi yerine ithalat lobilerini ve çok uluslu tarım-gıda şirketlerini desteklemeye devam etti. 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu ile tarıma verilecek desteklerin milli gelirin yüzde 1’inden az olamayacağı hükmü getirilmesine rağmen verilen destek miktarı Kanuna aykırı bir şekilde yüzde 0,2’ye kadar geriletildi. 2024 yılında 91,5 milyar TL olarak ayrılan tarımsal destek bütçesinin aslında 412 milyar TL olması gerekmekteydi. Destek miktarı kanunda belirtilen asgari oranın çok altında olmasının yanında verilen destekler de şartlara tabi tutulmaya devam etti. Bu şartlardan birisi çiftçinin kendi tohumunu değil, sertifikalı şirket tohumunu kullanması, bir diğeri de “Planlama” adı altında uygulamaya konulan “kimin nerede? Ne ekeceği?”ni Bakanlığın belirlemesi ve belirlenen ürün dışında ekim yapılırsa destekleme verilmemesiydi. Çiftçiler ve köylüler desteklemeden yararlanabilmek için sertifikalı tohuma mahkûm edildiği gibi yıllardır ürettiği ve üretimi hakkında genel bilgi sahibi olduğu ürünü değil, hiçbir üretim deneyiminin olmadığı ürünü üretmeye zorlandı. Desteklemeler çiftçilere destek olmaktan çıkıp, şirketlere desteğe dönüştü.
  • Üretimden pazara kadar olan zincirde gıda şirketlerinin kontrolünün artması, giderek daha fazla çiftçinin toprağından kopmasına neden olmasının yanında gıda enflasyonunu yükseltti. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından dünyada gıda fiyatları yıllık sadece yüzde 5,7 arttığı belirtilirken, ülkemizde gıda enflasyonu dünya ortalamasından 8 kat daha yüksek gerçekleşti.
  • Neoliberal tarım politikalarının sonucu tarımda çalışanların toplam istihdam içindeki payı: 2002 yılında yüzde 35 iken, 2024 yılının ilk yarısında ise yüzde 14,7 ye geriledi.
  • Tarımsal üretimin gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYH) payı 2002’de yüzde 10,2 iken 2024 yılı sonunda ise yüzde 5,2’ye düştü.
  • Çiftçilerin bankalara olan borçları Ekim 2023’te 551 milyar lira iken yetersiz desteklemeler nedeniyle yüzde 42,3 oranında artarak Ekim 2024’te 784 milyar liraya yükseldi.
  • 2004-2024 yılları arasında çiftçilere verilen destekler 30 kat artarken, çiftçilerin bankalara olan borçları 147 kat arttı.

