Haberler
Çiftçi-Sen: “Yeter Artık! Topraklarımız Metalaştırılmasın!”
Çiftçiler Sendikası (ÇİFTÇİ-SEN), “17 Nisan Çiftçilerin Uluslararası Mücadele Günü” vesilesiyle bir açıklama yayımladı.
Genel başkan Ali Bülent Erdem ve genel örgütlenme sekreteri Adnan Çobanoğlu imzasıyla yayımlanan açıklamada sermaye ve devletlerin tabiat talanına vurgu yapıldı ve birçok ülkede toprak ve suyun şirketler tarafından gasp edildiği, havanın kirletildiği, buna karşı duran ve topraklarında onurlu bir yaşam sürdürmek, sağlıklı gıda üretmek isteyen köylülerin/çiftçilerin ise şiddete maruz kaldığı dile getirildi.
Açıklamanın tam metni şu şekilde:
17 Nisan Çiftçilerin Uluslararası Mücadele Günü
1996 yılının 17 Nisan’ında Brezilya’da Topraksız Kır İşçileri-MST’li çiftçiler toprağa erişmek için verdikleri meşru mücadele sırasında şirket ve devletin güvenlik güçleri tarafından saldırıya uğramış ve 19 MST üyesi acımasızca katledilmiştir. Çiftçilerin küresel örgütü La Via Campesina (Çiftçi Yolu) 17 Nisanları katledilen çiftçileri anmak ve şirketlerin gıda sistemine karşı mücadelenin yükseldiği bir gün haline getirmek için 17 Nisan’ı “Çiftçi Mücadele Günü” olarak belirlemiştir. O tarihten bu yana her 17 Nisan, “Çiftçilerin Uluslararası Mücadele Günü” olarak ortak gündemli değişik eylem ve etkinliklerle anılmaktadır. Bu yılın gündemi Toprağa Erişim Hakkının dillendirilmesi üzerinedir.
Toprak hakkı, çiftçilerin ve kırsal toplulukların köylü tarımsal ekolojisi yoluyla sağlıklı gıda üretmeye devam edebilmeleri ve toplumsal, ekonomik ve siyasal yaşama tam katılım sağlayabilmeleri için olmazsa olmazıdır. Ancak bu hak ve mücadele, sermaye devletleri tarafından hâlâ suç sayılmakta, dünyadaki çiftçi/köylü örgütlerinin ortak hazırladıkları BM Genel Kurulunda kabul edilen kısa adı “Köylü Hakları Deklarasyonu”nda geçen haklar sistematik olarak ihlâl edilmektedir.
Gıda her canlı için “olmazsa olmaz” olandır. Sağlıklı gıdaları üretebilmek ancak temiz toprak ve kirletilmemiş su ile mümkündür. Çiftçilerin temiz toprak ve suya erişimi ile doğayla birlikte üretebilmesi tahrip edilmemiş ekolojik yapıları gerekli kılar. Yaşamı canlı kılabilmemiz, kültürlerimizi yaşatabilmemiz ancak böyle mümkün olabilir ve gıda egemenliğinin temelini oluşturur.
Sermaye için ise toprak, su, hava, doğanın her bir parçası kâr aracı, bir meta olarak görülmektedir. Sermaye birikimi için toprak, hava, su ve doğal kaynaklar gasp edilmekte ve hatta ülkelerin işgaline kadar gidilmektedir. Ortadoğu’da yaşananların, Filistin’in İsrail tarafından işgalinin nedeni hep aynıdır. Bu nedenledir ki ülkemizde ve Latin Amerika’dan Afrika ve Asya’ya kadar birçok ülkede toprak ve su, şirketler tarafından gasp ediliyor, hava kirletiliyor; buna karşı duran, topraklarında onurlu bir yaşam sürdürmek ve sağlıklı gıda üretmek isteyen köylüler/çiftçiler ise şiddete maruz kalıyorlar.
Gıdayı, toprağı, suyu, enerjiyi kontrol etmek isteyen şirketler dünyanın her yerinde toprak gaspı yapıyorlar, neoliberal politikaları uygulayan siyasi iktidarlar da onların sunduğu politika ve projeleri uyguluyor. Madencilik faaliyetleri, alışveriş merkezleri, otoyollar, çarpık kentleşme, “yenilenebilir enerji” projeleri altında toprağa, suya, havaya el koyma ve kirletme yatırımları her yıl binlerce hektar tarım arazisini, su kaynaklarını, iklim koşullarını yok ederek kırsal yaşamı etkiliyor. Otlak ve meraların özelleştirilmesinin sonucu bitkisel üretim ile hayvan yetiştiriciliğinin bağı kopartıldı.
Sermayenin bitmeyen kâr hırsının sonucu olarak yaratılan İklim krizinin olumsuz etkileri bu yıl ülkemizde daha net görüldü. Binlerce hektar arazi don olayının etkisi altında kaldı. Ancak toprağa, suya erişim hakkını savunan köylüler/çiftçiler, ekolojistler dünyanın hiçbir yerinde buna sessiz kalmıyor, ellerinden geldiğince bu tür saldırılara karşı mücadele ediyor ve şiddete maruz kalıyor.
Yeter artık! Topraklarımız metalaştırılmasın!
La Via Campesina ve ÇİFTÇİ- SEN olarak; siyasi iktidarlara toprak gaspına son vererek toprağı köylüler arasında yeniden dağıtacak ve “Gıda Egemenliği”ne odaklanan, halkçı ve kapsamlı bir “Tarım Reformu” çağrısında bulunuyoruz.
Taleplerimiz:
- Arazi kullanımının sosyal, ekonomik ve çevresel boyutlarını göz önünde bulundurun!
- Eşitsizliğin, sınır dışı edilmelerin ve mülksüzleştirilmelerin yapısal nedenlerini ele alın!
- Filistinlilerin ve pek çok başka bölgede yerinden edilmiş toplulukların topraklarını halka geri verin!
- Köylü ve yerli toplulukların toprakları ve bölgeleri üzerindeki haklarını tanıyın!
- Özellikle gençler, kadınlar lehine ayrımcılık ve küçük ölçekli gıda üreticileri lehine tarım arazilerinin yeniden dağıtılmasına yönelik kamu politikalarını uygulayın!
- Toprak ve arazi gaspına son verin! Ekosistemi tahrip eden uygulama ve yatırımlardan vazgeçin!
- Köylülerin otlak ve meralarını geri verin!
Gıda krizinin sürekli büyüdüğü, yoksulların, emekçilerin gıdaya erişiminin her geçen gün zorlaştığı günümüzde daha adil ve onurlu, halkların kendi kültürlerine uygun, doğayla uyumlu bir gıda sistemi bugün daha fazla ihtiyaçtır ve bunun için kolektif bir çaba gereklidir. Bunun için de kır ve kent arasında dayanışma ve sınıf ittifakları kurmaktan ve güçlendirmekten başka çaremiz yoktur!
Gıda Egemenliği; Hemen, Şimdi!
Köylü Hakları; Hemen, Şimdi!
Toprak, Onur, Yaşam!
Çiftçiler Sendikası (ÇİFTÇİ-SEN)
Ali Bülent ERDEM (Genel Başkan)
Adnan ÇOBANOĞLU (Genel Örgütlenme Sekreteri)