Benden “yaşanmışlığın hikâyesini” yazın diyorsunuz ki 1970 yılından bu güne yaşadığım semtin adıdır Tozkoparan. Hatta 10 dairelik apartmanımızın adı her ilden bir ailenin oturduğu ve Türkiye mozaiğini taşıdığı için Erzincanlı rahmetli Alevi Kemal amca apartmanımızın ismini ANADOLU APARTMANI koymuş ve mermere yazdırarak tescillemişti. Türkiye Cumhuriyeti devleti sosyal devlet adımlarını atarken gecekondulaşmayı engellemek amacı ile çalışan, işçi kesimine yönelik olarak “sosyal konutlar” adı altında -ki ilk yapılarını halkına kiradan daha ucuz fiyatlarla taksitli evler yaparak göstermeye başladığı dönemlerde- yapılan konutların yeridir Tozkoparan. Evlerimiz takribi 70 metre kare olsa da sosyal donatı alanı olarak en az her dairenin iki katı kadar da yeşil alan bırakılarak halkın Anadolu kültüründen kalan bahçe işleriyle meşgul olmasını sağlanmıştı.
Gel zaman git zaman derken denizin bittiği döneme geldik! Dönemin liderlik makamı “Yatay mimariye dönmemiz gerekiyor.” dese de acıkınca yaptığı ekmeği yemeye devam eden Mekke müşrikleri gibi davranarak, tepeden bakınca yeşil görünen ender yerlerden biri olan Tozkoparan yapılarının riskli yapılar olduğu bahanesi ile halkın bütün kazanımlarına çökmek isteyen sermaye, bütün pervasızlığıyla, devletin bütün enstrümanlarıyla üzerine geldiği şu günlerde ‘halk için halkına zulmeden’ ceberrut devlet ile mücadele eden dar gelirli fakat haklılığının verdiği güçle bu zorbalığa direniyor TOZKOPARAN! Tarih bize bu direnişte Filistin’den kader ortağımız olan Şeyh Cerrah Mahallesi bize direnmeyi öğretti!
“Burası Türkiye İsrail Değil!” sloganı ile firavunun sihirbazlarının bütün sihirleri yok oldu ve o günden sonra Şeyh Cerrah Mahallesine yapılanların Tozkoparan’a yapılanların aynısı olduğunu görüp onlar gibi direniyoruz ama çevremizden kimileri mücadeleye köstek olup en büyük düşmanımız olarak karşımıza çıktılar. Şeyh Cerrah Mahallesi direnişi için İsrail konsolosluğunu protestoya koşanlar Tozkoparan’ı görmezden geldiler. Turnusol kâğıdının bu kadar net ayrıştırdığı bir vaka yoktur herhalde.
İsteklerimizin açık ve nettir. İnanıyoruz ki kazanacağız! Dilenerek değil DİRENEREK kazanacağız!