Bitkisel Üretim

  • 2002 yılında ekili-dikili arazi miktarı 266 milyon dekar iken, günümüzde 239 milyon dekara geriledi, söz konusu dönemde tarım alanları 26 milyon dekar azaldı. Nüfusun giderek artmasına karşılık üretim alanlarının azalması, aile tarımı yapanların üretemez duruma düşmesi, gıda güvencesi ve gıda enflasyonu sorununun giderek derinleşmesine neden oldu.
  • 22 yıllık AKP iktidarında üretmek ithal etmekten daha pahalı hale getirildi, stratejik ürünlerde üretim düştü veya eski seviyesinde kaldı. Türkiye tarımda ithalata mahkûm hale geldi. TÜİK tarafından 29 Mart 2024 tarihinde yayımlanan Bitkisel Ürün Denge Tablolarına göre; yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama (yeterlilik) derecesi arpada yüzde 90, ekmeklik buğday, mısır ve kırmızı mercimekte yüzde 86, pirinçte 74, yeşil mercimekte yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 51, soyada ise yüzde 5 oldu.
  • 2024 yılında da üreticiler piyasaya ve şirketlerin insafına terkedildi. Hububat ve bazı baklagiller haricindeki ürünlerde alım fiyatları şirketler tarafından belirlendi. Çekirdeksiz kuru üzüm, fındık gibi ürünlerin alım fiyatları da hükümet tarafından açıklansa da şirketlerin taleplerine uygun olarak belirlendi.
  • 2023 yılında kuru üzüm alım taban fiyatını TARİŞ 45 TL açıklamış TMO’da benzeri fiyatlardan alım yapmıştı. Ancak çok kısa sürede kuru üzüm alım fiyatları artarak Mayıs-Haziran aylarında tüccarların alım fiyatları 100-110 TL’ye kadarçıktı. 2024 yılı hasat döneminde ise TMO’nun, TARİŞ’in ve ihracat şirketlerinin depolarında satış yapabilecekleri kuru üzüm kalmamış durumdaydı. TARİŞ yöneticilerinin açıklamasına göre yurtdışı alıcıların stoklarında da kuru üzüm kalmamıştı. Buna rağmen 2023 yılı 100-110 TL civarı işlem gören kuru üzüm fiyatı 2024 yılı hasat döneminde tüccarlarda bu fiyata bile işlem göremedi.
  • IMF’nin isteği olan Tütün Yasası 20 Haziran 2001’de mecliste kabul edildi. Cumhurbaşkanı Sezer yasayı veto etti. Hükümet IMF’nin 2002-04 dönemi için düzenlenecek stand-by anlaşmasıyla vereceği 10 milyar dolarlık kredi için şart koştuğu 4733 sayılı “Tütün Yasası”nı 3 Ocak 2002 eski haliyle kabul edildi. Daha sonra özelleştirilecek olan TEKEL piyasadan el çektirildi. Tütün ve tütüncülüğümüz yabancı dev sigara tekellerinin ve tütün kartellerin insafına terk edildi. Şirketlerle sözleşmeli üretim dönemi başladı. Örgütsüz ve sözleşmelerde hiçbir söz hakkı olmayan üreticiler tütünlerini maliyetine, daha çok da maliyetlerinin altındaki fiyatlarla şirketlere teslim etmek zorunda kaldılar. Üretici sayısı hızla düştü: 2000 yılında 578 bin 240 olan üretici sayısı 50 binlere geriledi. Üretime devam edenlerin büyük bir çoğunluğu da borç altında ezilmekte, ancak sözleşme yaptığında avans alabildiğinden, bu avans ödemelerine de muhtaç olduğundan dolayı sözleşmeye imza atıp üretime devam etmek zorunda kalmaktadır..
  • Fındık üretiminde tütün üretiminde yaşananlardan farklı bir süreç yaşanmış olsa da uluslararası şirketlerin hakimiyeti fındık piyasalarında da devamlı artmıştır. Üreticilere veya onun kooperatiflerine destek vermesi gereken siyasi iktidar bunu yapmadı, fındık alımında belirleyici tekel olan İtalyan şirketi Ferrero’ya özel ayrıcalıklar, hibe desteği de dahil vergi muafiyeti vb. destekler verdi. Ferrero da istediği gibi alım fiyatları ile oynadı, Fındık alım fiyatları üreticilerin maliyetlerinin altında kaldı. Üreticiler sözleşmeli üretim yapmaları için özendirildi.
