Yazılar

Nefretin Gölgesinde Hayat Bulmak ve Hayat Kurmak Mümkün mü? – Yasin Yarar

Yayınlanma:

-

Yüce bir güce dayandığını iddia eden insanlar, kendilerini bu yüce gücün koruyucusu olarak görürler ve amaçlarının bu gücü korumak olduğuna inanırlar. Onlar, bu yüce gayenin insanı ahlaki yüceliğe taşıdığını düşünürler ve bu nedenle kendilerini bu yolda azizleştirirler. Ancak ne yazık ki, bazı insanlar bu düşüncelerini unutarak ağızlarında salya akıtan ve dilinde galiz ifadelerle başkalarına saldırmak amacıyla ortaya çıkarlar.

Bu insanlar, yüce güce olan bağlılıklarını ve iddialarını kullanarak, kendilerini ahlaki üstünlüklerinin kaynağı olarak görürler. Bu üstünlüğü, başkalarını küçümsemek ve onlara karşı saldırgan bir tutum sergilemek için kullanırlar. Onların gözünde, kendi inançlarından sapmayan herkes, düşman olarak görülür ve hedef alınır.

Saldırganlıklarını meşrulaştırmak için din, ideoloji veya başka bir yüce güç adına hareket ettiklerini iddia ederler. Ancak gerçekten yüce olanı unuturlar ve ahlaki değerlerin yerine nefret, ön yargı ve şiddet getirirler. Onlar, düşmanlarını yok etmeye odaklanırken aslında kendilerini ve değerlerini yok ederler.

Eleştiriye ve farklı düşüncelere tahammülsüz bir şekilde tepki verirler. Kendi fikirlerine karşı çıkanları susturmak ve sindirmek için her türlü yöntemi kullanırlar. Kendi kendilerini yüceltmek için başkalarını aşağılamak ve küçümsemekten çekinmezler. Sözlerinde ve eylemlerinde ahlaki bir çöküş yaşarlar.

Ancak unutmamak gerekir ki, gerçek bir yüce güç, sevgi, hoşgörü ve adalet temelleri üzerine inşa edilir. İnsanları birleştirir, onları daha iyi bir dünya için harekete geçirir ve onların ahlaki değerlere bağlı kalmalarını sağlar. Yüce bir gaye, bireyleri ahlaki yüceliğe taşırken, kin ve düşmanlık tohumları yerine hoşgörü ve anlayış tohumları eker.

İnsanların, yüce bir güce dayandığını iddia ettiklerinde, ahlaki değerleri yaşama şekillerine yansıtmaları büyük önem taşır. Bu, insanın içsel dünyasında başlar ve dışa doğru yayılır. İçsel olarak sevgi, hoşgörü, adalet, dürüstlük ve empati gibi değerleri benimsemek ve bunları günlük yaşam pratiklerinde uygulamak gerekir.

Sevgi, her bir bireyi kabul etmek, saygı göstermek ve desteklemek anlamına gelir. Hoşgörü, farklı düşüncelere, inançlara ve yaşam tarzlarına saygı duymak ve bunları zenginlik olarak görmektir. Adalet, herkesin eşit ve adil bir şekilde muamele görmesini sağlamak için çaba sarf etmektir. Dürüstlük, doğruluktan sapmadan doğruyu söylemek ve doğruyu yapmaktır. Empati, başkalarının duygularını anlamaya çalışmak ve onların perspektifinden bakabilmektir.

Bu değerleri yaşama geçirmek, günlük etkileşimlerde ve ilişkilerde kendini gösterir. Başkalarına anlayış ve hoşgörüyle yaklaşmak, onlara yardım etmek, adaletli ve doğru kararlar almak, dürüstlük ve bütünlük ilkesine sadık kalmak gibi davranışlar, ahlaki değerlerin yaşanmasını sağlar.

Yüce bir gaye, insanları bu ahlaki değerlere uygun bir şekilde harekete geçirir. İnsanlar, toplumda olumlu bir etki yaratmak için bu değerleri temel alır ve başkalarına ilham verir. Güçlü bir örnek oluşturarak diğer insanları ahlaki değerleri benimsemeye teşvik ederler.

Unutulmamalıdır ki, ahlaki değerlerin yaşanması sürekli bir çaba gerektirir. Her gün karşılaşılan zorluklar ve başkalarının tutumları, bu değerlerin sınanmasına neden olabilir. Ancak, bu zorluklarla başa çıkmak için içsel güç ve irade kullanılmalıdır.

Yüce bir güce dayandığını iddia eden insanlar, ahlaki değerleri yaşama şekillerine yansıtarak gerçek bir anlamda bu iddialarını desteklemiş olurlar. Nefretin gölgesinde değil, sevginin ışığında hayat bulurlar. İçsel dönüşüm süreciyle kendilerini ve başkalarını aydınlatırlar. Bu sayede, toplumda daha güçlü bir bağ, daha iyi bir dünya ve daha yüksek bir ahlaki yücelik elde edilebilir.

Müslüman, nefretin gölgesinde değil kavi kelime ve eylemlerin inşa ettiği bir göğün altında gölgelenir. Bu öyle bir göktür ki her varlık orada hayat bulur. Zarar görmeyeceğinden emindir. Orası bir eminlik ülkesidir. Varlığın çoğaldığı, anlam bulduğu ve anlam inşa etmeye katkı sağladığı bir yerdir orası. Hepimizin bu göğün üzerine örtülmüş örtüyü kaldırarak insanların/insanlığın nehri geçerek Nuh’un Gemisi’ne binmesini mümkün kılacak bir gayenin gerçekleşmesi için mücadele etme sorumluluğu vardır.

Tıklayın, yorumlayın

GÜNDEM

Exit mobile version