Connect with us

Haberler

Maden İşçileri Köleliğe Karşı Yürüyor

Yayınlanma:

-

Maden işçileri köleliğe karşı eşitlik ve adalet talebiyle Soma ve Ermenek’ten Ankara’ya yürüyor.

Bağımsız Maden İşçileri Sendikası, yürüyüşün gerekçelerini ve yürüyüşe dönük engellemeleri ayrıntılı bir şekilde açıkladı.

Açıklamada sermaye sahipleriyle siyasetin birlikteliğinin işleyişine dâir tespit ve değerlendirmeler yer alıyor ve salgın boyunca maden ocaklarında çalışan işçiler için yeterli sağlık önlemleri alınmazken az sayıda işçi ile sosyal mesafeye dikkat edilerek yapılan yürüyüşün pandemi tedbirlerine uyulmadığı gerekçesiyle engellenmeye çalışıldığına vurgu yapılıyor.

Sendikadan yapılan açıklamanın tam metni şu şekilde:

Çünkü kölelik değil eşitlik istiyoruz.

Zaten büyük bir eşitsizlik ve adaletsizlik  barındıran  çalışma hayatına, patronlar tarafından işçilerin göğsüne sapladığı bir hançer olan üst işveren-alt işveren ilişkisine, yani aslında taşerondan çalışma biçiminde bile geçerli olan müteselsilen sorumluluğun; dünyanın en ağır ve tehlikeli çalışmasının yapıldığı maden işkolunda siyasi iktidarın tercihine göre bazı patronlara (Soma Kömürleri AŞ gibi) uygulanıp bazı patronlara (Uyar Madencilik gibi) uygulanmamasına karşı yürüyoruz. İşte bu ayrımcılığın yapılmasına itiraz etmek için yürüyoruz. Bütün açık, gizli taşeron ilişki biçimleri ortadan kalksın, kıdeme, ücretlere devlet garantisi getirilsin diye yürüyoruz. Kıdem Tazminatı Fonuna  hayır demek için yürüyoruz.

Maden patronlarına, devletin ruhsatlı sahaları verilerek yıllarca işletilmesine izin veriliyor. Ürettiği taş, toprak, ne varsa “Tüvenan” olarak tartılarak devlet tarafından satın alınıyor ve bunun karşılığında ödeme yapılıyor. Bütün üretim, planlama, satın alma süreci devlet tarafından yürütülüyor. Fakat patronlar yıllarca bu üretimi yapan işçilerin ücret, ihbar, kıdem, iş kazası ve ölüm tazminatlarını ödemeyince devlet “beni ilgilendirmez” diyor, işçileri mahkemeye yönlendiriyor. Diğer bütün işkollarının aksine mahkemeler, devleti üst işveren olarak kabul etmiyor, “burası rödovanslı” diyor. Rödovanslı diğer işyerlerinde ise ne hikmetse tazminat alacaklarının ödenmesi için yasal düzenleme yapıyor ama Patron Azim Uyar’ı bu kapsam dışında bırakıyor. Patron Azmi Uyar ise yaşanan bu süreçte sahip olduğu para, gayrimenkul vb. mal varlığının tamamını devletin maliye, noter, tapu dairesi, belediye vb. kurumlarının nezaretinde boşaltıyor. Geriye işçilerin mahkemeyle de teyit ettirdikleri haklarını haciz yoluyla tahsil edebilmeleri için 1970 model bir kamyon kalıyor. Yani 1200 işçinin alacağını alabilmesi için bu kamyonu eşit biçimde bölüşmesi gerekiyor.

14 yıl önce patronun işletmesinde defalarca meydana gelen iş cinayetlerinin birinden sağ kurtulan ama iki gözünü kaybeden Ali Kandemir, iki ayağını kaybeden İdris Sarıkaya hala iş kazası tazminatlarını alabilmiş değiller. Bu iki kardeşimiz ve 748 Uyar Madencilik işçisi hala içeride bıraktıkları maaşlarını, ihbar ve kıdem tazminatlarını alabilmiş değiller. Geçen iki yıl boyunca yürüyen, mücadele eden Soma Holding’e bağlı rödovanslı saha işçileri 23 Temmuz’da TBMM’den çıkartılan yasa ile haklarını aldılar. Yasa, 1980 yılından itibaren ilk kez işçi lehine genişletildi. Şimdi Uyar Madencilik işçileri soruyor: “A işletmesi de rödovanslı saha, onların tazminat, ücret alacakları devlet tarafından sonradan şirketin yönetim kuruluna rücu edilmek üzere ödeniyor, biz de rödovanslı sahada çalıştık bizim ücretlerimiz, tazminatlarımız aynı biçimde  neden ödenmiyor?”  Bu ayrımcılığa son vermek, eşitsizliği gidermek için yola çıkıyoruz, YASA GENİŞLETİLSİN diyoruz ve bunun için yürüyoruz.