  • Türkiye’de, Cumhuriyet’ten sonra başlayan çay üretimi, Doğu Karadeniz bölgesinde yaşanan işsizliğin, göçün ve ekonomik sorunların çözümü için düşünülerek 1924 yılında çıkarılan 407 sayılı kanun ile çay tarımı yasal güvence altına alındı. Daha sonraki yıllarda da devlet tarafından sürekli desteklendi ve devlet olanaklarıyla çay fabrikası kuruldu. Çayın üretiminin denetlenmesi Tarım Bakanlığı, yaş çay alımı, kuru çay üretimi ve pazarlaması Gümrük ve Tekel Müdürlüğü eliyle yürütüldü. 1971 yılında çıkartılan bir yasa ile Tarım, Üretim ve Pazarlama dahil tüm faaliyetler bugün “ÇAYKUR” olarak bilinen Çay Kurumu Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Ancak 1980 Askeri Darbe ile başlatılan neoliberal politikaların bir ürünü olarak 1984 de çıkan bir kanunla gerçek ve tüzel kişilerin yaş çay alımı yapmasının, fabrika kurmasının, piyasaya sürmesinin önü açıldı ve devlet yavaş yavaş aradan çekilmeye başladı. 2017 yılında ÇAYKUR’un “Varlık Fonu”na devredilmesinden sonra ÇAYKUR, çay üreticilerini ve piyasayı tamamen özel sermayenin insafına terk etti. O günden sonra kâr eden bir kuruluş olan ÇAYKUR; sürekli zarar eden, içi boşaltılmış bir duruma düştü. Çay üretimini tamamen şirketlerin kontrolüne bırakmak isteyen iktidarın çay üreticilerini şirketlere tamamen bağımlı hale getirecek yeni Çay Yasası çıkartma girişimleri olmuş, çayda “sözleşmeli üretim”i teşvik etmiştir. İktidarın Yeni Çay Yasası çıkartma girişimleri çay üreticilerinin tepkileri sonucu durdurulmuştur.
  • Narenciye ihracatında dünyada ilk 10 ülke içinde yer alan Türkiye’nin pazara ve ihracata yönelik yoğun üretimi Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde gerçekleşmektedir. Üretilen narenciyenin % 40’ı ihraç edilmektedir. İhracatçılar ve aracılar ciddi paralar kazanırken; girdi maliyetlerinin artması nedeniyle üretici para kazanamaz duruma gelmiştir. Üreticiler ürünlerini iç pazara, doğrudan sürememekte, kendi aralarında uyumlu çalışan toptancı alıcılarda narenciye bahçesindeki ürün fiyatlarını sürekli düşük tutmaktadırlar. Marketlerdeki ve pazar tezgâhlarındaki narenciye arzını düşük tutan şirketler ve tüccarlar, tüketiciye ulaşan ürünlerin fiyatlarının yükselmesine neden olmaktadırlar. Oysa, kazanma şansı olmadığını düşünen birçok üretici 2023-2024 yıllarında ağaçlarını kökleyip, alternatif ürünler yetiştirmeyi denemeye başlamıştır. İhraç edilen narenciyenin bir bölümü pestisit (tarımda kullanılan kimyasal zehirler) kalıntısı yüzünden geri dönmüştür. Pestisit kalıntıları için ise “çok kullanılmış, kullanıldıktan sonra bekleme yapılmadan hasat edilmiş” vb. iddialarında hep suçlanan bellidir: üreticiler. Pestisitlerin üretimine, ithalatına ve kullanımına izin veren, denetimini yapmayan Tarım Bakanlığı olduğu hep unutulur. Tarım Bakanlığı dünyanın birçok ülkesinde yasak olan bazı kimyasalların üretimini, ithalatını, satışını, kullanımını bile serbest bırakmıştır. Bu gerçeklik göz önünde bulundurulduğunda asıl suçlunun ilgili Bakanlık, bu konuda üreticileri yönlendiren “Zirai ilaç bayileri”, bu kimyasalları üreten, ithal eden, satan şirketlerin olduğu görülür.
  • Türkiye’den ihraç edilen yaş meyve ve sebzeler ile kuru gıdalarda yüksek miktarda pestisit (zirai-kimyasal zehir) kalıntısı ya da aflatoksin (küf hastalığı) bulunduğu gerekçesi ile iade edilen ürünler tüketicinin kâbusu oldu. Ancak hangi ürünlerde pestisit kalıntısı veya aflatoksin tespit edildiği, bu ürünlerin nerede üretildiği ve iç piyasada imha edilip edilmedikleri konularında Tarım Bakanlığı tatminkâr bir açıklamada bulunmadı. Ancak Bakanlık verilerine göre 2009 yılında 37,7 bin ton olan pestisit kullanımı 2023 yılı itibariyle 57,8 bin tona yükseldi. Son 15 yılda toplam pestisit kullanımı yüzde 53 oranında arttı.
  • Tarım ürünleri alım fiyatlarında geçen yıla göre artış oranları enflasyondaki artışın, hele hele girdi fiyatlarındaki artışların çok altında kaldı:
  • Buğday yüzde 11-12
  • Arpa yüzde 3,6
  • Çeltik yüzde 25-30,4
  • Fındık yüzde 57
  • Çay yüzde 68
  • Şekerpancarı yüzde 28
  • Hububat Tedarikçileri Derneği’nin (HUBUDER) hesaplamalarına göre; TMO’nun müdahale alımlarının son 5 yılın ortalama üretim miktarları içindeki payı;
  • Buğdayda yüzde 20,
  • Arpada yüzde 22,
  • Mısırda yüzde 15,
  • Çeltikte yüzde 5,
  • Kırmızı mercimekte yüzde 8,
  • Nohutta yüzde 17,
  • Kuru fasulyede yüzde 11,
  • Fındıkta yüzde 12 olarak gerçekleşti.

