Köşe Yazıları

Bu Cenaze Kalkacak!

Yayınlanma:

-

Dünya büyük altüst oluşların eşiğinde…

Sınır ve paktlarla korunan, ebed-müddet sanrısıyla sürdürülmek istenen düzen sarsılıyor.

Bu büyük altüst oluşun sancılarını her bir toplum ve bölge fazlasıyla hissediyor.

Kimi yanda cılız da olsa umut dalgalanmaları ama çoğu tarafta derin endişe ve korkular…

Değişecek! Altüst olacak! Ulus-devletler, paktlar, sınırlar, coğrafyalar bambaşka hâllere evrilecek!

Bir kehanetten mi bahsediyoruz? Elbette hayır!

Her şey bütün çıplaklığıyla ortada… Yeryüzü, tanık olduğumuz hayatlarla birlikte bu büyük dönüşüme hazırlanıyor.

Coğrafyalarda hayat zorlukları, açlık ve felâketleri sunup duruyor insanlarına.

Zengini, korunaklı bölgeler inşa etme peşinde kendileri için; güvenli bölgeler… Bambaşka aşama ve hayatlar…

Transhümanizmden posthümanizme yol döşüyorlar!

Hakikatin yokluğunda gelmekte olanı savuşturabileceklerini vehmediyorlar.

Ege ve Akdeniz’in büyük bir mezarlık olduğunu artık bilmeyen yok.

Vâr olsun Yunanistanlı yoldaşlar ki, bu sarsıcı ve çarpıcı gerçeği haykırıyorlar günlerdir; korunaklı iklimlerin insanı zengin turistlere:

“Turistler! Avrupa’nın en büyük göçmen mezarlığındaki gezinizin tadını çıkarın!”

Sınırları aşar insanlar, tel örgüleri parçalar gerekirse; boğulup dursa da binlerce kez Akdeniz’de varır bir gün karaya.

O zaman her şey bambaşka olur.

Yüz milyonlarcası kuraklığın pençesindeki Hindistan’dan, Pakistan’dan, Afganistan’dan kuzeye ve batıya doğru sel gibi akar.

Afrika tümden boşalır.

Hangi duvarlar durdurabilir onları?

Hangi ulus-devletler bu sel karşısında varlığını muhafaza edebilir?

Vicdanlı Alman yoldaşlar da şöyle haykırıyor hakikati, mültecilik meselesi tartışılırken bütün insanlığa:

“Siz buradasınız, çünkü biz ülkelerinizi imha ediyoruz!”                

Talan edilmiş bir yeryüzü faturası var insanlığın önünde.

Bu cenaze kalkacak!

Yeryüzü Allah’ın değil mi? Kim çekmiş bunca sınırı? Kim yasak bölgeler, korunaklı mekânlar kurmuş kendine; dünyayı bunca hırsızladıktan sonra!

Bu cenaze kalkacak.

İfsat batağından kurtulmak yerine hâlâ üst insan olmak, daha büyük korunaklılık elde etmek mümkün mü?

Elbette değil.

Bütün bir yeryüzü ancak Mescid-i Haram modeline tabi olursa kurtuluşa erebilir.

Canhıraş çabalarla göç yollarına düşen/düşürülen insanlığın faillerini biliyoruz.

Yeryüzündeki egemenlerin milyarlarca insana çer-çöp gözüyle baktığını; mümkün oranda kendilerine hizmet edecek bir kısmı için bu hareketliliği desteklediklerini, geri kalanlarını ise denizlerde, sınırlarda, kamplarda katletmeye kararlı olduklarını gösteriyor.

Modern kapitalist medeniyetin makyajı akıyor, bütün vahşet ve çirkinliğiyle arz-ı endam ediyor canavar!

Fatura ve cenaze orta yerde duruyor.

İfsad ve ıslah cephelerinde bekleşenler tarihi bir kapışma için hazır.

Cehenneme çevrilen yeryüzünde ıslah cephesi ifsat cephesine galebe çalmak zorunda.

Davranın!

Tıklayın, yorumlayın

GÜNDEM

Exit mobile version