Diğer yandan Ermenek bölgesinde faaliyet gösteren saha ruhsatları Özbey ailesine ait Cenne 1 no’lu ile Seba Maden ocaklarında, yine Özbey ailesine ait ruhsat sahasında Uyar ailesi tarafından işletilen ve 28 Ekim 2014 tarihinde meydana gelen Has Şekerler Maden ocağındaki faciada hayatını kaybeden 18 maden işçisinin aileleri ile maden ocağının kapatılması nedeniyle işten çıkartılan maden işçilerinin ödenmesi gereken başta Ölüm, İş kazası, Malullük ile Kıdem, İhbar ve diğer alacaklarının ödenmesinin sağlanması ve faaliyette olan maden ocaklarında öncelikle işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin mevzuata uygun olarak yerine getirilmesi amacıyla yürüyoruz.

Ayrıca Ermenek havzasında patronların değişik gerekçelerle kapattığı Turab, Özkar, Fetih, Birsa madenlerinde çalışan işçilerin maaş, kıdem ve ihbar tazminatları da ödenmemiştir. Dedesi, babası tazminat haklarını alamamış işçilerin torunları bugün kendi tazminat alacakları için direnirken aynı zamanda kendi babalarının, dedelerinin haklarını almak için de yürüyecekler. İşte yapılan bunca haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliklere karşı yürüyoruz. Tüm bu uygulamalar, haksızlık ve hukuksuzluklar devletin gözü önünde olurken bu haksızlık ve hukuksuzluklara müdahale etmesi gereken devlet, şimdi biz haklarımızı istediğimizde “yasak” diyor.

Bu yasaklar yasal değil, hukuki değil. Bu yasaklarla ilgili gerekli her türlü itirazlarımızı yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Yasaklar sadece patronları korumakta. Çünkü biz sendika olarak öncesinde onlarca kez il ve ilçe pandemi kurullarına yazılar yazdık. Dedik ki, Soma madenlerinde 2000 işçi her hangi bir pandemi önlemi alınmadan binler halinde vardiyalarda çalıştırılıyor, tıka basa dolu servislere bindiriliyoruz. Dedik ki, Covid vakaları yoğunlaşıyor, Manisa’da binlerce işyerinde yüz binin üzerindeki işçi, pandemi koşullarında çalıştırılmaya devam ettik.

Yazdığımız yazılara tek bir yanıt alamadık. Valilik, kaymakamlık bizim taleplerimiz, uyarılarımız yokmuş gibi davrandı. Daha iki gün önce Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, Manisa sınırlarındaki Gördes’te binin üzerinde bir insan topluluğuna sıkışık bir ortamda seslendi, sokaklarda kalabalık bir toplulukla yürüdü.

İşçileri binler halinde çalıştırırken pandemi yok ama 8 yıldır tazminat ve ücret haklarını alamayan 748 aileyi temsilen 60 işçi, açık havada ikişer metre aralıklarla kaldırımın en sağından, tek sıra halinde pandemi önlemlerini alarak yürüdüğünde “yasak” var. Bu saçmalığa, patron kayırmacılığına ne ülkemizde ne de dünyanın hiçbir yerinde kimse inanmaz. Ne zaman ki 60’ar işçi “Soma’dan, Ermenek’ten yürüyeceğiz” dedi, işte o zaman üstelik sadece bu yürüyüşlerin başlangıç noktalarından önce Manisa Valiliği, ardından Karaman ve Konya Valilikleri keyfi, hukuksuz bir yasaklamayı gündeme aldılar. Biz itirazlarımızı yaptık. Herkese öneriyoruz, lütfen söz konusu yasağı alan valiliklerin yasağa hukuken dayanak gösterdikleri ilgili İl Pandemi Kurulu kararlarına baksınlar.  Pandemi kurulu kararları ile valilik kararları arasında tek bir hukuki bağıntı yoktur. Nedeni sadece bir avuç maden işçisinin hak talebinin boğulmasıdır, duyulmamasını sağlamaktır. Diyoruz ki, yasak kararı alanlar hemen bugün Uyar ve Ermenek işçilerinin haklarını ödesinler, biz de tek bir adım atmayalım. Eğer bunu yapmayacaklarsa asla maden işçisinin önüne çıkmasınlar.