“Tahıl Koridoru” antlaşmasının geçerli olduğu tarihlerde de TMO siloları uluslararası şirketlerin Ukrayna ve Rusya’dan getirdiği hububat ürünleri ile dolduruldu. TMO üreticilerden hasat döneminde alım yapmaktan kaçındı. “Müdahale alımları” oranını sürekli düşürülerek piyasa çiftçiler/köylüler lehine değil, şirketler lehine düzenlenmeye çalışıldı.

  • Fark ödeme desteklerine gelince; bu yıl kütlü pamuk desteği 2023 yılıyla aynı kaldı. Fark ödemesi desteği 8 yıldır artırılmayan aspir, çeltik, dane mısır, soya ve zeytinyağında enflasyonun üzerinde artış yapıldı, ancak bu artışların çiftçinin önceki yıllara ilişkin kayıplarını karşılaması mümkün değildi. Diğer ürünlerde de enflasyonun oldukça altında kalan artışlar yapıldı.
  • 2024 yılı aynı zamanda özellikle “sözleşmeli üretim” adı altında üretim yapan domates, ayçiçeği, tütün vb. üreticilerin maliyet artışları ve sözleşme yaptıkları şirketlerin düşük alım fiyatı vermeleri ve taahhüt ettikleri miktarda ürün satın almamaları nedeniyle ülke genelinde protesto eylemleri gündem oldu. Protesto eylemi yapan üreticiler sadece küçük aile tarımı yapan üreticiler değillerdi. Belki de büyük çoğunluğu yıllardır “sözleşmeli üretim” yapan orta ölçekteki çiftçilerdi. Bu eylemler ve tarlada kalan ürünler şunu net gösterdi: 3. Gıda Rejiminin “Sözleşmeli Üretim” modeli tarım ve gıda sisteminde şirketlerin kontrolünü arttırmakta hem üreticileri aç bırakmakta hem de (tarlalarda yeterli ürün olmasına rağmen) piyasaya erişimlerini zorlaştırarak, gıda enflasyonunu tetiklemektedir. Gelirleri devamlı düşen tüketicilerin gıdaya erişimlerini daha da zor hale getirmektedir.
  • İktidar 2024 yılı sonuna doğru şirketlerin tarımsal üretimi ve gıdayı kontrolünü arttıracak iki önemli uygulamayı daha devreye soktu; İlk uygulama ile 2 yıl işlenmeyen tarım arazilerinin devlet zoruyla el konulup şirketlere kiralanmasını hedeflenirken, ikincisi ile detayları tam olarak bilinmeyen yeni bir destekleme sistemi oluşturacağı açıklamasıydı. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından “İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik” 22 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlandı. ÇİFTÇİLER SENDİKASI (ÇİFTÇİ-SEN) bu yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açtı. Dava henüz görülmedi.
  • “2024 Yılında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemeler”e ilişkin Cumhurbaşkanı kararı 24 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Ve görüldü ki; bazı destekler yıllardır aynı kalmış durumda. Örneğin fındıktaki alan bazlı destek 11 yıldır değiştirilmedi; dekara 170 TL olarak veriliyor. Küçük aile işletmesi desteği de 2023 yılında olduğu gibi dekara 200 TL olarak ödenecek. Son bir yılda Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) bir önceki yıla göre yüzde 62, mazot fiyatları yüzde 60 ve gübre fiyatları yüzde 50 oranında artmasına rağmen toplam mazot ve gübre desteğindeki artış bunun çok altında kaldı. Artış oranları arpa, buğday, çavdar, tritikale, yulafta yüzde 24, mercimek ve nohutta yüzde 27, fındık, kuru soğan, yaş çay, zeytin, şeker pancarı ve kütlü pamukta yüzde 29, patateste yüzde 35 oldu. Yağ ve yem bitkilerinde de enflasyonun altında artış yapıldı.
  • 2025-2027 dönemini kapsayan 3 yıllık bitkisel üretim destekleri 29 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. “Cumhurbaşkanı Kararı” ile mazot ve gübre desteği 2025 üretim yılından itibariyle tamamen kaldırıldı. Ayrıca fındık üretiminde 11 yıldır ödenen, dekar başına 170 lira olan alan bazlı destek kaldırıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Üretim planlaması” adı altında dayattığı programa uyanlara “planlı üretim desteği ve üretimi geliştirme desteği” adı altında ilave destek verileceği açıklandı. Yeni destekleme modelinde yapılacak dekar başına destek ödemesi, 2025 yılı için 244 liralık bir katsayı olarak belirlendi. Temel destek ve planlı üretim gibi destekler bu katsayı ile çarpılarak ödeneceği belirtildi.
