Yazılar

Böyle Görüntü Kirliliği Olmaz! – Mehmet Altın  

Yayınlanma:

-

Son zamanlarda gündemde ara ara yer bulan hobi bahçeleri hakkında bir kaç söz de biz söyleyelim. Şehirlerden ve hızlı yaşamdan yorulup bunalan insanlar, fırsatını bulunca doğayla iç içe olmak, temiz ve sağlıklı gıda üretmek ve sağlık gibi nedenlerle köylere ve kırlara yerleşmeyi tercih ediyorlar. Bu durum giderek yaygınlık kazanıyor. Köye göç, köy hayatını canlandırdığı gibi şehirlerin nefes alması için de gayet olumlu bir hareket. Fakat ne oluyor ve nasıl oluyorsa iktidar bu hareketten rahatsız oluyor.

İktidarın en başındaki ismin yatay mimariyi öven, dikey mimariyi eleştiren sözlerini hatırlayınca insan bu işte bir çelişki olduğunu anlıyor. Ne oluyor da “Suriyeli mülteci kardeşlerimiz için beş yüz metrekarelik bahçeli evler yapsak fena mı olur?” diyen Cumhurbaşkanı, kendi halkının tamamen kendi imkânlarıyla yaptıkları huzur yuvalarından rahatsızlık duyuyor?  Öne sürdükleri bahanelerdeki çelişkilere bakılırsa burada dışarıdan bir baskı olduğunu anlamakta zorlanmıyoruz.

Gelin şimdi bu bahaneleri biraz irdeleyelim.

İlk olarak Tarım bakanı Pakdemirli, hobi bahçelerinin görüntü kirliliği yaptığını iddia etti. Oysa bu sözü Cumhurbaşkanı şehrin ortalarına dikilen TOKİ ve kentsel dönüşüm binaları için kullanmıştı. Onu da geçelim, hobi bahçelerinin hızla yayılma sebeplerinden biri de bu bahçelerde yapılan tek ve iki katlı evlerin doğa ile ahengi, göze hitap etmesi ve görenlerde hayranlık uyandırmasıdır.

İkinci olarak, “Hobi bahçeleri yüzünden tarım alanları azalıyor.” denildi. Tarımla ilgili sıkıntılar satırlara sığmayacak kadar çok olduğu için konuyla alakalı birkaçına değinelim. Tarıma önem veren bir iktidarın büyükşehir yasası getirerek köyleri mahalle haline getirmesi, zirai fabrikaları özelleştirmesi, Cargill’e yol verip, pancara kota koyması, üreticiyi zor duruma düşürecek ithalatlara imza atması, insanları göçe mahkûm edip şehirlere ve yabancı sermayeli fabrikalara doldurması büyük bir çelişkidir.

Boş duran tarım arazilerinin işletilmesi için hiçbir çaba göstermeyen ve bu durumdan rahatsız olmayan, su kuyularına sayaç bağlayan, yerli tohuma müsaade etmeyen, ülkede onca boş tarım alanı varken başka ülkelerden tarla ve mera kiralayan, maden sahaları için orman ve hazine arazilerini açan iktidarın tarım alanlarının azalmasından endişe duymasını elbette ki beklemiyoruz.

Hobi bahçelerine yapılan evler belki tarım arazilerini alan olarak azaltıyor olabilir ama bu âtıl alanları aktif hale getirdiği de aşikârdır. Zaten problem de burada başlamaktadır. Siz hiç tarım arazilerinin azaldığından “endişe” eden iktidarın, tarım arazilerimizin ve sularımızın yabancıların ellerine geçmesinden, büyük şirketlerin GDO’lu ürünleri vatandaşa dayatmasından, çiftçimizin yabancı tohum ve gübreye mahkûm edilmesinden endişe ettiğini duydunuz mu?

Duyamazsınız.

Dediğim gibi, problem burada başlamaktadır. Büyük şirketler tarıma yön vermektedir ve hobi bahçelerinden asıl onlar haz etmemektedir. Yazımın başında bahsettiğim dış etki işte budur.

Selam ve dua ile.

Tıklayın, yorumlayın

GÜNDEM

Exit mobile version