Hiçbir problem yüzeye vurduğundan ibaret değildir. Her problemin yüzeyin altında onu var kılan bir süreç yaşar, demlenir. Fırsat bulduğunda yüzeye çıkar.
Yapısal çözümler üretmek yerine lokal, semptomik önlemler alınmaya devam edildiği sürece her tür sızma mümkün dairededir.
Evrensel vicdanı ve hakikati tahkim etmeyen her şey bir sızmadır.
Yerellikler bir sızmadır.
Ulusmilliyetçilikler bir sızmadır.
İnsanı yok saymak bir sızmadır.
Hamaset bir sızmadır.
Nepotizm bir sızmadır.
Coğrafyacılık bir sızmadır.
Sünnilik-Şiilik sopalaştırıldıgında bir sızmadır.
Öteki inşa eden her tür söz ve eylem bir sızmadır.
Romantizmler üretmek bir sızmadır.
Hırsızlık ve yolsuzluklara geçit vermek sızmadır.
En küçük bir sızmaya müsaade edildiğinde oradan sızan şeyden kurtulmak mümkün değildir.
Bu mesele sadece KPSS meselesi değildir.
Ne diyordu Konfüçyüs: Bir mıhı yitirirsen naldan olursun, bir nalı yitirirsen attan olursun, bir atı yitirirsen ordudan olursun, orduyu yitirirsen ülkeden olursun!