  • TÜİK açıklamalarına dayanarak ve 2024 yılının Ocak-Ekim dönemine ilişkin dış ticaret istatistiklerinden yararlanarak, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) yöntemine göre yapılan hesaplamada tarımsal ithalat 17,5 milyar doları gıda maddeleri, 5,7 milyar doları tarımsal hammaddeler olmak üzere toplam 23,2 milyar dolar oldu.
  • Tarımsal ürünlerde ve gıdada ithalat bağımlılığı 2024 yılında da devam etti. 2024 yılının Ocak-Ekim döneminde tarımda 9,2 milyar dolarlık ithalat, 7,6 milyar dolarlık ihracat yapıldı; ithalat kısıtlamalarına rağmen tarım dış ticareti 1,7 milyar dolar açık verdi.
  • 2023 ithal edilen 11,9 milyon ton buğday için 3,5 milyar $ ödendi. Buğdayda 100 yıllık Cumhuriyet döneminin en yüksek ithalat rakamlarına ulaşıldı. “Dahilde İşleme Rejimi” kapsamında buğday ithalatı 21 Haziran 2024’ten geçerli olmak üzere 15 Ekim 2024 tarihine kadar durduruldu. 15 Ekim’den sonra piyasa kota sistemiyle kısmen açıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi’nden satın alınan her 85 ton için 15 ton buğday ithaline izin verildi. Bu uygulama 20 Kasım’da, yüzde 75 iç piyasadan yüzde 25 ithalat şeklinde değiştirildi. Bu nedenle önceki yılın Ocak-Ekim döneminde 10 milyon tonu aşan ithalat bu yıl 5,2 milyon ton olarak gerçekleşti.
  • 10 Ekim 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 31 Aralık 2024’e kadar 1 milyon ton mısır ithalatı için gümrük vergisi yüzde 5’e düşürüldü. Bu karardan sonra ithalat hızla arttı. Önceki yılın Ocak-Ekim döneminde 1,9 milyon ton olan ithalat bu yıl 3,4 milyon tona ulaştı. Böylelikle 2019 yılından sonra tüm zamanların ikinci en büyük ithalatı gerçekleşti.
  • Son yıllarda kendine yeterlilik oranı yüzde 5-6 arasında olan soyada tüm zamanların en büyük ithalatı gerçekleşti. 2023 yılında 2,9 milyon ton olan ithalat bu yılın Ocak-Ekim döneminde 3,1 milyon tona ulaştı.
  • Meteorolojik verilere göre iklim krizinin sonuçları ülkemizde oldukça yoğun görülmekte ve tarımsal üretimi sıkıntıya sokmaktadır. Yaz aylarında ve Ekim ayında yağışların hem uzun dönem ortalamalarının hem de geçen yılki seviyelerin oldukça altında kalması, kuraklık riskini artırdı. Normalde Ekim ayında yapılması gereken buğday ve arpa ekimleri, yeterli nemin sağlanamaması nedeniyle 20 gün ile 1 ay arasında gecikti. Kuraklık nedeniyle bazı bölgelerde çiftçiler ekim yapmaktan tamamen vazgeçmek zorunda kaldılar. İktidar ise iklim krizine ilişkin herhangi bir önlem almadığı gibi, çiftçilerin/köylülerin, yerel halkın, ekolojistlerin tüm tepkilerine rağmen tarımsal alanları, su kaynaklarını yok eden, iklim krizine neden olan enerji ve maden yatırımlarına yeni izinler verdi. Ülkemizin en önemli üzüm üretim bölgelerinde ve incir üretim bölgelerinde hızla yayılan Jeotermal Elektik Santralleri (JES) üzüm ve incir üretimine rekolte ve kalite açısından ciddi zararlar verdi. İhraç edilen kuru üzüm ve kuru incirde sınırı aşan miktarda pestisit kalıntısı bulunmasa bile afla toksin bulunması söz konusu oldu. Ekosistemdeki bozulmalardan en fazla etkilenen üretimlerden birisi de fındık üretimi oldu. 2017 yılından beri Türkiye’de görülmeye başlayan zararlı, istilacı bir böcek türü olan kahverengi kokarca böceği fındıkta ciddi rekolte ve kalite kaybına yol açtı. Tarımsal Araştırma Enstitüleri’ni geliştirmeyen, desteklemeyen uygulamalar yüzünden hala daha bu zararlıya karşı mücadelede başarı kazanılamamış, sınıfta kalınmıştır.
  • TARSİM Genel Müdürü Bekir Engürülü 2024 yılında prim üretiminin 24 milyar lira, hasar ödemesinin ise 12 milyar lira olduğunu açıkladı. Görüldüğü gibi TARSİM üreticilerin iklim krizinin yol açtığı zararlarını karşılamaya dönük bir işlev değil, sigorta şirketlerinin karlarını arttıran bir işlev görmektedir.