Önümüzdeki Salı günü itibariyle Meclisin gündemine getirilecek “Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi” içinde torba kanun biçimindeki maddelerde “Maden Patronlarına Yeni Kıyak Düzenlemeleri” var. Rödovanslı sahalarda çalışan işçilerin haklarını gasp ederek servet biriktiren, işledikleri bu suçlara rağmen asla yargılanmayan patronlara milyarlarca liralık vergi afları, ödüller, teşvikler, hibeler, ruhsatlandırmada yeni kolaylıklar sağlanıyorken biz işçilere yönelik herhangi bir düzenleme yok. Biz bu kanun teklifindeki maddelerden birine ek yapılarak “Rödovanslı sahalarda çalışan işçilerin geçmişe yönelik ücret, iş kazası, ölüm, ihbar ve kıdem tazminatları TKİ tarafından ödenir. İlgili şirketin yönetim kurulu üyelerine rücu ettirilir” ibaresinin acilen konulmasını talep ediyoruz.

Biz biliyoruz ki bedenlerimizi elimizden aldıkları, gözlerimizi kör ettikleri, ellerimizi ayaklarımızı koparttıkları, ciğerlerimizi çürüttükleri bu vahşi sömürü düzeninden alacaklarımız var ve bu alacaklarımızı her koşulda gündeme getireceğiz. Patronlara bol kepçeden Kıyakların Yapıldığı, İşçilerin Alınteri Haklarını Talep Etmesinin Bile Yasak olduğu bu Kölelik Düzenine İtiraz Ediyoruz. Korkmuyoruz ve asla haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Adım adım yürüyeceğiz, mutlaka kazanacağız.

Kaynak: bagimsizmaden.org

 

Tıklayın, yorumlayın

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

17. Dünya Vicdan Haftası Panel & Forumu – 1. Oturum

Yayınlanma:

-

Sacide Uras

TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim  ve Dayanışma Derneği) tarafından düzenlenen 17. Dünya Vicdan Haftası münasebetiyle “Ayşenur Ezgi Eygi ve Aaron Bushnell”e ithaf ettiği Ortadoğu merkezli gelişmelerin tartışıldığı iki oturumlu panel ve forum düzenlendi.

Panel-forumun Sacide Uras başkanlığında yapılan birinci oturumunda Siyonist Sisteme Karşı Gençlik Kolektifi kurucusu Gülşah Eldemir ile Ortadoğu uzmanı gazeteci İslam Özkan konuşmacı olarak yer aldı.

Programın başında panel başkanı Sacide Uras, Dünya Vicdan Haftasının ortaya çıkışını ve yıllar içinde nasıl anılıp işlendiğini anlattıktan sonra Aksâ Tûfânı sürecinde dünyada ve Türkiye’deki direniş hareketlerinin nasıl seyredip şekillendiğini özetledi.

Gülşah Eldemir, “Gazze Direnişine Türkiye’den Omuz Vermek” başlıklı konuşmasında Türkiye’deki farklı grupların direnişe verdiği destek biçimlerini tartıştı.

İkinci konuşmacı olarak söz alan İslam Özkan ise “Filistin-Lübnan-Suriye Üçgeninde Siyonist İşgal ve Direniş” başlıklı bir konuşma yaparak aktörlerin geldiği noktalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmaların devamında katılımcıların soru ve değerlendirmeleri ile etkinliğin birinci bölümü sona  erdi.

Devamını Okuyun

Videolar

Doğu, Batı ve İslam Düşüncelerinde Adalet Teorileri – Kadir Canatan (video)

Yayınlanma:

-

Prof. Kadir Canatan, Özgür Yazarlar Birliği’nin düzenlediği programda “Doğu, Batı ve İslam Düşüncelerinde Adalet Teorileri” başlıklı bir seminer verdi.

Konuşma, video kaydından takip edilebilir.

Devamını Okuyun

Haberler

Üsküdar’da Eylem: Trump, Gazze’den Elini Çek!

Yayınlanma:

-

Filistinlileri Mısır ve Ürdün’e sürüp Gazze’yi işgal etmeyi plânlayan yeni ABD başkanı Trump’a tepkiler devam ediyor. Eğitim İlke-Sen, Sağlık İlke-Sen, TOKAD ve Özgür Yazarlar Birliği de Üsküdar Mimar Sinan Meydanında bir eylem düzenleyerek Trump’a tepki gösterdi.

