Yazılar

Kazanç ve Kayıplarıyla Dijital Öğretim – Süleyman Yıldız

Yayınlanma:

-

Eğitimciler, salgın sürecinde uygulanan uzaktan eğitimi sitemiz için değerlendirdi:

Pandemi nedeniyle internet ve televizyon aracılığıyla uzaktan verilen eğitim sürecini genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Öğrencilerin uzaktan eğitim araçlarına ulaşma imkânları çerçevesinde bir değerlendirme yapar mısınız? Eğitim-öğretim süreçlerinin tek bir merkeze bağlı olması salgın gibi kriz anlarında hangi semptomları göstermektedir? Herkes için daha iyisi nasıl mümkün olabilir?

Süleyman Yıldız:

KAZANÇ VE KAYIPLARIYLA DİJİTAL ÖĞRETİM

Pandemi sonrası üzerinde giderek durduğumuz dijital öğretim, ülkeleri pedagojik olarak bir paradigma değişimine zorlamıştır. Gerçek öğrenme ortamından farklılıklar içeren dijital öğretim; zaman ve mekandan bağımsız olması, farklı türlerde materyal paylaşımına olanak sağlaması, bilginin çok zengin göstergebilimsel kaynaklarla sunulması bakımından pedagojik olarak birtakım kayıplar ve kazançlar içermektedir.

Kayıplardan başlayacak olursak birincisi öğretmen ve öğrencilerin gerçek sınıf ortamından uzak kalması bir zaman ve mekân karmaşısına yol açmıştır. Zaman ve mekânın sınırları esnemiştir. Sınıf içinde bulunma yani var olma (being) hissi ortadan kalkmıştır. Alışılagelmiş olan bir mekâna ait olma hissi ile o mekâna bağlı rutinler ortadan kaybolmuştur. Aynı zamanda fakat farklı mekânda bulunan bireyler bulundukları mekânın problemleri ile derse katılım sağlamaktadırlar. Oysaki evlerindeki ebeveyn baskısı gibi belli başlı problemleri ait oldukları mekânda bırakıp okula gelen öğrenciler bu sorunlardan uzaklaşmakta, eğitimi ve öğretimi olumsuz etkileyen böylesi durumlardan uzak kalmaktadır. Mekânın öğrenme üzerindeki etkisi de düşünüldüğünde bunun şu an için ciddi bir problem olduğu aşikârdır.

Aynı mekânda bulunmayan öğretmen ve öğrenci jest ve mimik gibi anlam taşıyan öğelerden de uzak kalır. Gerçek sınıf ortamında öğrencilerinin jest ve mimiklerinden öğretimin gerçekleştiğini anlayabilen öğretmen bu geridönütten yoksun kalmıştır. Fiziksel ortamın kaybı sınıf içi etkileşimin, duygusal bağın ve eğitimin önemli bir parçası olan mizah ve iğnelemeleri de ortadan kaldırmıştır.

Biraz da kazançlardan bahsedecek olursak dijital öğretimin sağladığı önemli hususlardan birisi öğretmenin mekândan kaynaklı elde ettiği otoriter tavrı törpülemesidir. Ekranda diğer öğrencilerle eşdeğer bir kutucuktan seslenen öğretmen bilgiyi paylaşmada ve öğretim sürecince baskın eleman olmaktan uzaklaştırılmıştır. Her ne kadar bu bazı öğretmenler tarafından olumsuz algılansa da öğretim sürecine katılmada öğrencilerin de paydaş olması öğretimin kapsayıcılığı açısından önem taşımaktadır.

Gerçek sınıf ortamında birebir öğretmen ve öğrenci arasında gerçekleşen tartışmalar dijital ortam ve onun sunduğu araçlar yardımıyla daha kolektif bir şekilde yapılmakta hatta gerçek sınıf ortamında tartışmaya katılmayan utangaç öğrenciler yorumlar yazarak kendi seslerini duyurabilmektedirler. Bu açıdan bakılınca bazıları için daha konforlu daha az baskı hissetikleri bir öğrenme ortamı sunması açısından dijital öğretimin faydaları olduğu açıktır.

Dijital öğretimin nicedir üzerinde durulan bireysel öğretim için çok önemli bir araç olarak durduğu deneyimlenmiştir. Her öğrencinin bilişsel seviyesine bir öğretim süreci tasarlama imkanı sunduğundan, öğrencilerin birbirlerinin yaptıklarını ve notlarını görmeyi engellediğinden akran baskısını da ortadan kadırmaktadır.

Bu yazıda sadece bazı yönleriyle kısaca üzerinde durduğumuz dijital öğretim kayıpları ve kazançlarıyla beraber pandemiden sonraki öğretim ortamının önemli bir unsuru olarak kabul göreceği açıktır. Bu yüzden dijital öğretimin pedagojisi üzerinde çok fazla düşünülmesi ve tartışılması gerektiği açıktır.

 

 

Tıklayın, yorumlayın

GÜNDEM

Exit mobile version