Hayvansal Üretim

  • Kırmızı ette yaşanan sıkıntının başta gelen nedenini hayvan varlığındaki azalma oluşturuyor. Çiftçilerin/köylülerin ortak kullanım alanı olan otlak ve meraların özelleştirmeye açılması, bazı meralara göçün yasaklanması, ülkenin yerel hayvan ırklarının yok edilmesi, bitkisel üretim ile hayvansal üretim arasındaki geleneksel bağın kopartılması vb. nedenlerle son yıllarda hayvan varlığında ciddi bir azalma yaşandı. TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin büyük ve küçükbaş hayvan varlığı, 2021’de 75,6 milyon baş iken 2023’te 68,9 milyon başa geriledi; son iki yılda büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı 6,6 milyon baş azaldı.
  • 2010 yılında tarımın diğer sorunları gibi kırmızı et sorunu da sürdürülemez hale gelince AKP iktidarı çareyi ithalatta buldu. O tarihten bu yana;
  • 7 milyon büyükbaş hayvan ithalatına 9,3 milyar dolar,
  • 3,2 milyon küçükbaş hayvan ithalatına 390 milyon dolar,
  • 406 bin ton kırmızı et ithalatına 2,1 milyar dolar ödendi.
  • 15 yılda toplam 11,8 milyar dolar harcanmasına rağmen kırmızı et fiyatları kontrol altına alınamamış, fiyatlar yoksul halkın erişebileceği seviyelere düşmemiştir. Hayvansal üretimde 15 yıldır süren darboğazı aşmak için yerli kaynakların ciddi şekilde harekete geçirilmesi; ciddi yol haritaları, gerçekçi üretim planları yapılması; hayvan varlığını artırmak için yetiştiricilerin desteklemesi gerekir.
  • 2024 yılı sonuna doğru Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaş kırmızı ete beklediği fiyatlarla ulaşabilsin diye” Brezilya ve Uruguay’dan hayvan ithalatı için talimat verdiğini açıkladı. Oysa Türkiye zaten iki yıldır Brezilya ve Uruguay’dan kasaplık hayvan ithal etmektedir ve 2023 yılında ithal edilen 818 bin baş sığırın 598 bin başı (yüzde 73’ü), 2024 yılında ithal edilen 301 bin baş sığırın 180 bin başı (yüzde 60’ı) Brezilya ve Uruguay’dan ithal edilmiştir, ama et fiyatları hiç düşmemiş, aksine yükselmiştir.
  • Hayvancılık destekleri 26 Temmuz 2024 tarihli Resmi Gazete’de açıklandı. Karara göre hayvan başına destekler kaldırıldı; dana, malak, kuzu ve oğlak başına destek sistemine geçildi. Hayvancılığa ayrılan desteklerin toplam destekleme içindeki payı giderek azaltıldı. Söz konusu desteklerin payı 2023’te yüzde 24,2 iken, 2024 yılında yüzde 21,6’ya 2025 yılında ise yüzde 20,1’e düşürülecek. Getirilen sistem ile ülkemizin hayvancılıkta ithalat bağımlılığından kurtarması mümkün görünmemektedir. Hayvanını otlatacak otlak ve mera bulamayan çiftçi/köylü hayvancılığı bırakmakta, büyük hayvan çiftlikleri kurularak endüstriyel hayvancılık öne çıkmaktadır. Bunun anlamı ise yoksulların hayvansal proteine erişiminin giderek daha zor hale geleceğidir.