Filistin’e Özgürlük Platformundan Şenol Karakaş’ın Türkiye’nin NATO’dan hemen çıkması gerektiğini vurgulayan konuşmasıyla başlayan eylem, Meryem Karayıl’ın topluluk adına okuduğu açıklamayla devam etti. Aynı açıklamanın İngilizcesini ise Melike Belkıs Örs okudu. Eğitim İlke-Sen başkanı Ahmet Örs ise “1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti çerçevesinde varılacak bir barış ” talebini eleştirdi ve bunun büyük bir emperyalist-Siyonist tuzak olduğunu söyledi.

“Siyonizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak, Trump Gazze’den Elini Çek, Katil ABD Ortadoğu’dan Defol, Katil İsrail Filistin’den Defol, Zalimler Yenilecek Direniş Kazanacak, NATO’dan Çıkılsın Üsler Sökülsün, Filistin Trump’a Mezar Olacak, Kürecik Radarı İsrail’in Kalkanı, Kahrolsun İşbirlikçi Hainler, Aaron’a Rachel’e Ayşenur’a Bin Selam, Firavunlar Yenilecek Musalar Kazanacak, Yaşasın Küresel İntifada” sloganlarının atıldığı eylemde okunan açıklamanın Türkçe ve İngilizceleri şöyle:

Kıymetli Filistin dostları,

Siyonist, işgalci İsrail, Gazze’de tarihin gördüğü en büyük soykırımlardan birini yaptı.

Yüz binlerce Filistinli kardeşimiz bu katliamda can verdi!

Milyonlarca Filistinli yaralandı; evini, mahallesini kaybetti, oradan oraya sürüldü.

15 ay boyunca benzeri görülmemiş bir vahşet yaşadı Gazze.

Gazze alt üst olurken Siyonist işgalciler Batı Şeria’da da boş durmadı!

Hem Aksâ Tûfânı sırasında hem de Gazze ateşkesinden sonra Batı Şeria yoğun bir Siyonist saldırı altında kaldı!

Filistinliler bu soykırım savaşı süresince en temel insani ihtiyaçlarından mahrum bırakıldı, açlık ve salgın hastalıklar bir halkı yok olma noktasına getirdi.

Bölgedeki işbirlikçi yönetimlerin desteği ya da suskunluğundan güç alan İsrail, katliamlarını pervasızca sürdürdü.

Ama herkes açıkça biliyor ki bu katliamcı çetenin arkasındaki asıl güç, asıl fail Amerika’dır.

ABD öncülüğündeki egemen dünya düzeni Direniş’i bastırmak, bütün ezilen halkların özgürlük mücadelesine gözdağı vermek için bütün imkânlarıyla Gazze’ye adeta çullandılar.

Biden önderliğindeki bu emperyalist hücum, Direniş’in mazlum ve mustazaflara ilham vermesinden korkarak bütün silah fabrikalarını, maddî imkânlarını Siyonistlerin katliamları için seferber ettiler!

Şimdilerde ise ABD’de yeni bir emperyalist şef iş başına geldi.

Önceki başkanlık tecrübesinden de herkesin bildiği bu çağın en büyük Firavunlarından biri olan Trump, Gazze’yi ele geçirmekten, Gazzelileri Mısır’a ve Ürdün’e sürmekten bahsetmektedir.

Sonrasında da sıranın Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilere geleceğini işaret eden çağın Firavununa ve onun temsil ettiği egemen dünya düzenine karşı işte bu meydanlardan sesleniyoruz:

Sizin hiçbir tehdidinizden korkmuyoruz!

Sizin tehditlerinize, en vahşî saldırılarınıza karşı vicdanlı dünya halkları Direniş’in yanında durmuştur!

Sizin tehditlerinize ve soykırım savaşlarınıza karşı bütün ezilen halkların kalbi Direniş’le beraber atmıştır!

Sizin tehdit ve katliamlarınıza karşı İntifada ateşi, Rabbimiz tarafından Firavun’un sarayına yerleştirilen Musa gibi kampüslerinizde, sokaklarınızda, parlamentolarınızda boy vermiştir!

Ne yapsanız, ne kadar tehdit etseniz boştur!

Âlemlerin Rabbine teslim olmuş ve sadece O’ndan korkan Direniş’i yıldıramayacaksınız!

Şundan emin olun ki yenileceksiniz!

Âhirete yenilmiş olarak girecek ve cehenneme sürüleceksiniz!

Bu dünyada ise çoktan yenildiniz.

İnsanlığın vicdanında çoktan mağlup oldunuz!

