Türkiye’yi 20 yıldır yöneten AKP, büyük oranda 28 Şubat sürecinde yaşanan mağduriyetler üzerinden iktidar oldu. Bu uzun sürede hala iktidarda kalmayı sürdürmesi de yine etkisi hafife alınmayacak derecede 28 Şubat sürecinde yaşananların, gözümüzün içine soka soka söylemleştirilmesidir. Her durumda dillerinden düşürmedikleri, “Biz gidersek yine eski kötü günlere dönersiniz!” tehdidi bitmez tükenmez gibi gözüküyor. Bu tehdit üzerinden toplumu hizaya getiren iktidar, adeta korkuyu bekleyen bir topluma “Ayağını denk al!” demektedir.
İşin en ilginç tarafı da bu kadar uzun süredir devletin her kurum ve kademesinde bu kadar muktedir olmuşken hala 28 Şubat’tan hareketle mazlum edebiyatı yapmaları ne kadar kötü bir noktaya geldiklerini göstermektedir.
Salgının da etkisiyle derinleşen yoksulluk, hukuksuzluk, adaletsizlikler, hak ihlalleri vb. iktidarı hesap vermek ve çözüm üretmek yerine yine düşman üretmeye ve güvenlikçi politikalar üretmeye iten bir süreci dayatıyor. Yani, “Bizim dışımızdakiler iktidara gelirse aynı karanlık günlere geri dönersiniz!” söylemine yol açabiliyor.
İşte 28 Şubat, bu süreçte, muktedirlikleri tartışmasız olan bu iktidar tarafından nemalanacak ve oy devşirmeyi sağlayan, sürekli üretilen ve yeni durumlara uyarlanan bir ‘endüstri’ye dönüştürülmüştür.