  • 2024 yılının Ocak-Ekim döneminde hayvancılık ithalatı 1 milyar doları aştı. 331 bin baş canlı hayvan için 591 milyon dolar, 69 bin ton kırmızı et için 439 milyon dolar olmak üzere toplam 1 milyar 30 bin dolar ödendi. Bu arada 2025 yılında 520 bin büyükbaş hayvan ithalatı kararı alındı. Her fırsatta yerli hayvancılığı desteklediklerini açıklayan Tarım ve Orman Bakanlığı, attığı adımlar ile şirketlerin ithalatını ve uluslararası ticaretten kazanacakları gelirleri güçlendirmeyi sürdürmektedir.

Orman Yağması

  • 1956 tarihinde çıkarılan Orman Kanunu’nda 2002 yılına kadar 46 yılda 15 defa değişiklik yapılmasına karşılık, 2003-2024 tarihleri arasındaki 22 yılda 31 defa değişiklik yapıldı. AKP iktidarı tarafından Kanunun 16’ıncı maddesi üç defa, 17’inci maddesi 8 defa ve 18’inci maddesi ise iki kez değiştirildi. Söz konusu değişiklikler orman alanlarının ormancılık amacı dışında kullanılmasının önünü açtı.
  • 2024 yılı içerisinde;
  • 19 Ocak tarihinde Bingöl, Bursa, Elazığ, Eskişehir, Kastamonu, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla, Sinop, Tokat ve Zonguldak İllerinde,
  • 21 Mayıs tarihinde Kastamonu ilinde,
  • 28 Haziran tarihinde Artvin, Bitlis, İstanbul ve İzmir illerinde,
  • 17 Temmuz tarihinde Amasya, Balıkesir, Kastamonu, Manisa, Muğla Samsun, Sinop ve Sivas illerinde,
  • 2 Ağustos tarihinde Amasya, Bingöl, Kastamonu, Kütahya, Manisa, Niğde, Mersin, İstanbul ve Samsun illerinde,
  • 31 Ağustos tarihinde İzmir ilinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkartılması hakkında Cumhurbaşkanı kararı yayımlandı. Bu kararlar ile 2024 yılında toplam 12,7 milyon m2 alan orman sınırları dışına çıkartıldı.
  • 2023 yılında enflasyonda son 22 yılın rekoru kırıldı; tüketici fiyatları bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 64,8 ile 2001’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Türkiye enflasyonda Venezuela, Lübnan ve Arjantin’in ardından dünyada dördüncü sırada yer aldı. 2024 yılında da yüksek enflasyon devam etti. TÜİK’e göre Kasım ayı itibariyle yıllık enflasyon yüzde 47,1 oldu. 2003’ten bu yana ortalama fiyatlar 21 kat, gıda fiyatları ise 32 kat arttı. Ancak artan bu gıda fiyatlarından üreticiler değil, şirketler ve büyük market zincirleri kazanç sağladı. Birçok üründe üreticiler maliyetlerini bile karşılayamadılar.