Çağlar boyunca kötülüğün, şeytanîliğin bir örneği olarak anılacaksınız!

Şunu unutmayın ki tankınızı, topunuzu, üssünüzü, işbirlikçilerinizi Ortadoğu’dan söküp atacağız!

Sanmayın ki katliamlarınız halklarımızın, Direniş’in iradesini kıracak!

Sanmayın ki Lübnan’dan Yemen’e, İran’dan Suriye’ye, Gazze’den Batı Şeria’ya kadar ateşe verdiğiniz Ortadoğu geri çekilecek!

Hep birlikte, silkinip yeniden ve yeniden karşınıza dikileceğiz!

Ey Trump, ey katillerin koruyucusu!

Tüccar dilini, paraya tapan zihnini, Siyonistlerini, işbirlikçilerini Gazze’den, Filistin’den, Ortadoğu’dan ve bütün mazlum coğrafyalardan çek!

Senden korkan senden beter olsun!

Siyonist işgal şebekeni Filistin’den söküp atacağımız günler yakındır.

Asıl sen, Amerikan üniversitelerinin kampüslerinde harlanan intifada ateşinden; Aaronların, Rachellerin iradesinden kork!

İşte o irade hepinizi alt edecek ve düzeniniz tepetaklak olacaktır!

Yaşasın Küresel İntifada!

Kahrolsun emperyalist-Siyonist zalimler! 

Dear friends of Palestine,

Zionist, occupying Israel committed one of the biggest genocides in history in Gaza.

Hundreds of thousands of our Palestinian brothers and sisters have been killed in this massacre!

Millions of Palestinians have been injured, lost their homes and neighborhoods, and have been driven from one place to another.

For 15 months, Gaza has experienced unprecedented brutality.

While Gaza was turned upside down, the Zionist occupiers were not idle in the West Bank!

Both during the Al-Aqsa Flood and after the Gaza ceasefire, the West Bank has been under intense Zionist attack!

Palestinians have been deprived of their most basic human needs during this genocidal war, while starvation and epidemic disease have driven a people to the point of extinction.

Empowered by the support or silence of the collaborative governments in the region, Israel continued its massacres recklessly.

But everyone clearly knows that the real power, the real perpetrator behind this murderous gang is America.

The ruling world order, led by the United States, has swooped on Gaza with all its means to suppress the Resistance and intimidate the freedom struggle of all oppressed peoples.

This imperialist offensive led by Biden, fearing that the Resistance would inspire the oppressed and the mustazaf, gave all its weapons factories and material means to the Zionists.

Now a new imperialist chief has taken over in the US.

Trump, one of the greatest Pharaohs of this age, as everyone knows from his previous presidential experience, talks about taking over Gaza and expelling Gazans to Egypt and Jordan.

We are calling out from these squares against the Pharaoh of the age and the dominant world order that he represents, which points out that the Palestinians living in the West Bank will be next:

We are not afraid of any of your threats!

Against your threats, against your most brutal attacks, the conscientious peoples of the world have stood by the Resistance!

The hearts of all oppressed peoples beat with the Resistance against your threats and genocidal wars!

The fire of Intifada against your threats and massacres has appeared on your campuses, on your streets, in your parliaments, like Moses who was placed in Pharaoh’s palace by our Lord!

No matter what you do, no matter how much you threaten!

You will not intimidate the Resistance, which has surrendered to the Lord of the Worlds and fears only Him!

Rest assured that you will be defeated!

You will enter the Afterlife defeated and you will be driven to Hell!

In this world you are already defeated.

You have already been defeated in the conscience of humanity!

You will be remembered throughout the ages as an example of evil and demonization!

Remember that we will uproot your tanks, cannons, bases and collaborators from the Middle East!

Do not think that your massacres will break the will of our peoples, of the Resistance, do not think that the Middle East that you set on fire from Lebanon to Yemen, from Iran to Syria, from Gaza to the West Bank will retreat!

Together, we will rise up and face you again and again!

O Trump, protector of murderers!

Withdraw your merchant language, your money-worshipping mind, your Zionists, your collaborators from Gaza, Palestine, the Middle East and all oppressed geographies!

May he who fears you be worse than you!

The day is coming when we will uproot the Zionist occupation network from Palestine.

You should be afraid of the fire of the intifada burning on the campuses of American universities; you should be afraid of the will of the Aarons and Rachels!

That will will defeat you all and your order will be turned upside down!

Long Live the Global Intifada!

Down with the imperialist-Zionist oppressors! 

Devamını Okuyun

GÜNDEM