Yazılar

Kudüs Günü demişken

Yayınlanma:

-

Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar / Ve dağılmış pazar yerlerine memleket

Edip Cansever’in Mendilimde Kan Sesleri şiirinde geçen bu mısraların bağlamı başkadır elbette ama nicedir İslam coğrafyasının, İslam ümmetinin acınası bir fotoğrafı olarak duruyor benim karşımda.

Özellikle Irak’ta, pazar yerlerindeki katliamlar (çoğu zaman intihar saldırısı olarak) sonrasında bu mısralar gelip çakılırdı zihnime.

Sonra Irak’taki o fotoğraf her bir yanı arşınlamaya; Suriye’ye, Yemen’e, Libya’ya hatta biliyorsunuz biraz Türkiye’ye uğramaya başladı ve Ortadoğunun orta yerine çöreklendi.

Dağılmış pazar yerlerine benziyordu Ortadoğu.

Ülkelerimiz dağılmıştı: halklarıyla, coğrafyasıyla, zihniyle, ekonomisiyle… Sefaletin görünür ne kadar şekli varsa ağıyordu ekranlardan kalplerimize, yorup perişanlıyordu her birimizi.

Mehmet Akif’in şiirlerini, vaazlarını okuyanlar bugünü göreceklerdir. Onlar da Edip Cansever’in mısralarını mırıldanacaklardır. Dağılma, çaresizlik ve feryat… Peş peşe ve ardı ardına!

Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım / Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım

Şair duyarlılıkları işte! İki mısra ile acıyı fotoğraflama kabiliyeti!

Demek ki birkaç asırlık dağılmalarla muhatabız.

Her yerde ve her tarafta dağılma!

O dağılmayı tek bir sembolde toplayıp onun bütün dışavurumlarını oradan hareketle çözümlemek mümkün olabilirdi ve o sembol elbette Kudüs’tü.

Bütün o dışavurumlar…

Soyut, somut, düşünsel, siyasal, ilmî, ahlâkî, teorik, pratik…

Hangisine el atsanız liste başı olmayı hak etmiyor mu?

Bu dağılmanın neresindesiniz? Hangisine el verme kabiliyetiniz, azim ve kararlılığınız var?

Bütün dağılmaları Kudüs sembolünde nasıl derleyip toparlayacak ve nasıl bir çıkış mümkün göreceksiniz? Bu hususta ümmete ve insanlığa vereceğiniz cevaplar, yapacağınız açıklamalar heyecanla takip edilecektir.

Bugün insanlık cehennemî bir uçurumun kenarında durmaktadır. 

Böyle der, Yoldaki İşaretler’in hemen başında Seyyid Kutup.

Demek ki İslam ümmetini aşan ve birbirine bağlı bir dağılma tespit etmiş şehid Kutup. Ne büyük ufuk!

İnsanlığın bir ümmet olarak işe koşulacağı çokça durum var: ekolojik, sosyolojik bütün yıkımlara karşı.

Evet, böyle bir adlandırmayı hak edecek birçok ortaklık sözleşme hukuklarıyla elbette ilerleyebilir. Medine Sözleşmesinde müslim-gayrimüslim bütün Medine halkının tek bir ümmet, odaklandığı hususun örgütlü gücü olarak…

Kudüs’ün sembol oluşu örgütlü kötülüğe karşı örgütlü bir mukavemeti imler.

İslam ümmetinin örgütlülüğü, kötülüğe karşı küresel direnişin örülüp ilintilenen ağları… İnsanlığın ıslah cephesinde buluşması… Adalet ve iyiliğin dağılmayı toparlaması…

Ve [bunun içindir ki, ey Peygamber,] Biz seni yalnızca, bütün âlemlere rahmetimiz[in bir işareti] olarak gönderdik.

Enbiya Sûresindeki bu vurguyu, “Resûlün mesajının bütün insanlığa, tabiata, börtü böceğe, cümle mevcûdâta rahmet, barış-esenlik iklimi bağışlaması olarak somutlama sorumluluğunu kuşanmak” şeklinde idraklere nakşetmek icap etmektedir.

Dağılmışlığı toparlamak, mukavemete el vermek için yetkin olduğumuz bir noktadan ıslah cephesini inşa etmeye azmetmek gerekmektedir.

Dağılma ve toparlanmada hangi yetkinlikle ayağa kalkabilirsiniz?

Direniş sürecinin neresinden tutacaksınız?

Özgür Kudüs’e giden yolu buradan, Uzak Asya’da atölyelere tıkıştırılan emekçilerden, Brezilya’daki topraksız köylülerden, Yemen’de bombalanan çocuklardan, Meriç kenarına yığılan mültecilerden, soyu tükenen hayvanlardan, şaşılası derin düşüncelerin kıvrımlarından, şiirden, resimden…

Hangisinden?

Hangisinden Kudüs’e bir yol örmeye katkıda bulunacaksın?

Her bir yanımızı çevrelemiş tutsaklıkları uzak coğrafyalardaki direniş bilinçleriyle el ele vererek, örgütleyerek, adım adım Kudüs’e yürümek…

Kudüs Günü demişken, şu dağılmışlığımızı nasıl toparlayacağımıza dâir…

İşte bunlara dâir daha çok düşünerek ve muhakkak behemehâl mümkün bir yetkinlikle yola koyularak…

Cümle dağılmışlıkları derleyip toparlayarak…

Tıklayın, yorumlayın

GÜNDEM

Exit mobile version