SONUÇ OLARAK:

1980 yılından itibaren başlayan, 2000’li yıllarda daha da yoğun olarak uygulanan neo-liberal politikaların ağır sonuçları 2024 yılında çiftçilerin üzerine kâbus gibi çöktü. Bu yıla gelinceye kadar birçok üründe üreticiler kazanamıyor olsa da, bazı ürünlerde kazanabiliyor, en azından zarar etmiyordu. Bu yıl çiftçiler hangi ürünü üretirse üretsin, ürettiği hiçbir üründe, hiçbir bölgede kazanamadı. Onun için hemen hemen her üründe, hemen hemen her bölgede kendiliğinden çiftçi eylemleri gelişti. Koşulların, her yıl daha da ağırlaştığı bilinen bir gerçek. Türkiye’nin 2025 yılında çiftçilerin daha büyük eylemlerine tanıklık edeceği de çok açık. Fakat kendiliğinden gelişen sadece ürün fiyatları üzerinden yapılan bu tür eylemlerle küçük çiftçilerin ve köylülerin kendi topraklarında kalabilmeleri, üretimlerini devam ettirebilmeleri mümkün görünmüyor. Çiftçilerin daha örgütlü, hedefleri daha belirgin bir programla mücadele etmeleri gerekiyor. Sadece çiftçilerin değil, daha ucuz ve sağlıklı gıdaya ulaşmak isteyen tüketicilerinde böyle bir programda yer bulması ve ortak mücadelenin yolunun açılması gerekiyor. 2025 çiftçiler için zor bir yıl olacak, ama yeni bir başlangıcında yılı olabilir.

Gıda Egemenliği Hemen Şimdi!

Köylü Hakları Hemen Şimdi!

Toprak, Onur, Yaşam!

Ali Bülent ERDEM / Genel Başkan

Adnan ÇOBANOĞLU / Genel Örgütlenme Sekreteri

Kaynak: ciftcisen.org

Devamını Okuyun

Haberler

Açlık Derinleşiyor: Yeni Asgarî Ücret İlk Aydan Açlık Sınırının Altında Kaldı

Yayınlanma:

-

TÜRK-İŞ tarafından çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay düzenli olarak yapılan araştırmanın 2025 Ocak ayı sonucuna göre;

  • Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı22.131,06 TL’ye,
  • Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı72.088,14 TL’ye,
  • Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 28.756,29 TL ’ye yükseldi.

TÜRK-İŞ’ in hesaplamalarına göre “mutfak enflasyonu” verilerindeki değişim Ocak 2025 itibariyle şu şekilde gerçekleşti:

  • Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 4,97 oranında gerçekleşti.
  • On iki aylık değişim oranı yüzde 47,06 oldu.
  • Yıllık ortalama artış ise yüzde 60,30 olarak gerçekleşti.

2025 yılı için tespit edilen 22.104,67 TL‘lik asgarî ücret, Türk-İş’in bu hesaplamalarına göre ilk aydan  açlık sınırının altında kaldı.

Kaynak: turkis.org.tr

Devamını Okuyun

GÜNDEM